Yaşamın diyalektik kurgusu içinde bu ay 29 Ekim’de Cumhuriyet’in 97. yıldönümünü kutladık, ertesi gün 30 Ekim’de İzmir’i etkileyen 6.6 büyüklüğünde bir deprem yaşadık, satranç tahtasındaki birbirini izleyen siyah ve beyaz kareler gibi.
Cumhuriyet’in kuruluş dönemine baktığımızda, çöken ve yabancı ülkelerle işbirliğine giren Osmanlı Hanedanını ve bunun sonucu olarak vatan topraklarının
Müttefik devletler tarafından parçalanıp işgal edildiği
görüyoruz. Bu kapsamda, İngilizlerin önce 13 Kasım 1918’de İstanbul’a kuvvet çıkardıklarını, ancak 16 Mart 1920’de işgale başladığını ve Osmanlı’nın başkenti İstanbul’un kontrolünü ele geçirdiğini izliyoruz.
İstanbul’un işgalinin başlamasından beş hafta sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulmasını sağlayan, ardından Osmanlı Hanedanının ihmal ve ihaneti sonucunda fakir ve muhtaç durumda bırakılmış olan Anadolu halkı ile omuz omuza Kurtuluş Savaşını gerçekleştiren Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk için artık devletin yönetimini kalıcı bir şekle getirme zamanı gelmişti. Devletin yönetim şekli, O’nun gençliğinden beri düşündüğü ve üzerinde çalıştığı Cumhuriyet olmalıydı. Birçok dava arkadaşına ve hilafet yanlısına rağmen bundan 97 yıl önce, 29 Ekim 1923 Pazartesi günü Cumhuriyet ilan edildi.
Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek var olacağı inancıyla, kısacık ömründe bir çağı değiştiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetin kurulmasını, canları pahasına sağlayan tüm vatanseverleri minnetle ve saygıyla anıyoruz.
Doğa Olayları. Bu gurur veren anmanın ardından, bir gün sonra merkezi Seferihisar açıklarında olan bir deprem İzmir’i vurdu. 115 vatandaşımız hayatını kaybederken 1000’in üzerinde yaralı olduğu 58 binanın yıkıldığı bildirildi. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Deprem bu ülkenin gerçeği, aynı yağmur gibi, rüzgâr gibi, diğer doğa olayları gibi. Bugün normal koşullarda bu doğa olayının engellenmesi mümkün değil ama depremde yapıların yıkılmasını, sellerin ve heyelanların mala ve cana zarar vermesini engellemek mümkün. Yıkılan yapıların altında can vermek halkımızın kaderi değil, cehaletin, ihmalkârlığın ve fakirliğin sonucudur. Buna ortak akılla ve bilimsel yöntemlerle mutlaka çözüm üretilmelidir, üretilebilir.
Bilimin ve kamunun, bu son doğa olaylarından alacağı dersler vardır. Seferihisar / İzmir depreminde meydana gelen tsunami, yat limanlarındaki iskeleleri kopardı, tekneleri limandan alıp açığa sürükledi. Yatlardan bazıları battı; bazıları hasar aldı. Çok büyük maddi zarar, milli servet kaybı meydana geldi. Demek ki liman inşaatları tasarlanırken, artık bizde de (özellikle Ege ve Marmara Denizi kıyılarında) tsunami hesaplarının yapılması gerekiyor. Dünyada iklim değişiklikleri yaşanırken, son yıllarda ülkemizde de hortumlar görülmeye başlandı. Doğa tahrip edildikçe mevsimler de doğa olayları da değişiyor. O zaman, bugünkü yönetmelik ve standartlarda var olan kar, yağmur ve rüzgâr yükleri gibi ölçütler (kriterler) kısa bir süre sonra geçerliliğini kaybedebilir, değişikliğe uğrayabilir. Bu konuların şimdiden araştırılması şarttır. Tabii, sel ve çığ felaketleri için de benzer çalışmaların yapılması gerekir. Bir yandan selleri önleyici altyapı çalışmaları yapılırken, diğer taraftan sele dirençli yapılar konusunda da yeni tasarım esasları geliştirilebilir. Çığ bölgeleri için de benzer çabalar yürütülmelidir.
Bu yıl Van ili Bahçesaray mevkiinde 4 ve 5 Şubat 2020 tarihlerinde meydana gelen ve 41 vatandaşımızın canını yitirdiği çığ felaketini takiben 7 Şubat 2020 tarihinde Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına çığ riski olan bölgelerde Çığ Köprüsü / Bariyeri (Avalanche Bridge) yapılması önerilmiş ve bu konuyla ilgili olarak imkânlar ölçüsünde her türlü desteği vermeye hazır olduğumuz bildirilmiştir.
Günümüzde yangınlar doğal afet kapsamına alınmasa da, derneğimiz bünyesinde akademisyen ve uluslararası uzmanlardan oluşan YAÇEM Yapısal Yangın Grubu özellikle yüksek yapı yangınlarını da kapsayan büyük yangınlar konusunda araştırma ve çalışmalar yapmakta, eğitimler vermektedir. Bu grubun çalışmaları; yangın konusunun özelliği ve kapsamı göz önüne alınarak, çelik yapılarla sınırı olmayıp yapısal yangın öncelikli olmak üzere yangının farklı disiplinleri içeren tüm veçhelerini kapsamaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ve İstanbul Belediyesi İtfaiye Eğitim Merkezi (İBİTEM) ile koordineli çalışmalarımız bir yıldır devam etmektedir.
YAÇEM Yapısal Yangın Grubu çalışmalarının öncelikli hedefi; depremde yıkılmayacak yapıların yapılması gibi, yanmayacak ya da yangında can kaybına neden olmayacak ve maddi hasarı kabul edilebilir düzeyde tutacak yapıların yapılmasıdır.
Yukarıda bahsettiklerimizle ilgili olarak bu sayıda yer alan iki konuyu belirtmek istiyorum:
· Yangında meydana gelen kayıplar ile ilgili bir araştırma da bu sayıda yayımlandı. Ayrıca, Çelik Yapıların 68. sayısının (Ocak-Şubat 2021) Güncel konusunun da “Yangın” olması planlanıyor.
· Cumhuriyetin 97. yılında çelik yapıların tarihçesine de değinelim istedik ve sektörün duayenlerinden İnşaat Yüksek Mühendisi Necati ÇELTİKÇİ Bey’in “Dünden Bugüne Çelik Yapılar” yazısını yayımlıyoruz. Prof. Dr. Nuran PİLEHVARİAN hocamızın teşvikiyle ve koordinasyonunda, 21. Yapısal Çelik Gününü takiben Çelik Yapılar Tarihçe Komisyonu oluşturmayı ve bu konudaki yayınımızı 22. Yapısal Çelik Gününe yetiştirmeyi planlamaya başladık.
21. Yapısal Çelik Günü. Türk Yapısal Çelik Derneğinin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Tevfik Seno Arda zamanında, 2000 yılında başlayan bir hafta süreli Yapısal Çelik Günleri, 2001 yılından itibaren TUCSA Başkanlığını devralmış olan Prof. Dr. Nesrin Yardımcı zamanında da artan ilgi ve destek ile günümüze kadar her yıl gelişerek devam etti. Geçen 20 yıl içinde, İTÜ İnşaat Fakültesi’nde başlayan, Süleyman Demirel Kültür Merkezinde ve yıllardır İstanbul Marriott Asya Otel’de düzenlenen Yapısal Çelik Günü bu yıl Covid-19 küresel salgını nedeniyle ilk kez internet ortamında gerçekleştiriliyor. Sanal ortamda yapılacak ve iki gün sürecek olan 21. Yapısal Çelik Günü, bizim için de bir ilk ve çok önemli bir deneyim olacak. 11 Kasım’da “Deprem ve Çelik” temasını işleyen bir panel ve 6 sunum ile 12 Kasım’da “İnşaat Sektörü Kabuk Değiştiriyor” temasıyla, yeni teknolojilerin inşaat sektöründe kullanılmasını kapsayan bir panel, 6 sunum ve iki Ödül Töreni yer alacak.
İhracata dayalı ekonomiyi benimseyen ülkemizde, yeni teknolojilerin inşaat sektöründe kullanılması sonucunda katma değeri yüksek ürünlerle sektörün uluslararası pazarlarda daha rekabetçi olmasını sağlayacak, böylece İnşaat sektörü kabuk değiştirecektir. Bu kapsamda, geçen sayımızda da değindiğimiz gibi 21. Yapısal Çelik Günü’nde aşağıdaki hususlar değerlendirilecektir;
· Yapıların daha hafif, esnek ve modüler olması,
· Yapılarda bir türlü sağlanamayan kalite kontrolün temini için yapıların fabrika ortamında yapılması,
· Bilginin ve ileri teknolojinin daha yoğun olarak kullanılması,
· Yapıların, otomotiv veya beyaz eşya sektörü gibi ihraç edilebilir hafiflikte ve pratiklikte olması gerekmektedir.
· Bunun sonucu: Yapı Elemanlarının Endüstriyel Üretimi’dir. Türkiye’nin, önerilen yapıları yapma kapasitesi yeterlidir, ancak tüm yapıların tasarımdan malzemeye, imalattan inşaata kadar her aşamada nasıl denetleneceğine ilişkin kurallar yeterli hale getirilmelidir.
İkinci Yapısal Çelik Haftasının 15 Ekim 2001 tarihindeki açılışı, 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel tarafından yapılmıştı. O tarihten sonra bu yıl ilk kez Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden katılım olacak. 21. Yapısal Çelik Gününe güç ve anlam katacak olan bu katılımlar da, Türk Yapısal Çelik Derneğinin Kamu - Sanayi işbirliği konusundaki istek ve gayretini göstermektedir.
Değerlerimiz. Ülkemizde dayanıklı yapıların yapılması için ortak akla, mevzuat düzenlemelerine, eğitime, liyakate, denetime ne kadar ihtiyaç varsa bireysel ve meslekî ahlak değerlerin yeniden tesisine ve bunu sağlayacak sistemlerin kurulmasına da o derecede ihtiyaç var. Bu noktada, bir arkadaşımın anlattığı yaşanmış bir olayı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Çarşıda dükkânı olan ve Ahi terbiyesiyle yetişmiş baba, bir gün öğle vakti gelir ve oğluna “Oğlum toparlan, dükkânı kapatıp eve gidelim” der. Oğlu “Ama baba akşama daha çok var, bugün işler iyi, daha çok satış yaparız” diyerek şaşkınlığını ifade eder. Babanın cevabı manidardır: “Oğul biz bugün çok satış yaptık, rızkımızı ziyadesiyle çıkardık. Şimdi bırakalım diğer esnaf da kazansın.”
YAÇEM Akademi 2018 yılından beri sürdürdüğü web seminerlerine devam etmekte ve en kısa zamanda uzaktan eğitim kapsamında kursları başlatma çalışmalarını da sürdürmektedir. Bunun yanında, KOBİ Geliştirme Programı hazırlıklarına da başlandı. Bu programın hedefi, küçük atölyelerin gelişimine yol göstererek sektörün ilerlemesine katkı sağlamak, küçük atölyelerin bilimsel yöntemlerle sistematik gelişimine yardımcı olmak, çelik konstrüksiyon fabrikalarına sistem ve kalite açısından yeterli alt yüklenici olabilecek atölyelerin oluşmasını temin etmek ve böylece Endüstri 4.0’ın gereklerinden biri olan işbirliği / güç birliğinin (kooperasyonun) artmasını sağlamaktır. Bu programın aşağıdaki gibi konularda eğitim vermesi düşünülmektedir:
1. Fabrika / atölye yerleşim planlaması,
2. Üretimde verimliliğin arttırılması,
3. Malzemenin izlenebilirliğinin (Traceability) sağlanması,
4. Fabrikada / atölyede kalite kontrol sistemi kurulması,
5. Şantiyede stok - montaj planlaması,
6. Teklif hazırlama teknikleri ve maliyet hesaplaması vb.
Öğrenciler bizim geleceğimiz yaklaşımı, Türk Yapısal Çelik Derneğinin ilk günden beri benimsediği, takip ettiği ve uyguladığı bir prensiptir. Bununla ilgili olarak, öğrenciler için yıllardır gerçekleştirdiğimiz fabrika, şantiye, laboratuvar gezileri, üniversitelerde kariyer günlerine ve seminerlere katılım, 2004 yılından günümüze her yıl düzenlediğimiz ve devam eden Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmaları gibi hususları saymak mümkün. Tabii, 1999 depreminde İzmit’te yıkılan bir ilkokulun yerine, Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI’nın Başkanlığında, ECCS ile koordineli olarak ve toplanan bağışlarla 2005 yılında yaptığımız ve 2006’da Milli Eğitim Bakanlığına devrettiğimiz Tevfik Seno Arda Anadolu Lisesini de unutmamak lazım.
2004 yılında Prof. Dr. Görün ARUN koordinasyonunda gerçekleştirdiğimiz ilk Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmasını (PROÇEL 2004) takiben o dönem Yönetim Kurulu üyemiz Prof. Dr. Gülay ALTAY tarafından önerilmiş olan Çelik Yapılar Öğrenci Kulübü (ÇELYÖK) 2006 yılında kuruldu. Amaç, üniversitelerin mimarlık bölümü ile inşaat, makina, metalürji ve malzeme mühendisliği bölümü öğrencileri ile meslek yüksekokullarının (MYO) yapısal çelik tasarım, imalat ve uygulaması ile ilgili bölümlerindeki öğrencilerin çelik yapılar konusundaki gelişimlerine yardımcı olmak, kendi aralarındaki ve sektörle olan iletişimi geliştirmekti. Bu çalışmalar, ÇELYÖK Başkanlarından Osman GÖREN’in (İnşaat Müh.) geçen sayımızda GENÇEL sayfasında da belirtildiği gibi öğrencilerin gayretli çalışmalarıyla sürdürüldü çok güzel projelere imza atıldı.
Alınan geri bildirimlerden, çelik yapı ve yapısal çelik ile ilgili genç mimar ve mühendislerin de benzer bir organizasyon içinde dayanışma, danışma, sektör paydaşlarıyla tanışma ve iletişim içinde olmalarının yararlı olacağı anlaşıldı. Bunun üzerine, hem öğrencilerin hem de yeni mezun genç mimar ve mühendisler ile teknikerlerin yararlanabileceği ve herhangi bir ücret ödemeden üye olabileceği bir gönüllü topluluğun oluşturulmasına karar verildi ve ÇELYÖK’ün kapsamı genişletilerek Genç Çelikçiler Topluluğu (GENÇEL) olarak yapılanmasına başlandı. Böylece,
· Öğrenci etkinliklerinin ortak akılla Türkiye çapında sürdürülmesi mümkün olabilecek,
· Yeni mezunlar birbirleriyle ve sektör paydaşlarıyla ilişkilerini geliştirebilecek,
· Tüm GENÇEL üyeleri; TUCSA imkânlarından avantajlı olarak yararlanabilecektir.
TUCSA web sitesinde (https://tucsa.org/tr/hakkimizda.aspx?icerik=4) yayımlanmış olan “Genç Çelikçiler Topluluğu (GENÇEL) Yönetmeliği” paralelinde GENÇEL web sayfasının hazırlıklarına da başlandı. Yapısal Çelik Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin (YAÇEM) www.yacem.com.tr web sitesinde Aralık ayında açılması planlanan GENÇEL sayfasında genel bilgilerin dışında; Üyelik, mezunların iş bulmalarına yardımcı olmak üzere “GENÇEL Kariyer”, öğrencilerin mesleki gelişimlerine uygun staj yapmalarına olan sağlamak üzere “GENÇEL Staj Programı” bölümlerinin de açılması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Ayrıca, Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından bu yıl Eylül ayında, Öğrenci İşleri Komitesi kurulmasına karar verildi. İnş. Y. Müh. Alparslan GÜRE’nin Yönetim Kurulu Koordinatörlüğünü yaptığı Öğrenci İşleri Komitesi, Prof. Dr. Özlem EREN Başkanlığında çalışmalarına başladı. Komitenin Başkan Yardımcılığını İlker İBİK, Raportörlüğünü de Erkan ÖZDAĞ yürütmektedir. Öğrenci İşleri Komitesi ilk aşamada aşağıdaki çalışmaları hedeflemektedir;
· Öğrencilerin çelik konusundaki eğitimlerine yapılabilecek katkılar,
· Öğrencilere sanayinin gerçek ihtiyaçları doğrultusunda tez konularının verilmesine yardımcı olunması,
· Öğrenciler, dernek ve sanayiciler arasındaki diyaloğun geliştirilmesi ve
· Öğrencilerin çelik yapılar ile çelik yapılarla ilgili - yapısal yangın, korozyon, yüzey koruma gibi - konularda bilgi ve deneyimlerinin arttırılmasına yönelik çalışmalarına olanak yaratmak.
Yarışmalar. Türk Yapısal Çelik Derneği 1997 yılından beri yarışmalar ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda; Yarışmalar ve Ödüller Komitesi Yönetim Kurulu Koordinatörü ve Başkanı Doç. Dr. Ece CEYLAN BABA koordinasyonunda düzenlenen 12. Ulusal Çelik Yapı Ödülleri 2020 yarışması ile 17. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2020)’nın sonuna yaklaştık. Kasım ayı başında yapılacak Jüri toplantılarında yarışmalara katılan tüm projeler değerlendirilecek ve sonuçlar açıklanacaktır. Covid-19 küresel salgını döneminde, uzaktan eğitim yapılmasına, fiziki olarak bir araya gelemeyen aynı takımdaki yarışmacılar arasındaki koordinasyonun zor şartlarda gerçekleştirilebilmesine, toplumdaki moral ve motivasyonun düşmesine rağmen öğrencilerin projelerini tamamlayarak yarışmaya katılmaları her türlü takdirin üzerindedir.
2021 yılındaki yarışma çalışmalarını da şu şekilde belirtmek mümkündür:
· 2. Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021. İlk kez 2019 yılında gerçekleştirilen ve tek yıllarda düzenlenen bu yarışma için hazırlıklara başlanmıştır. Yarışma şartnamesinin 2021 yılı başlarında açıklanması beklenmektedir.
· 18. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2021). Tüm zor koşullara rağmen bu yarışmanın da yapılması planlanmaktadır. SteelPRO 2021 Yarışma Şartnamesinin de bazı yeniliklerle 2021 yılı başlarında açıklanacağı bilinmektedir.
· European Steel Design Awards 2021. Avrupa yapısal Çelik Birliği (European Convention for Constructional Steelwork - ECCS) tarafından gerçekleştirilmesi durumunda, 12. Ulusal Çelik Yapı Ödüllerinde ve SteelPRO 2020 yarışmasında derece alan projeler arasından seçilecek projelerin ECCS’in söz konusu yarışmasına önerilmesi planlanmaktadır.
Eğitimin, liyakatin, etik değerlerin, vizyoner olmanın, özetle bütün çabaların hedefi daha huzurlu, daha güçlü, yaşam kalitesi daha da yüksek toplum olabilmek. Bunun için değerlerimizden feragat etmeden, dünyadaki gelişimi yakalamak zorundayız. Çünkü bu gelişimi ve baş döndürücü hızla gelişen teknolojiyi yakalayan yarışa, yakalayamayan söyleneni yapmaya devam edecek. Dilerim oyuncu ya da seyirci değil, Alparslan GÜRE Bey’in sözleriyle her alanda oyun kurucu oluruz.
H. Yener GÜR’EŞ
Yönetim Kurulu Başkanı / Chairman