TR|EN
Güncel
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
E-Bülten Aboneliği
Tevfik Seno Arda Lisesi

YÖNETİM ANLAYIŞIMIZ DEĞİŞEN DÜNYA İLE UYUMLU MU? (Mayıs - Haziran 2021)

Bugün hem geçen iki ay içinde yaptıklarımızdan, hem de dünyanın nereye evrildiğinden söz edeceğiz. Dünya öyle süratle değişiyor ki, bir yanımız değişimi yakalarken diğer yanımız ayak uyduramayabiliyor yeniliklere.
26.08.2021

 

ENDÜSTRİ 4.0 DÜNYAYI VE İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ DEĞİŞTİRİYOR

Son yıllarda Endüstri 4.0 sıkça gündeme geliyor. Burada öne çıkan ögeleri şöyle sıralayabiliriz: Dijitalleşme, sürdürülebilirlik, kooperasyon (iş birliği güç birliği) ve yaşam döngüsü anlayışı. Sondan başa doğru gidelim.

Yaşam Döngüsü Anlayışı

Bir ticari kuruluşun amacı nedir? Hakkaniyet ilkesi dahilinde kâr etmek. Bunu yıllarca şöyle düşündük: Ürünümün maliyetini nasıl 10 kuruş daha azaltırım da kârım o ölçüde artar. Fakat son zamanlarda bazı firmalar, sağlık faktörünü de hesaba katarak orta ve uzun vadeli değerlendirmeler yapmaya başladılar. Ve gördüler ki, örneğin bir gıda ürününde maliyeti 10 kuruş azaltmak için yaptıkları değişiklikler, kısa vadede zararı olmayan katkılar orta vadede diyabet (şeker hastalığı), damar tıkanıklığı vb. arazlara yol açabiliyor. Bu arazların ortaya çıkması halinde ürününü hiç satamama riski var. Bu riski önceden hesaplayan firmalar kısa vadede 10 kuruşluk ilave kârın orta vadede firmanın büyük zararlara uğramasına neden olabileceğini değerlendiriyorlar.

“Günü kurtarma” çabasının aslında bir şeyi kurtarmadığını fark eden insanlar artık konuya “yaşam döngüsü” anlayışıyla bakıyorlar. İnşaat sektörünü yakından ilgilendiren “Yaşam döngüsü analizi”, “Döngüsel ekonomi”, ömrünü dolduran yapıların yıkımı yerine “Söküm ve uyarlanabilirlik tasarımı (Design for disassembly and adaptability - DfD/A) konseptlerinin geliştirilmesi için yürütülen yoğun çabalar bu yüzden değil mi?

Kooperasyon

“Küçük olsun benim olsun” zihniyeti, hızla değişen küresel ticaret anlayışı içinde rekabetçiliğimizi olumsuz yönde etkileyen en önemli zafiyetlerimizden biri. Birlikte iş yapma kültürü çok farklı bir şey. Özünde etik değerlere sahip çıkmayı, toleransı, paylaşımcılığı, karşılıklı güveni ve adil olmayı gerektiriyor. Bunun yanında, planlama da çok önemli. Bir zamanlar ekonomisi bizden geride olan Güney Kore’nin bugün ekonomisini örnek aldığımız ülke haline gelmesinin altında yatan en önemli faktörlerden biri “planlı ekonomi”. Serbest ekonomi adı altında eğitim ve alt yapısını ihmal ederek “plansız ekonomiye” yönelen ülkeler aynı ölçüde gelişmeyi sağlayamıyorlar.

Örneğin, Organize Sanayi Bölgelerinde yan yana 10 firmanın benzer tezgahlardan alıp her birinin ortalama %10-20 verimlilikle çalıştırmaları oldum olası beni rahatsız etmiştir. Neden adil kurallarla birleşip bir firma kurup 10 firmaya hizmet veren bir tesis kurmazlar bilemiyorum. Bu örnek KOBİ’lere uygun diyebilirsiniz. Peki yurtdışı ihalelerde kısa listeye kalan dört firmanın üçü Türk firması iken birbirlerini alabildiğine kıran bu üç firmaya ne demeli.

Sözün özü ister küçük ister büyük firmalar olsun, işbirliğine hatta gerekirse konsolidasyona ihtiyaç olduğunu akıldan uzak tutmamakta yarar olduğu kanaatindeyim.

Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik standartları üç başlık altında toplanmaktadır:

·         Ekonomik sürdürülebilirlik,

·         Sosyal sürdürülebilirlik,

·         Çevresel sürdürülebilirlik

İlk ikisine bu yazının değişik bölümlerinde değinildiği için biz üçüncü başlık olan “çevresel sürdürülebilirlik” konusuna değineceğiz. Gezegenimiz, gezegende mevcut kaynaklar, artan dünya nüfusuna ve hoyratça kullanmamız karşısında artık bizlere yetmemeye başladı. Bunun sonucu küresel ısınma, iklim değişikliği, yeraltı kaynaklarının tükenmesi gibi kısa vadede yeterince önemsemediğimiz, ancak orta ve uzun vadede felaketle sonuçlanabilecek değişiklikler. Dünyada “benden sonra tufan” zihniyeti yerine çevre duyarlılığı süratle artıyor. Dilerim ülkemizde de bu duyarlılık kısa sürede artar, yaşam döngüsü anlayışı ülkemizde de hak ettiği yeri bulur.

Biz burada konuya sera gazı salımından ve karbon ayak izinden bahsedelim. Karbon ayak izin başta olmak üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) (Green Deal) paralelinde sürdürülebilirlik konusuna bir an önce yeterli ilgiyi göstermezsek, AB tarafından daha önce Temmuz 2021’de uygulamaya konulacağı söylenen Karbon Ayak izi beyan bilgisinin gümrük süreçlerinde zorunlu hale getirmesi ile karşılaşabiliriz ve kısa bir süre sonra uluslararası alanda fiyata dayalı rekabet gücümüzü kaybedebiliriz. Rekabet gücümüzü kaybetmemenin şartı kalite ve endüstri 4.0’dan yararlanarak maliyetin düşürülmesi ve Karbon Ayak İzi kriterlerine uyulmasıdır. Karbon salımını azaltılmasını iki safha için ayrı ayrı düşünmeliyiz:

·         Çelik üretiminde karbon salımının azaltılması (yeşil çelik üretim çalışmaları devam etmektedir),

·         Çelik kullanımında karbon salımını azaltacak tasarım ve uygulamalar.

Tasarım ve uygulama aşamaları ile ilgili olarak, Karbon Ayak İzini azaltıcı önlemler kapsamında aşağıda belirtilen iki nedenden ötürü Modular yapılar daha da önem kazanmaktadır. Aynı şekilde; Karbon ayak izi özellikle Avrupa ve Amerika’da çok önemli bir Pazarlama Stratejisi ve Pazarlama Argümanı olarak kullanılmaya da başlandı.  Şirketlerin dünyaya ve doğaya karşı ne kadar duyarlı olduklarının en somut beyanlarından biri haline geldi.

Dijitalleşme

Sistemlerin birbirleriyle haberleşmesine, verilerin saniyeler içinde taranmasına ve karşılaştırılmasına olanak veren yazılımları ve bu amaçla yapay zekayı da içeriğinde kullanan dijitalleşme işlem süratini fevkalade arttırmakta, insandan kaynaklanan hataları en aza indirmektedir.

Endüstri 4.0 paralelinde, çelik sanayiinde ve çelik sanayii ile inşaat sektörünün ara kesitinde bulunan çelik yapılar sektöründeki dijitalleşmeyi ele alırsak, şu tespitleri yapabiliriz.;

·           Çelik Üretimi.         Çelik üretiminde dijitalleşme önemli ölçüde kullanılıyor olmasına karşılık, hala sanayideki teknik personelin daha fazla eğitilmesine ve yaratıcı çözümler üretmek için ARGE çalışmalarına ihtiyaç bulunmaktadır. Çelik üretimi dışında, çelik yapı tasarım ve uygulama aşamalarına ilişkin aşağıdaki değerlendirmeyi yapmamız mümkündür.

·           Tasarım. Gerek mimari gerek yapısal tasarımda gelişmiş yazılımlar kullanılmakta, Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) yazılımları ile yalnız tasarım değil, iş süreci ve hatta yaşam döngüsü değerlendirmesi de yapılabilmektedir. Böylece önemli bir ekonomi ve çevre yönetimi de sağlanabilmektedir. Ancak buradaki sıkıntı, bu teknolojiye vakıf olmayan birçok iş verenin BIM gibi teknolojik uygulamaları istememesidir. Bu durumda, kamunun bu konuda gerek uygulamalarında BİM’i istemek gerekse mevzuatta gerekli düzenlemeleri yapmak suretiyle ülkemizin teknolojiyi yakalamasına ve söz konusu ekonominin sağlanmasına katkıda bulunması yararlı olacaktır.

·           Uygulama.  

o  İmalat.     Yapı elemanlarının ve inşaat malzemelerinin imalatında Endüstri 3.0’ın gereği otomasyon yaygın olarak kullanılmakla birlikte, Endüstri 4.0’ın gereği olan dijitalleşme ve yapay zekâ henüz tam olarak kullanılamamaktadır.

o  Saha montajı.    Şantiyede gerçekleştirilen montaj ve diğer inşaat işlerine baktığımızda da benzer eksiklik hissedilmektedir.

o  Proje Yönetimi ve Denetim. Dijitalleşme, bu iki konuda da büyük kolaylık, sürat henüz başlangıç safhasında olduğumuzu söyleyebiliriz.

Bu Dönüşüme Hazır mıyız?

Yapay zekâ kullanımı ve dijitalleşmeye dönüşüm ile ilgili olarak, gerek üniversiteler ve ARGE merkezlerinde gerek projeciler ile proje yönetimi yapan mimar ve mühendislerde önemli ilerlemeler ve gelişmeler var. Ne var ki sektörün topyekûn teknolojiye ayak uydurabilmesi için bu yetmiyor. Örneğin BIM (yapı bilgi modellemesi) kamu ve özel sektör yatırımcıları ve yüklenicileri tarafından talep edilmediği sürece BIM konusundaki gelişim de çok yavaş olacak, çoğunlukla yurtdışındaki projelere bağımlı kalacak. BIM örneğinden devam edecek olursak, talep olmadığında; mimari ve yapısal tasarım yapanlar BIM konusunu daha fazla öğrenmek zorunda kalmayacak, klasik yöntemlerle yapılan tasarım ve hesaplamalarda yaşam döngüsü analizleri, sürdürülebilirlik kriterleri ve yapı ömrü sonundaki söküm ve uyarlanabilirlik konuları ihmal edilebilecek, projenin muhtemelen daha kısa zamanda tamamlanmasına karşın, yapının yapımı daha uzun sürebilecek, doğal kaynaklar daha hoyratça kullanılmış ve karbon salımı daha fazla olabilecek, ilk yatırım maliyeti daha ucuz görünse dahi ekonomiklik açısından ciddi kayıplar yaşanabilecektir.

Dünya değişiyor diyoruz da biz değişiyor muyuz acaba? Yönetim zihniyetimiz ve alışkanlıklarımız dijitalleşmeye elverişli mi? İtiraf etmeliyiz ki, bu değişimde en zor iş; fikren değişime hazır olmak ve geleneksel yönetimin fikrini değiştirmektir. Bu konuda el birliği ile çalışmaya devam etmeliyiz.

YARIŞMALAR

2021 yılı içinde yarışma var: TUCSA’nın düzenlediği iki yarışma için başvuru ve proje hazırlıkları devam ederken, TUCSA ile koordineli olarak ECCS (European Convention for Constructional Steelwork) tarafından düzenlenen European Steel Design Awards 2021 yarışması jürisi ödüle değer bulanan projeleri belirledi.

18. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2021)

Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmaları 18 yıldır her yıl tekrarlanıyor. Bu yıl Efectis Era Avrasya, ENG Metal Yapı ve DORÇE Prefabrik şirketlerinin ortaklaşa Ana Sponsorluğunda düzenlenen 18. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2021) kapsamında da en az bir mimarlık ve bir inşaat mühendisliği öğrencisinden oluşan ekipler tarafından hazırlanan projeler yarışmaya katılacaktır.

Bugüne kadar sayısız yararları gözlemlenmiş olan bu yarışmada, öğrencilerimizin katılımlarını ve bilgilenmelerini kolaylaştırmak üzere bu yıl ilk kez bir interaktif online tanıtım toplantısı ile mimarlık, inşaat mühendisliği ve yangın güvenliği konularında web seminerleri düzenlendi. Aşağıdaki uzman kişiler tarafından verilen bu dört toplantı ve seminerin amacı; yarışmaya katılsın veya katılmasın, ilgili tüm öğrencilerin bu tanıtım ve bilgilendirme toplantılarından yararlanmasını sağlamaktı. Eğitim ve bilgilendirme yapanlar:

H. Yener Gür’eş, TUCSA Yönetim Kurulu Başkanı

Dr. Cem Haydaroğlu, Marmara Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve ARUP Türkiye A.Ş.

Mimar Cenk Çetin, Dorçe Prefabrik Tasarım Direktörü

Selami Gürel, TUCSA Yönetim Kurulu Bşk. Yrd. ve Metal Yapı A.Ş. YK Başkanı

Dr. Selçuk İz, İz Mühendislik Kurucusu ve Yeditepe Üni. İnş. Bölümü Öğretim Görevlisi

İlker İbik, TUCSA Yönetim Kurulu Üyesi ve Efectis Era Avrasya A.Ş. YK Başkanı

Mimar Cem Sorguç, CM Mimarlık Kurucusu,

Yeşim Gür’eş, SteelPRO Jüri Raportörü ve GENÇEL Koordinatörü

 

Yarışmayla ilgili önemli tarihlerin aşağıdaki gibidir.

    Son Soru Sorma Tarihi      : 10 Eylül 2021, Cuma

    Proje Son Teslim Tarihi    : 03 Kasım 2021, Çarşamba

    Kolokyum ve Ödül Töreni  : 24/25 Kasım 2021, Çarşamba / Perşembe

Bu yıl ilk kez uygulanan dört oryantasyon toplantısı ve bilgilendirme semineri dışında, yine ilk kez yangın güvenliği konusuna yer verildi yarışma kapsamında. Bilinç arttırma amacıyla verilen yangın güvenliği semineri dışında bir de yangın güvenliği özel ödülü verilecek yarışma sonunda. 

 

Daha fazla bilgi için: pr@tucsa.org, yesimgures@steelpro.org ve/veya www.steelpro.org

2. Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021

Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından 1997 yılında başlatılan çelik yapı tasarım seçmeleri / yarışmaları, geçen 23 yıl içinde gelişerek Türkiye’nin en prestijli Ulusal Çelik Yapı Ödülleri haline geldi. Türkiye’de ve dünyanın dört bir köşesinde yaptığı çelik köprü inşaatlarıyla dünyanın dikkatini üzerine çeken ülkemizde 2019 yılından itibaren Ulusal Çelik Köprü Ödülleri yarışmaları düzenlenmeye başlandı.

Çelik köprü tasarlayan ve yapan tüm mimar ve mühendislerimiz, eser sahibi proje müellifleri, yapımcı ve yatırımcıları, yapısal çelik sektörümüzün çelik köprüler konusundaki yetenek ve yeterliliğini dünyaya duyurmayı da amaçlayan 2. Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021’e katılmak üzere davetlidirler.

Daha fazla bilgi için: pr@tucsa.org ve/veya https://tucsa.org/tr/haber_detay.aspx?haber=995

ESDA - European Steel Design Awards 2021

Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) ECCS tarafından iki yılda bir düzenlenen European Steel Design Awards (ESDA) yarışmaları iki yılda bir düzenlenmektedir. ESDA 2021 yarışmasına, TUCSA tarafından düzenlenen Ulusal Çelik Yapı Ödülleri 2020 yarışmasında jüri tarafından birincilik ödülüne değer bulunan GEMAK Tersane İdari Binası projesi ile ikincilik ödülü alan Çanakkale Anten Kulesi projesi katılmıştır.

Aşağıdaki üyelerden oluşan uluslararası jüri 3 Haziran 2021 tarihinde Paris’te toplanarak ödül alacak projeleri belirlemiştir:

    ▪ Christine LENOUY, Secretary General, Le Syndicat de la Construction Métallique de France,

    ▪ Jacques FERRIER, Ferrier Marchetti Studio, Paris, France

    ▪ Mitsu EDWARDS, Eckersley O’Callaghan design office, Paris, France

    ▪ Aris CHATZIDAKIS, President of the European Council of Civil Engineers, ECCE

    ▪ Annamarie HAGOORT, chairwoman of the ECCS Architectural Awards Committee, SNS, The Netherlands

    ▪ Bernhard HAUKE, chairman of the ECCS Promotion Management Board, Wiley Group, Germany

    ▪ Véronique DEHAN, Secretary General ECCS, Brussels, Belgium.

Bu yarışmada üç tür ödül verilmektedir:

1. Laureate Ödülü. Yarışmaya katılan tüm projeler içinde birinci seçilene verilir. Laureate ödülünün jüri tarafından hangi firmaya verildiğinin daha sonra açıklanacağı bildirilmiştir.

2. European Steel Design Awards Ödülü. ESDA 2021 Yarışmasına farklı ülkelerden 23 proje katılmıştır. ESDA Jürisi tarafından ödüle değer bulunan 13 proje, ülkelerin harf sırasına göre aşağıdaki gibi açıklamıştır.

    1) Austria : KTM Motohall, Mattinghofen, Austria

    2) Belgium : IMEC Parking Building, Leuven, Belgium

    3) Czech Rep : Dragons, the Largest Jewel and Lighting, Saipan, Pacific Ocean

    4) Denmark: Camp Adventure Forest Tower, Rønnede, Denmark

    5) Finland: Kuusijärvi Bridge, Vantaa, Finland

    6) France: Passerelle Coty, Puteaux, France

    7) Germany: U- and S- Bahn-Haltestelle Elbbrücken, Hamburg, Germany

    8) Netherlands: Schuttebusbrug, Zwolle, The Netherlands

    9) Norway: Protective building for MS Finnmarken, Stokmarknes, Norway

    10) Portugal: Aéroport International de Genève, New Terminal, East Wing, Genève, Suisse

    11) Sweden : Bridge over Vanan, Kristinehamn, Sweden

    12) Switzerland: Italian Bridge over the River Plessur, Chur, Switzerland

    13) Türkiye: Çanakkale Antenna Tower, Kalabaklı Köyü Radar Tepesi Çanakkale, Türkiye

3. Public Voting (Halk Oylaması). 2017 yılında başlayan bu uygulamaya göre, yarışmaya katılan projeler ECCS’in facebook sayfasında yayımlanmakta, en çok beğeni (like) alan projeye Public Voting Ödülü verilmektedir.

COVID-19 salgını nedeniyle ESDA 2021 ödülleri topluca yapılamayacağından ödül alan projenin diplomalarının ülkelerindeki Çelik Yapılar Dernekleri tarafından yapılacak törenle sahiplerine verilecektir. Sadece Laureate ödülü, kazanan ekibe Brüksel’de verilecektir.

ETKİNLİKLERİMİZ

22. Yapısal Çelik Günü Yaklaşıyor

2000 yılında başlayan Yapısal Çelik Günleri’nin 20’incisi 20 Kasım 2019 tarihinde İstanbul Marriott Asya Otel’de gerçekleştirildi. Yapısal Çelik Günü buluşmaları, çelik yapı proje sunumlarına ilave olarak, geniş katılımlı bir açık oturum, ödül töreni gibi çeşitli etkinliklerle zenginleştirilmektedir. 21. Yapısal Çelik Günü; küresel Covid-19 salgını nedeniyle 11-12 Kasım 2020 tarihinde özel yazılımla online olarak yüksek katılımla gerçekleştirilmiş, “Deprem ve Çelik” ile “İnşaat Sektörü Kabul Değiştiriyor” temaları işlenmiştir. 

Geçen 20 yıl içinde sektörün tüm ilgililerini Yapısal Çelik Günlerimizde buluşturduk. Çok sayıda uzmanın yorumlarını dinledik, çelik yapı projelerinin detaylarını gördük, teknolojideki gelişmeleri izledik. Üyelerin Tanıtım Alanları, Çelik Yapı proje sunumları, paneller, ödül törenleri Türk Yapısal Çelik Derneği’nin vazgeçilmez etkinlikleri olarak kabul gördü. Geçen yıl iki gün süreyle internet ortamında gerçekleştirdiğimiz 21. Yapısal Çelik Günü’ne katılımcı sayısı 1000’in üzerine çıktı.

22. Yapısal Çelik Günü bu yıl da iki gün süreli olacak ve online olarak 24-25 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Dünya üzerinde COVID-19 küresel salgınının kontrol altına alınmaya başladığı dönemde “Sürdürülebilirlik” ve “İnşaat Sektörü Nereye Evriliyor” konuları ele alınacak. Katılımcıların Çelik Yapılar Günlerinin 22’cisinden yine yararlanacakları çok konu olacak. Yapısal Çelik Günleri sektör paydaşlarına iletişim ağı (networking) ve tanıtım konusunda da önemli fırsatlar sağlamaktadır. Geçen yıl internet ortamında ilk kez gerçekleştirdiğimiz iki günlük etkinlikten kazandığımız deneyim nedeniyle bu yıl hem katılımcıların hem tanıtım odası açanların daha fazla yararlanmaları için ilave önlemler de alınmaktadır.  

2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2022)

International Symposium on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2019), Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) tarafından Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) ile koordineli olarak 22-24 Mayıs 2019 tarihleri arasında İstanbul’da başarıyla gerçekleştirildi. CASP 2019 uluslararası sempozyumu biterken Türk Yapısal Çelik Derneği’nin CASP serisi konferansları iki yılda bir gerçekleştireceğinin duyurusu yapılmıştı. Ancak 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de baş gösteren COVID-19 küresel salgını nedeniyle Konferans bir yıl ertelendi ve 25-27 Mayıs 2022’de İstanbul’da yapılacağı ilan edildi.

Salgının dünya çapında kontrol altına alınmaya başlaması nedeniyle umarız ve dileriz Çelik İçin Korozyon ve Yüzey Koruma Uluslararası 2. Konferans ve Sergisini (2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel) (CASP 2022) başlangıçta planladığımız gibi Swiss Otel’de yapmak mümkün olabilecektir. Türkiye’deki aşılama kampanyasının sonuçlarına göre konferansın yüz yüze mi internet ortamında mı yapılacağı bu sonbaharda kesinleşecektir.

Korozyon konusundaki bu çalışmamızda fiilen en çok destek veren üyelerimizden GALDER de 1 Haziran 2021 tarihinde “Korozyonun Farkında mıyız?” konulu bir panel düzenlemiştir.

GALDER’in “Korozyonun Farkında mıyız?” Paneli

Genel Galvanizciler Derneğinin düzenlediği 4. web seminerinde korozyon konusu tüm hatlarıyla masaya yatırıldı. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Metal Sanayi Daire Başkanı Ümit Yasin Güven, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Direktörü Serpil Çimen, Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı H. Yener Gür’eş ve Genel Galvanizciler Derneği (GALDER) Yönetim Kurulu Üyesi Bünyamin Halaç’ın katıldığı web semineri yoğun ilgiyle takip edildi.

Daire Başkanı Güven, açış konuşmasında tüm katılımcılara konuya olan ilgileri ve Korozyon Farkındalığı için gösterdikleri çabadan dolayı teşekkür ettikten sonra önemli kayba neden olan korozyon hakkındaki farkındalığın daha yaygın hale getirilmesi gerektiğine, alınacak daha çok yolumuz olduğuna dikkat çekti.

Daire Başkanı Ümit Yasin Güven’in gerçekleştirdiği açış konuşmasının ardından, sürecin ilk aşaması olan çelik üretimi ile ilgili korozyondan bahsetmek üzere söz alan Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Teknik İşler Direktörü Serpil Çimen, korozyonun tanımı ve çeşitleri, ham çelik üretimi ve tüketimi, korozyonun etkileri korozyondan korunma önlemleri, döngüsel ekonomi, korozyon ve yapı güvenliği, korozyon ile mücadele başlıklarından oluşan sunumunu gerçekleştirdi.

Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkanı H. Yener Gür’eş NACE’nin 2016 raporuna göre; dünyanın korozyondan dolayı her yıl 2,5 trilyon dolar, Türkiye’nin de doğrudan maliyet olarak 22 milyar, dolaylı maliyetle birlikte yaklaşık 50 miyar dolar kayba uğradığını belirtti. Gür’eş, Türkiye’nin korozyonu önemsemesinin önemine ve gerçek kayıpların bilimsel yöntemlerle hesaplanması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, tasarım sırasında korozyona ve korozyondan korunma yöntemlerine özel önem verilmesi gerektiğini belirterek, TUCSA tarafından Yüksek Fen Kurulu Başkanlığı için hazırlanmış 2007’de yayımlanmış olan “Yapı Çeliği İşleri Teknik Şartnamesi” kapsamındaki “Korozyondan Korunma Teknik Şartnamesinin güncelleme çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Panelin ev sahibi olan GALDER adına söz alan GALDER Yönetim Kurulu Üyesi ve TUCSA Tanıtım Komitesinin Yönetim Kurulu Koordinatörü Bünyamin Halaç söz alarak, galvaniz ve korozyon konusundaki deneyimlerini katılımcılara aktardı. Korozyon sonuçlarının 1999 depreminde acı bir şekilde görüldüğünü belirten Halaç, galvanizin tarihçesi ve fonksiyonu hakkında özet bilgi verdikten sonra, galvanizin donatı çeliği dahil tüm çeliklerde kullanılmasının getirdiği avantajları anlattı. Uygun yerde uygun malzemenin kullanılması gerektiğini belirten Halaç, galvaniz ve boyanın birlikte kullanıldığı dubleks yöntem hakkında bilgi verdikten sonra bu sistemin meydana getirdiği sinerjinin avantajını açıkladıktan sonra boya ile galvanizin birbirine rakip olmadığını, uygun yerde uygun koruma yönteminin kullanılmasının gerekli olduğunu ifade etti. Yoğun ilgiyle izlenen panel, gelen sorular nedeniyle planlanandan daha uzun sürede sona erdi.

SONUÇ VE ÖNERİLER

1.      Dünyadaki ve teknolojideki değişiklik, ülkenin ve sektörün bekası açısından, bu değişimi yakından izlenmeli ve gelişmelerin gerisinde kalınmamalıdır. İnşaat sektörü, dünyada rekabetçi olmaya devam etmek için küresel teknolojiyi çeviklikle yakalamak, diğer bir deyişle Kabuk Değiştirmek zorundadır.

2.      Bu değişimin sonucu: Yapı Elemanlarının Endüstriyel Ürün olması gerekliliğidir. Önerilen yapıları yapma kapasitemiz yeterlidir, ancak tüm yapıların tasarımdan malzemeye, imalattan inşaata kadar her aşamada nasıl denetleneceğine ilişkin kurallar yeterli hale getirilmeli ve ilgililere anlatılmalıdır.

3.      Son yıllarda sıkça sözü edilen Endüstri 4.0’ın sektörümüzde de hayata geçirilebilmesi için aşağıdaki hususların yerine getirilmesi bir zorunluluktur:

a.      Çelik üretiminden, çelik yapıların tasarım ve uygulamasına kadar tüm süreçleri kapsayacak şekilde dijitalleşme,

b.      Yapının planlanmasından sökümü / yıkımı dahil tüm süreçlerini kapsayan sürdürülebilirlik,

c.      Kooperasyon (iş birliği güç birliği), döngüsel ve planlı ekonomi,

d.      Kısa vadeli düşünce tarzı yerine “yaşam döngüsü anlayışı”,

e.      Bu dönüşüme için dönüşüm yönetim anlayışında da gerekli hazırlık ve değişimin gerçekleşmesi.

4.      Öğrenciler için her yıl düzenlediğimiz yarışmaların amacı öğrencilere bilgi ve deneyim kazandırmak, çeliğin kullanılması konusunda onlara ufuk açmak, iletişim ağlarını geliştirmektir. Profesyonellere yönelik yarışmaların ise amacı Çeliğin mimari, inşaat, üretim, sürdürülebilirlik ve ekonomi kriterleri açısından avantajlarını ortaya çıkaran seçkin çelik yapıların (köprüler dahil) tasarımlarını ödüllendirmek, söz konusu yapıların özendirilmesini ve yapısal çelik endüstrisini daha rekabetçi ve bilinir hale getirerek yatırımcı, mimar ve mühendislerin çeliğin avantajlarından daha çok yararlanmalarına olanak sağlamaktır. Yukarıda belirtilen amaçlarla ülke ve sektörün yararına düzenlenen yarışmaların tüm sektör paydaşları tarafından desteklenmesi gereklidir.

5.      Karbon Ayak İzini azaltıp, kaliteyi arttırırken maliyetleri de düşürecek önlemler alınmalı ve bu amaçla; Dijitalleşme, yapay zekâ gibi teknolojiler ile şu anda gündemimizde dahi olmayan yeni teknolojiler araştırılmalı ve bu gelişmiş / yaratıcı çözümlerle maliyetler düşürülmeli,

 

 

 

 

 


© 2014 - Türk Yapısal Çelik Derneği