Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) Başkan Yardımcısı H. Yener Gür’eş, Çelik Yapılar dergisinin 76. sayısında güncel gelişmelere değindi.
Önümüzdeki iki ay içinde biri dini ve ikisi milli olmak üzere üç bayram var. Dini bayram olarak, Müslümanlık alemi için iki büyük bayramdan biri olan Kurban Bayramı geliyor. Hicri takvime göre Zilhicce ayının 10 ilâ 13. günlerinde 4 gün süre ile Kurban Bayramı kutlanır. Dolayısıyla hicri takvime göre kutlanan dini bayramlar resmi takvime göre her yıl bir önceki yıla nazaran 10 veya 11 gün öncesine denk gelir. Sonuç olarak bu yıl; 8 Temmuz 2022’de arife günü olacak, 9-12 Temmuz 2022 günlerinde de Kurban Bayramı kutlanacaktır.
1 Temmuz Cuma günü Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 96. yıl dönümünü idrak edeceğiz. Kabotaj Bayramı'nın önemi nereden geliyor? Kabotaj, bir ülkenin kendi karasularında ve kendi limanları arasında gemi işletme ve her türlü liman hizmetlerini kendi kontrolünde bulundurma hakkıdır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde imparatorluğun kabotaj hakkı yoktu. Çünkü Batılı ülkelere verilmiş olan kapitülasyon hakları sebebiyle Osmanlı İmparatorluğu kıyılarında genellikle yabancı bandıralı tekneler hizmet görürlerdi. Ancak yeni Türkiye Cumhuriyeti bu sorunu ülke lehine iki aşamada çözümleyecekti.
İlk aşamada; 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması uyarınca kapitülasyonlar lağvedildi. Böylece Türkiye kabotaj hakkına kavuştu. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin kıyı uzunluğunun 8333 kilometre olduğu dikkate alınırsa bu Türkiye için büyük bir imkân yarattı.
İkinci aşamada ise, gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra 19 Nisan 1926 tarihinde çıkarılan 815 sayılı Kabotaj Yasası ile Türkiye limanları arasında sadece Türk teknelerinin hizmet görmesi zorunluluğu getirildi. Yasa aynı yıl 1 Temmuz 1926’da yürürlüğe girdi. Türkiye Cumhuriyeti için önemini yeterince dile getirilemese de 1935 yılından itibaren kutlanmaya başlanan Kabotaj Bayramı, 2007 yılından sonra Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak kutlanmaktadır. Bu milli bayramda bir genel tatil yoktur.
Dönem içindeki ikinci milli bayramımız ise 30 Ağustos Zafer Bayramı. Bugün; 1699 Karlofça Anlaşmasından itibaren sürekli gerileyen, 1911 Trablus Savaşı’ndan itibaren milyonlarca Türk askerinin şehit olduğu, hasta adam sıfatını alan Osmanlı Hanedanlığı döneminde devamlı gerileyen Türk Ordusunun, bu yenilgilere baş kaldırdığı ve durdurduğu günün 100. yıl dönümüdür. Şimdi, 30 Ağustos’un öncesine ve sonrasına da bir göz atalım.
23 Ağustos 1921 İşgal Birliklerinin saldırı başlattığı ancak ilk kez başarısız olduğu, 22 gün 22 gece devam eden Sakarya Meydan Muharebesi Türk Ordusunun başarısı ile sonuçlandı.
26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruzun başladığı günün yıl dönümü. Beş gün süren Başkumandanlık Meydan Muharebesi veya Dumlupınar Meydan Muharebesinin kesin zafer ile sonuçlandığı günün yıl dönümüne, 30 Ağustos’a giden gündür.
30 Ağustos, Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 9 Eylül’de Türk Ordusunun İzmir’e girişi ile sona erecek takip harekâtını başlatan “Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz'dir, İleri!” direktifini verdiği gündür.
30 Ağustos’ta, 103 yıl önce 15 Mayıs 1919’da şehit edilen Gazeteci Hasan Tahsin’den itibaren 3 yıl 4 ay süren Kurtuluş Savaşı'nı zaferle sonuçlandıran, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnetle ve saygıyla anacağız.
Bir yandan işgalcilere, bir yandan onların topraklarımızdaki işbirlikçilerine karşı savaşan Türk milleti, dünyada eşi görülmemiş bir gayret ile fakir ve yorgun ülkemizde ağır sanayi hamlesini başlatmış, 11 Temmuz 1933’de Sümerbank’ı kurmuş, yine Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla 3 Nisan 1937'de Türkiye'nin ilk ağır sanayi fabrikası olan ve başlangıçta Sümerbank’a bağlı “Demir Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğü” adı altında çalışmaya başlayan KARDEMİR'in, daha geniş anlamda demir çelik sektörünün temellerini atmıştı.
Şimdi bize düşen, 85 yıldır olduğu gibi demir çelik sektörümüzü daha da ilerilere götürmektir!