COVID-19 küresel salgını, ülkemizde meydana gelen depremler, iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan tsunami, hortum gibi alışagelmediğimiz doğa olayları, sel ve çığ felaketleriyle geçirdiğimiz 2020’yi nihayet geride bırakıyoruz. Gerçi 2020 bizleri hatta tüm insanlığı çok zorladı ve üzdü ama önemli olan bizim bu olanlardan ne ders aldığımız, nelerin farkına vardığımız. 2021’in; COVID-19’un bugünkü etkisini kaybedeceği ve yeni normale döneceğimiz, ülkemizin ve insanlığın barış içinde, sağlıkla ve huzurla yaşayacağı, ekonomik sorunlardan ve kısır çekişmelerden uzak bir yıl olması hepimizin dileğidir.
30 Ekim 2020’de İzmir ve havalisini vuran depremden sonra, geçtiğimiz Kasım-Aralık 2020 dönemine genelde COVID-19 salgınının tırmanışa geçişi ve o koşullarda sanal ortamda gerçekleştirilen 21. Yapısal Çelik Günü damgasını vurdu. Bugün bütün bu yaşananlardan çıkardığımız derslerden de söz edeceğiz.
Bu öngörülerle, 21 yıldır düzenlediğimiz, bu yıl COVID-19 küresel salgını nedeniyle ilk kez sanal ortamda gerçekleştirdiğimiz iki günlük 21. Yapısal Çelik Günü etkinliğinin 11 Kasım 2020 tarihli birinci gününde “Deprem ve Çelik”, ikinci günü 12 Kasım’da ise “İnşaat Sektörü Kabuk Değiştiriyor” temalarını işledik. Amacımız, ülkenin sorunlarına parmak basmak ve çıkış yollarına ilişkin önerilerin gelişmesine katkıda bulunmaktı. Bir yanda yaşadığımız depremler ve COVID-19 salgını, diğer taraftan dünyada baş döndürücü hızla ilerleyen dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojik gelişmeler. Sonuç olarak bu toplantıyı, doğal sorunlarla başa çıkma yollarını aramak, gelişen teknolojiyi nasıl yakalayabileceğimizi ve onu inşaat sektörüne nasıl uyarlayabileceğimizi masaya yatırmak için düzenledik.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü Metal Sanayi Daire Başkanı Ümit Yasin Güven’in katıldığı panelde, çelik yapılarda yeni teknolojilerin kullanımının geliştirilmesi ve çeliğin katma değeri yüksek bir ürün haline getirilmesine devletin bakışını net bir şekilde açıklaması da toplantıya ayrı bir değer kattı. Açılış konuşmalarında söz alan Çolakoğlu Metalürji A.Ş. Genel Müdürü ve Dünya Çelik Birliği (WSA) İcra Kurulu Üyesi Uğur Dalbeler ve TOSYALI Holding Yönetim Kurulu Bşk. Fuat Tosyalı, sektörün iki yetkin temsilcisi çelik sektörünün Türkiye’de ve dünyada geldiği noktayı ve sektörün ileriye dönük vizyonunu açıkladılar.
21. Yapısal Çelik Günü; Intekno Şirketler grubu ve Qnect adına ABD’den katılan Jef Sharp ve Henry Lederman’ın konuşmaları da dâhil 10 teknik sunum, 2 proje sunumu, 2 yuvarlak masa toplantısı (panel) ve ödül trenlerinin yer aldığı ve 14 saat 30 dakika yayında kalan, toplamda 1.000’in üzerinde izleyicinin ilgiyle takip ettiği bir etkinlik oldu.
1. GÜN - Deprem ve Çelik
Şimdi iki günü ayrı ayrı değerlendirelim. “Deprem ve Çelik” temasının işlendiği birinci gününe şu açılış konuşmasıyla başladık:
“Bu yıla peş peşe depremlerle girdik, sonunda da 30 Ekim’de İzmir’i etkileyen, merkezi Seferihisar açıklarında olan bir deprem yaşadık. 115 vatandaşımız hayatını kaybederken 1000’in üzerinde yaralı olduğu bildirildi. COVID-19 küresel salgınının etkileri maalesef Mart ayındakinden daha vahim durumda görülüyor. Yılın ilk ayındaki depremleri takiben Deprem ve Çelik zirvesi yapmayı düşündük, ancak hemen ardından gelen COVID-19 salgını nedeniyle bunu erteledik ve Yapısal Çelik Günü’yle birleştirdik. O yüzden birinci gün “Deprem ve Çelik” temasını işlerken, ikinci gün “İnşaat Sektörü Kabuk Değiştiriyor” teması ele alınacak ve inşaat sektöründe yeni teknolojilerin kullanılmasına ağırlık verilecek. Biliyoruz ki, bir ülkenin çağdaş medeniyeti yakalamasının en önemli şartı; iyi eğitimli beyin gücü ve toplumsal dayanışma. Bu kapsamda kamu, üniversite ve sanayi arasındaki kopukluğun giderilmesine, işbirliği içinde hareket edilmesine her zamankinden çok ihtiyaç var.”
Birinci günde aşağıdaki konuşmacılar tarafından deprem koşullarında çelik yapıların tasarım ve yapım esaslarına ilişkin şu konuşmalar yapıldı.
· Prof. Dr. Erkan Özer - “Standart ve Yönetmeliklerde Deprem ve Çelik”
· Meinhardt Mühendislik’ten İnş. Yük. Müh. Onur Güleç - “Depreme Karşı Çelik Uygulamaları”
· Efectis Era Yönetim Kurulu Başkanı İlker İbik - “Deprem ve Yangın Riski”
· Seza Mühendislik’ten İnş. Yük. Müh Sezai Güvensoy - “Kamu Yapılarında Neden Çelik?”
· Arup Türkiye’den Dr. Cem Haydaroğlu - “Hareketli Yapılar”
TUCSA Yönetim Kurulu Üyesi İnş. Yük. Müh. Alparslan Güre’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Çelik ve Depreme Dayanıklı Yapılar” başlıklı panelde konuşmacı olan, Modern Mühendislik’ten İnş. Yük. Müh. Galip Topönder, ArcelorMittal RZK’dan Dr. Kağan Yemez ve TİS Teknolojik İzalatör Sistemleri’nden İnş. Yük. Müh. Uğurcan Özçamur büyük ölçüde deprem kuşağında yer alan ülkemizde, çelik yapılar konusundaki sorunları tartıştılar ve önerileri seslendirdiler.
2. GÜN - İnşaat Sektörü Kabuk Değiştiriyor
İkinci günde İnşaat Sektörü Kabuk Değiştiriyor teması işlendi ve ödül törenleri gerçekleştirildi. İkinci gün şu açılış konuşmasıyla başladı:
“İnşaat sektörü olarak, dünyada rekabetçi olmaya devam etmek, küresel teknolojiyi yakalamak istiyorsa Sektör / Kabuk Değiştirmek zorundadır.
Tabii başlangıçta belirtmek isterim ki, dünkü açılış konuşmasında dinleyicilere seslenen Uğur Dalbeler Bey’den sonra, bugün de bizim için bir ilk olan iki konuşmacımızdan da söz etmek istiyorum;
· Türkiye’de çelik üretimini ve yatırımlarını durmadan sürdüren, dünyanın en büyük çelik üreticileri arasında yerini alan ve daha üst sıralara çıkmayı hedefleyen Tosyalı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı günün açılış konuşması kapsamında,
· 2001 yılında 2. Yapısal Çelik Günü’nün açılışını yapan merhum 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den sonra Yapısal Çelik Gününe ilk katılan Devlet yetkilisi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü, Metal Sanayi Daire Başkanı Ümit Yasin Güven biraz sonra yuvarlak masa toplantımızda bizlerle beraber olacak.
Toplumun yapı konusundaki tercihlerinde değişme önemlidir. Yapılara ilgili tercihlerin değişim nedenleri yalnız artan dünya nüfusu ile sınırlı değil. Bir yanda inanılmaz süratle gelişen teknoloji, küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri ve afetler, genç nesillerin düşünme süreçlerindeki farklılaşma, diğer tarafta virüsün küresel bir tehdit haline gelişi değişimleri etkileyen faktörler arasında. Özetle, Dünya değişiyor. Sanayinin değişim ihtiyacı yanında, insanların da gereksinimleri, beğenileri, yaşam tarzları değişiyor. Ülkenin ve sektörün bekası açısından, bizlerin de bu değişimi yakından izleme ve gelişmelerin gerisinde kalmama zorunluluğumuz vardır.”
Açılış konuşmalarını takiben, “İnşaat Sektöründe Yeni Teknolojiler” başlığıyla düzenlenen yuvarlak masa (panel) ArcelorMittal RZK’dan Dr. Kağan Yemez moderatörlüğünde gerçekleşti. Yuvarlak Masa toplantısına katılan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan Ümit Yasin Güven, TUCSA Yönetim Kurulu Üyesi Alparslan Güre, TESEM Mühendislik’ten Faruk İnsel ve Intekno Group’tan Emre Kulluk çelik sektöründeki yeni teknolojiler, Türk çelik sektörünün dünyadaki yeri ve gelişimine dair düşüncelerini paylaştılar.
İkinci günün sunumlar bölümünde, YAÇEM Genel Müdürü Aydın Kulaksız’ın genel moderatörlüğünde aşağıdaki konuşmacılar tarafından “İnşaat Sektöründe Çağdaşlaşma” ve “Çelik Yapı Seçkileri” konularında şu konuşmalar yapıldı.
· Intekno Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Halil Kulluk - “Yapay Zekâ Çağında Akıllı İnşaat Teknolojisi”
· Insteel Yönetim Kurulu Üyesi Mimar Özgül Yücel - “Modüler Hastane Yapıları” projesi
· ATTEC Design’ın Kurucusu İnş. Yük. Müh. Ahmet Topbaş - “Kavuşma Durağı” projesi
· ENG Metal Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Makina Yük. Müh. Selami Gürel - “Çelik Karkaslı Çok Katlı Modüler Konutlar”
· Penguen Bilişim Danışmanlık Kurucusu Elk. Müh. Tolga Canözkan, “İşe Yarayan Dijitalleşme, Maliyeti Düşürüp Rekabetçi Olmanın Yolu”
· MSGSÜ Enformatik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Salih Ofluoğlu - “İnşaat Sektörü için Kolaylaştırıcı bir Teknoloji olarak Yapı Bilgi Modellemesi (BIM)”
Günün geleneksel diğer etkinliği ise ödül törenleriydi. Bu kapsamda, 17. Çelik Yapı Tasarım Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2020) kapsamında ödül alan 4 proje ile 12. Ulusal Çelik Yapı Ödülleri yarışmasında ödül alan 4 proje ve Jüri Özel Ödülü alan Çanakkale İl Özel İdaresi projelerine ilişkin kısa sunumlar yapıldı.
İlk bölümde, SteelPRO 2020 için Yüksek Mimar Mühendis Ahmet Alataş, Doç. Dr. Ece Ceylan Baba (Jüri Başkanı), İnşaat Yük. Müh. Onur Güleç, Dr. İnş. Yük. Müh. Selçuk İz ve Mimar Salih Küçüktuna’dan oluşan jüri tarafından Eşdeğer Ödüle layık görülen Ebabil, RE-FoRM / FaRM ve Scotia projeleri ile Mansiyon Ödülü’ne layık görülen Sarayburnu projesini gerçekleştiren öğrencilere ödülleri takdim edildi.
Ödül törenlerinin ikinci bölümünde ise, 12. Ulusal Çelik Yapı Ödülleri yarışması kapsamında Doç. Dr. Y. Mimar Ece Ceylan Baba, İnşaat Yük. Müh. Alparslan Güre, Prof. Dr. Y. Mimar Celal Abdi Güzer, Dr. İnş. Yük. Müh. Selçuk İz ve Yük. Mimar Kerem Piker’den oluşan jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; Birincilik Ödülü’ne değer bulunan GEMAK Tersanesi Yönetim Ofisi projesi, İkincilik Ödülü’ne değer bulunan Çanakkale Anten Kulesi, Üçüncülük Ödülü’ne değer bulunan ARTER Çağdaş Sanat Müzesi projesi ile Teşvik Ödülü’ne değer bulunan Trendyol Campus Spiral Rampa projesi paydaşları ödüllerini aldılar. Jüri ayrıca, böyle özgün bir projeyi gerçekleştirdiği için Özel Ödül’e değer bulunan, Ulaştırma Bakanlığı adına projenin genel yüklenicisi olan Çanakkale İl Özel İdaresi’ne de ödülünü verdi.
İki günlük maraton niteliğindeki 21. Yapısal Çelik Günü TUCSA Yönetim Kurulu Başkanının aşağıda özetlenen konuşmasıyla sona erdi.
"Küresel Salgın nedeniyle birçok kuruluş yeni normale uyum sağlama konusunda bazı zorluklar yaşarken, genç ve dinamik ekibimizle ülkemizde henüz yeni olarak tanımlanabilecek bir online organizasyon formatını gerçekleştirmeyi başarmanın ve sektörümüze yarar sağlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Tüm katılımcılarımıza, ana sponsorumuz ENG Metal Yapı A.Ş.’ye, platin sponsorumuz KARÇEL A.Ş ve Computers & Engineering’e, gümüş sponsorlarmız Çolakoğlu Metalurji A.Ş., Kroman Çelik A.Ş., ArcelorMittal RZK, Intekno –Qnect’e ve hizmet sponsorumuz 101 Event Management ile sizlerin görmediği ancak arka planda yoğun çalışan ekibimize teşekkürlerimi iletiyorum. Çelik Yapılar dergimiz ve web sitemizde daha önce de belirttiğim üzere dernek olarak online çağa hazırız. Bu vesile ile şimdiden belirtmek istiyorum ki: 24 Kasım 2021 tarihinde gerçekleştireceğimiz 22. Yapısal Çelik Günü ile sektör paydaşlarıyla tekrar buluşmaya can atıyoruz.”
Etkinlikte kaydedilen videolar, hazırlıkları tamamlandığında Türk Yapısal Çelik Derneği’nin aşağıda linki verilen YouTube kanalından izlenebilecektir.
https://www.youtube.com/channel/UCYNaYt5Gd0MvCXhYQA9qGhg
DOĞA OLAYLARI DA DEĞİŞİYOR
Dünya değişiyor derken, gelişen teknolojiyi, koronavirüsün neden olduğu sosyolojik, psikolojik, ekonomik değişimleri, yeni nesillerin algılama ve düşünce tarzlarındaki farklılaşma, insanların ve toplumların tercihlerindeki değişiklikleri kastettik. Ancak bu kadarla sınırlı değil, doğa tahrip edildikçe mevsimler de, doğa olayları da değişiyor. Bilimin ve kamunun, bu son doğa olaylarından alacağı dersler vardır. Dünyada iklim değişiklikleri yaşanırken, son yıllarda ülkemizde de tsunami ve hortumlar görülmeye başlandı.
ÇIĞ Felaketi
Geçen sayımızda da belirttiğimiz gibi, depremde olduğu gibi sel ve çığ felaketleri için de önleyici çalışmaların yapılması şarttır. Van ili Bahçesaray mevkiinde 4 ve 5 Şubat 2020’de 41 vatandaşımız canlarını yitirdiği çığ felaketi meydana geldi. Takiben, 7 Şubat 2020 tarihinde Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na çığ riski olan bölgelerde Çığ Köprüsü / Bariyeri (Avalanche Bridge) yapılması önerilmiş ve bu konuyla ilgili olarak imkânlar ölçüsünde her türlü desteği vermeye hazır olduğumuz bildirilmiştir.
2020 Aralık ayında, 4 ve 5 Şubat’ta çığ düşen Van ili Bahçesaray mevkiinde iki kez daha çığ haberi alındı. Önce 12 Aralık 2020’de Bahçesaray mevkiinde çığ düştü, kar ve tipi nedeniyle Bahçesaray, Başkale ve Muradiye ilçelerinde toplam 26 yerleşim yerinin yolunun ulaşıma kapandığı bildirildi. 26 Aralık 2020 tarihinde, yine Karabet Tüneli’ne yakın bir bölgede çığ düştü ve kara yolunu trafiğe kapattı. Ancak bu olayda can kaybı bildirilmedi.
Aynı gün Hakkari / Şemdinli bölgesinde de bir askeri üssün yolunun açılması için yürütülen çalışmalar sırasında çığ düştü ve 2 asker çığ altında kalarak hayatlarını kaybetti.
Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından daha önce AFAD’a sunulmuş olan, çığ köprüsü (bariyeri) konusundaki teklifimiz yinelenecek, bu sefer Karayolları Genel Müdürlüğü ile de paylaşılacaktır.
SEL Felaketi
Can ve mal güvenliği açısından, sel konusu da aynı derecede önemlidir. İklim değişikliklerine paralel olarak gün geçtikçe risk artmaktadır. Başta Karadeniz bölgesi olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde sel felaketleri yaşanmaktadır.
Avrupa genelinde sellerin neden olduğu ölümleri ortaya koymak amacıyla, Türkiye, İtalya, İspanya, Portekiz, Fransa, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti ve İsrail de dâhil bazı Akdeniz ülkelerindeki akademisyenlerce ortak yürütülen çalışmaya göre, 1980-2018 yılları arasındaki 39 yılda Türkiye dâhil çalışmaya katılan ülkelerde toplan 2.466 kişinin sel nedeniyle yaşamını yitirdiği bunun 1.242’sinin Türkiye’deki kayıplar olduğu görülmüştür.
Sellerin en çok etkilediği alanları şu şekilde ele gruplandırabiliriz: konut tipi ve sanayi yapıları, yollar ve köprüler, ekili alanlar. Bütün bunları ele aldığımızda, bir yandan seller ve taşkınların engellenmesi için alınacak önlemler konusunda çalışılırken, diğer taraftan sele dirençli yapıların yapılması için araştırma geliştirme çalışmaları yapılması şarttır.
Tsunami
Geçen sayımızda da bahsettiğimiz gibi, 30 Ekim 2020’de merkezi Seferihisar açıklarında olan, İzmir’i ve civarını etkileyen depremde meydana gelen tsunami, yat limanlarındaki iskeleleri kopardı, tekneleri limandan alıp açığa sürükledi. Yatlardan bazıları battı, bazıları hasar aldı. Çok büyük maddi zarar, milli servet kaybı meydana geldi. Demek ki liman inşaatları tasarlanırken, artık bizde de (Özellikle Ege ve Marmara Denizi kıyılarında) tsunami hesaplarının yapılması gerekiyor. Bu konunun akademik tez konusu olması, araştırma geliştirme çalışmalarının yapılması gerekli görülmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
İki günlük 21. Yapısal Çelik Günü çalışmalarının ve doğa olayları hakkındaki yapılan değerlendirmelerin sonunda görüldü ki:
1. Türkiye’de deprem, yangın, yağış ve rüzgâr gibi etkilere dirençli, çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik açısında yeterli olan dayanıklı (resilient) yapıların önemi henüz yeterince içselleştirilmemiş, alınan önlemler çeşitli nedenlerle yetersiz.
2. Hangi malzemeyi kullanırsanız kullanın, doğru projelendirilen, doğru malzemeyle doğru imal ve inşa edilen, tüm süreçleri gerçekten denetlenen yapı güvenlidir. Her malzemenin farklı özellikleri vardır. Ancak dayanıklı yapılar açısından, çelik malzemenin avantajları maalesef yeterince bilinmiyor veya işin kolayına kaçılıyor.
3. İnşaat yatırımlarında, yapının ilk yapım maliyetinin ucuzluğu ile yaşam döngüsündeki ekonomikliği çoğu zaman birbirine karıştırılıyor. Ayrıca, alışkanlıklar zaman zaman yeniliklerin ve yeni teknolojileri kullanmanın önünde engel olabiliyor.
4. İster yeni yapı olsun, ister güçlendirme olsun çelik yapı tasarımı yetkin bir mühendislik ister. Bu sağlanmadığı zaman yapının maliyeti önemli ölçüde artabilir. Ancak konuyu yeterince bilmeyenler, bu artışın çeliğin pahalı olmasından kaynaklandığını zannedebilirler.
5. Bir yanda inanılmaz süratle gelişen teknoloji, küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri ve afetler, genç nesillerin düşünme süreçlerindeki farklılaşma, diğer tarafta virüsün küresel bir tehdit haline gelişi sonucu toplumların tercihleri süratle değişiyor, özetle dünya değişiyor. Ülkenin ve sektörün bekası açısından, bu değişim yakından izlenmeli ve gelişmelerin gerisinde kalınmamalıdır.
6. İnşaat sektörü, dünyada rekabetçi olmaya devam etmek için küresel teknolojiyi çeviklikle yakalamak, diğer bir deyişle Kabuk Değiştirmek zorundadır. Bu kapsamda,
· Yapıların daha hafif, esnek ve modüler olması,
· Yapılarda bir türlü sağlanamayan kalite kontrolün temini için yapıların fabrika ortamında yapılması,
· Bilginin ve ileri teknolojinin inşaat sektöründe daha yoğun olarak kullanılması,
· Yapıların; otomotiv sektörü gibi ihraç edilebilir hafiflikte ve pratiklikte olması gerekmektedir.
7. Bunun değişimin sonucu: Yapı Elemanlarının Endüstriyel Üretimi olması gerekliliğidir. Önerilen yapıları yapma kapasitemiz yeterlidir, ancak tüm yapıların tasarımdan malzemeye, imalattan inşaata kadar her aşamada nasıl denetleneceğine ilişkin kurallar yeterli hale getirilmeli ve ilgililere anlatılmalıdır.
8. İklim değişikliklerine paralel olarak doğa olaylarında meydana gelen farklılaşmalar sonucunda, bugünkü yönetmelik ve standartlarda var olan kar, yağmur ve rüzgâr yükleri gibi ölçütler kısa bir süre sonra geçerliliğini kaybedebilir, değişikliğe uğrayabilir. Bu konuların şimdiden araştırılması şarttır. Tabii, sel ve çığ felaketleri ile tsunami için de benzer çalışmaların yapılması gerekir. Bir yandan selleri önleyici altyapı çalışmaları yapılırken, diğer taraftan sele dirençli yapılar konusunda da yeni tasarım esasları geliştirilebilir. Çığ bölgeleri için de benzer bilimsel çalışmalar yürütülmelidir.
9. Gerek dayanıklı yapıların geliştirilmesi, gerek yapılarda ekonominin sağlanması için sektör ile kamu ve üniversitelerin ön koşulsuz işbirliği şarttır.