Çelik Yapılar Dergisi 20.yılına girdi. Dile kolay, bir sektör yayınının bu süre içinde aksamadan, her gün gelişerek, kendini yenileyerek yayımlanması. Başlangıcından günümüze bu dergiye emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum
2020’YE BAKIŞ
Sorunlu bir yılı geride bırakırken doğal, sosyal ve ekonomik gelişmelere kendi gözlüğümüzle ve özetle bir bakalım istedik.
2020 yılına sektörü ilgilendirdiği şekliyle ekonomik açıdan bakacak olursak, 2020 yılına girerken piyasalarda yaşanan daralma, tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de ciddi ölçüde etkileyen COVID-19 küresel salgını ile katlanarak arttı. Bunun sonucunda, döviz kurlarında meydana gelen artış, konut stokunun eritilememesi, yurt içi ve yurt dışında birçok alanda yatırımların durma noktasına gelmesi ekonomik alanda da tıkanmalara neden oldu. Bu süreçte, ABD ve AB de korumacı önlemlerini arttırmaya devam etti. Bir yandan bu olumsuzluklar yaşanırken, diğer taraftan dünya çeliğinin %50’sinden fazlasını üreten Çin’in büyüme / kalkınma planları nedeniyle çelik sektöründe alıcı duruma gelmesi, batının Çin ile ticari ilişkilerine sınırlamalar getirmesi Türkiye açısından iki olumlu gelişmeye neden oldu: Birincisi talebin artması sonucu çelik satış fiyatları arttı; Türkiye’de üretilen çeliğin tüm koruma önlemlerine rağmen küresel piyasada rekabet edebilir olmasına imkân sağladı. İkincisi, batılı ülkeler tarafından önceden Çin’e yaptırılan bazı işlerin şimdi Türkiye’ye kaymasına neden oldu. Bu nedenlerle Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nin verdiği aşağıdaki bilgilere göre 2020 yılında çelik üretimimizde artış meydana geldi.
2020 yılının ilk yarısında küresel salgın nedeniyle %4,1 oranında gerileyen ham çelik üretimi, 3. çeyrekte %16,6, son çeyrekte %16,2 arttı ve yılın tamamında %6 artışla 35,8 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Ülkemizdeki 2020 yılı çelik tüketimine gelince, yılın ilk çeyreğinde %42,7 oranında artan, ikinci çeyrekte ise %16,9 oranında azalan çelik ürünleri tüketimi, üçüncü çeyrekte %25,2 ve son çeyrekte %6,6 artış gösterdi. 2020 yılının tamamında ise nihai mamul tüketimi %12,9 oranındaki artışla, 29,4 milyon ton seviyesine ulaştı.
Çelik yapı imalatçıları ise 2020 yılında çelik üreticileri kadar şanslı değildi. Çünkü Çelik Yapı sektörü, Çelik sektörü ile inşaat sektörünün ara kesitindeki bir sektör ve ikisinden de etkileniyor. İnşaat sektörü ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da özellikle yılın ilk yarısında sekteye uğradı. İkinci yarıda ise bazı sanayi yapıları ile alt yapı çalışmaları bu sektöre hareketlenme getirdiyse de 2019 yılındaki hedeflere ulaşılamadı. Buna karşılık, yapısal çelik konusunda KARDEMİR’in ray imalatına ağırlık vermesi, gerek ithal ürünlerin üretimdeki yavaşlamalar, gerek nakliye sorunları nedeniyle yapısal çelik ihtiyacının gecikmeli karşılanabilmesi, diğer taraftan yılın ilk yarısında durdurulan projelerin tamamlanması için zamanla yarışır hale gelinmesi malzeme tedarikinde geçici sorunlar yaşanmasına neden oldu.
Dönem içinde, Türkiye’deki Çanakkale Köprüsü dışında mega çelik projelerinin olmamasına karşılık başta çelik tesisleri olmak üzere yatırımların başlamış olması, yerel yönetimlerin de çelik altyapı ve üst yapılarda çeliğin avantajlarından ve ekonomisinden yararlanmaya başlamaları sektör için olumlu gelişmelere neden olmuştur. Bütün bunlara rağmen, çelik yapı imalatının 2020 yılında bir önceki yıla oranla %25 oranında azaldığı ve 1 milyon ton civarına gerilediği değerlendirilmektedir.
Sosyal Değerlendirme
2020 yılı içinde ekonomik nedenlerle inşaatların durma noktasına gelmesi ve 11 Mart’ta su yüzüne çıkan COVID-19 salgınına ilişkin bilinmezlikten kaynaklanan tedirginlik ve korkular, daha sonra hastalığın bulaşıcılığı gibi nedenlerle işsizliğin artması kaçınılmaz gerçeklik olarak karşımıza çıktı. Bu süre içinde birçok işyeri kapandı, satın alma gücü düştü, iş yerlerinin bir kısmı evden çalışma sistemine geçti ve eğitim yetersiz önlemlerle uzaktan eğitime dönüştü. Bu salgının ne zaman sona ereceği bilinmediğinden, kurum ve kuruluşlar geçici çözümlere yöneldi. Bunların sonucunda, toplumda geleceğe yönelik bir güvensizlik oluşmaya başladı. Bu girdaptan kurtulmanın çaresinin, insanların morali bozulmasın diye sorunların üstünü örtmek, günlük çözümler bulmak yerine, gerçek çözümler üretip sorunları ve acı reçeteleri önceden toplumla şeffaf bir şekilde paylaşmak, topluma yeniden güven vermek olduğuna inanıyoruz.
Doğa Olayları ve Afetler
Ülkemizi hatta dünyamızı etkileyen doğa olaylarını iki kategoride ele almakta yarar olabilir: Deprem gibi var olan ve devam eden doğa olayları, iklim değişikliklerine bağlı olarak şiddeti artan veya yeni ortaya çıkan doğa olayları. 2020 yılında her ikisini de belirgin bir şekilde yaşadık.
Deprem. 2020 yılı başlangıcında adeta bir deprem fırtınası yaşandı. Yıl boyunca yaşanan 25.000’in üzerindeki sismik olay kapsamında 6.8 ve üzeri büyüklükte iki deprem yaşandı: 24 Ocak’ta 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği Elazığ-Sivrice depremi ile 30 Ekim’de merkezi Seferihisar açıklarında olan ve İzmir’de 115 vatandaşımız can kaybı ile sonuçlanan deprem.
Dünyada, 2020 yılında 6 ve üzeri büyüklükte toplam 105 deprem oldu. Bu depremlerde en çok ölüm vakası; İzmir birinci ve Elâzığ ikinci sırada olmak üzere, dünya toplamının %80’i ile Türkiye’de yaşandı.
Bu deprem gerçeği karşısında, kapıda olduğu söylenen Büyük İstanbul Depremi için geçen süre içinde yeterli önlem alınıp alınmadığı tartışmasını bir kenara bırakarak, ilgili tüm disiplinleri kapsayacak şekilde ortak akılla çözüm üretilmesi şarttır.
Çığ Felaketi. 2015 yılından beri gündemimizde olan, 2020 yılı 4-5 Şubat, 12 ve 26 Aralık’ta Van ili Bahçesaray mevkiinde ve aynı gün Hakkâri / Şemdinli bölgesinde meydana gelen çığlardan sonra İçişleri Bakanlığı, AFAD ve Karayolları Genel Müdürlüğü’ne sunduğumuz “Çığ Köprüsü / Bariyeri” yapılması konusundaki önerilerimize gelen yanıtlardan, AFAD Planlama ve Risk Azaltma Dairesi Başkanlığı’nın geliştirdiği bir proje sonucunda Cumhurbaşkanlığı Bütçe ve Strateji Başkanlığı tarafından kabul edilmiş; “2021 Yatırım Programının Kabulü ve Uygulanmasına Dair Karar” kapsamında yer alan “Çığlara Karşı Korunmada Bir Prototip Üretilmesi” projesi için çalışmalara başlandığı memnuniyetle gözlenmiştir. Türk Yapısal Çelik Derneği olarak bu projeye destek vermek üzere temaslara ve ön çalışmalara başlanmıştır.
İklim Değişikliklerinden Etkilenen Doğa Olayları. Sık sık tekrarladığımız gibi, bilimin ve kamunun, bu son doğa olaylarından alacağı dersler vardır. Dünyada iklim değişiklikleri yaşanırken, son yıllarda ülkemizde de tsunami ve hortumlar görülmeye, sel felaketlerinde artışlar gözlemlenmeye başlandı. Doğa tahrip edildikçe mevsimler de doğa olayları da değişiyor. İnsanoğlu bu değişimlere seyirci kalamaz, kalmamalı ve “beni sokmayan yılan” düşüncesinden uzak, yarınlarımız, bizden sonraki nesiller ve insanlık için el birliği ile önlem geliştirmeliyiz.
YANGIN BİR AFET Mİ?
Özel durumlar dışında yangın bir afet kabul edilmiyor. Ancak, AFAD’ın yayınladığı “Afet Yönetimi Kapsamında 2019 Yılına Bakış ve Doğa Kaynaklı Olay İstatistikleri” dokümanında “Yangın” ile “Afet” ilişkisi şöyle açıklanıyor; “İkincil afet (İng. secondary disaster) Bir afetin etkisi veya tetiklemesi ile meydana gelen yangın, heyelan, baraj yıkılması, patlama, salgın hastalıklar ve endüstriyel kaza gibi yeni afetlere verilen ad.”
Dergimizin 64. sayısında yayımlanan “Türkiye Yangın Kayıpları için Çıkarımsal Bir İstatistik Çalışması” başlıklı makalede açıklandığı üzere, yangınlardan dolayı Türkiye’de meydana gelen toplam doğrudan ve dolaylı kayıplar 2015 yılında 26.280.181.975 ABD Doları, 2017 yılında 19.883.860.751 ABD Dolarıdır. Türkiye’deki yangınlarda her yıl ortalama 400 can kaybı yaşanmaktadır.
Türk Yapısal Çelik Derneği, yangın güvenliği açısından doğru tasarım yapıldığı takdirde gerek toplam inşaat maliyetinde ciddi bir tasarruf sağlanacağını, gerekse yangın riskini azalttığı için yukarıda belirtilen kayıpların azalacağını bilmektedir. Bu nedenle, 2007 yılında kurulmuş olan Yangın Güvenliği Komitesine ilave olarak 4 Nisan 2017 tarihinde, YAÇEM Akademi bünyesinde çok sayıda akademisyen ve uzman mühendisten oluşturulan Yangın Güvenliği Grubu kuruldu. Bu grup, eğitimler düzenlemekte, yapısal yangın konusunda araştırmalar yapmakta, TUCSAmark Yangın Performans Analizi ve danışmanlıklar gibi profesyonel hizmetler vermektedir. Yangın Güvenliği Grubu bunları yaparken, çoklu disiplin gerektiren yangın konusunu bir bütün olarak ele almakta, taşıyıcı sistem ve malzeme ayırımı yapmamaktadır.
Bu paralelde, İBB İtfaiye Daire Başkanlığı ile 24 Ekim 2019 tarihinde başlayan görüşmeler ve çalışmalar halen devam etmekte olup, İstanbul Belediyesi İtfaiye Eğitim Merkezi (İBİTEM) ile müşterek eğitim programı konusunda İstanbul İtfaiye Daire Başkanlığı’nın nihai onayı beklenmektedir.
Yukarıda belirtilen hususlar paralelinde, çelik yapıların bu sayısında gündem konusu olarak “Yangın Güvenliği” seçilmiştir. Bu konunun ele alınmasının bir nedeni de yanlış bir izlenim veya empoze olarak çelik yapıların yangına karşı hassas olduğu savının abartılmış olmasıdır. Oysa bilimsel olarak tüm taşıyıcı malzemelerin yangın riski olan ortamlarda yangına karşı korunma gereksinimi vardır. Önemli olan hangi malzemenin hangi koşullarda nasıl korunacağının bilinmesidir. Bu sayımızdaki gündem konularının ve akademik makalelerin bu konularda yardımcı olacağını, merakları gidereceğini umut ediyoruz.
BU KOŞULLARA KARŞI GENÇLER İÇİN ÖNLEMLER
Gençlerimizin COVID-19 salgın döneminde karşılaştığı en büyük zorluklar, eğitim ve iş bulma konusunda ortaya çıktı. Bunları değerlendiren Türk Yapısal Çelik Derneği 2006 yılında dernek bünyesinde kurulmuş olan Çelik Yapılar Öğrenci Kulübü (ÇELYÖK) oluşumunun kapsamı, öğrencilerle birlikte yeni mezun genç mimar ve mühendislerin de yararlanabileceği şekilde genişletildi ve Genç Çelikçiler Topluluğu (GENÇEL) olarak yapılanmasına karar verildi.
GENÇEL yapılanması; öğrenci ve genç mühendislerin çelik yapılar konusunda tasarım, mühendislik ve yapım esasları ile malzeme bilgisi hakkında bilgi ve deneyimlerini arttırmayı, bireysel ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunmayı, teknik, etik ve sosyal bakımdan mesleki hayata hazırlanmalarına yardımcı olmayı hedeflemektedir. Hazırlanmış olan GENÇEL Yönetmeliği (https://tucsa.org/download/yonetmelik_prosedur/PR-GC-01_GENCEL_Yonetmeligi_201014_20200208.pdf) 14 Ekim 2020 tarihinde Yönetim Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.
Yapılan ilk değerlendirmelerde öğrencilerin birincil gereksiniminin staj yeri bulmak, genç mimar, mühendislerin ve teknikerlerin de iş bulma olduğu görüldüğü için GENÇEL web sitesindeki (http://www.yacem.com.tr/gencel/) “GENÇEL Kariyer” bölümünden iş arama başvurularının, “GENÇEL Staj Programı” bölümünden de staj isteklerinin karşılanması çalışmalarına başlanmıştır. Staj başvurularının önemli bölümü sonuçlandırılmıştır.
Bunların dışında, YAÇEM Akademi tarafından düzenlenen eğitimlerin duyuruları da bu sayfada yer almakta, ücretli kurslarda GENÇEL üyelerine önemli indirimler uygulanmaktadır. Ayrıca, üniversitelerde öğrencilerin gereksinimlerini karşılayacak seminerler verilmekte, kariyer günlerine iştirak edilmektedir. Yakın bir zamanda öğrenciler için mentorluk sisteminin de geliştirilmesine çalışılmaktadır.
İçinde bulunulan zor koşullara rağmen Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmaları 2020 yılında gerçekleştirilmiş olup 2021 yılında da düzenlenecektir.
YARIŞMALAR
COVID-19 salgını özellikle öğrencilerin bir araya gelip proje hazırlamalarını zorlaştırmaya ve katılımları olumsuz etkilemeye başladı. Buna rağmen geçen yıl yarışmayı ertelemedik ve bu yıl da 18. kez Çelik Yapı Tasarım Öğrenci Yarışması’nı yapmaya karar verdik, hem moral, hem teşvik, hem de bu koşullarda dahi proje yapılmaya devam edileceğini deneyimlemek için.
Geçen yıl 12. Ulusal Çelik Yapı Ödülleri yarışmasında ödül alan projelerden ikisi: GEMAK Tersanesi Yönetim Ofis Binası ve 31 Mayıs 2021’den önce hizmete girdiği takdirde Çanakkale Anten Kulesi projeleri Avrupa Yapısal Çelik Birliği (European Convention for Constructional Steelwork - ECCS) tarafından 1997 yılından beri iki yılda bir düzenlenen European Steel Design Awards 2021 yarışmasına aday gösterilecek. Kazanan projeler ödüllerini COVID-19 izin verirse Fransa’da yapılacak törenle alacaklar.
Bu yıl gerçekleştirilecek üçüncü yarışma ise TUCSA tarafından düzenlenen 2. Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021 olacak. Dünyanın her köşesinde çelik köprüler yapan ülkemizde bu yarışmanın süratle geliştiğini görmekten mutlu olduğumuzu şimdiden ifade etmek isterim.
Bu yıl gerçekleştirilecek olan aşağıda özet bilgileri verilen 18. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2021) ve 2. Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021 yarışmalarının şartnameleri bu ay içinde yayımlanacaktır.
18. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2021)
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI’nın Başkanlık döneminde (2001-2016) başlayan ve ilki 2004 yılında Prof. Dr. Görün ARUN koordinasyonunda ve PROÇEL kısa adıyla düzenlenen Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmaları 18 yıldır her yıl tekrarlanmaktadır. Bu yıl düzenlenen 18. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2021) kapsamında da en az bir mimarlık ve bir inşaat mühendisliği öğrencisinden oluşan ekipler tarafından hazırlanan projeler yarışmaya katılacaktır.
Bugüne kadar sayısız yararları gözlemlenmiş olan bu yarışmada, öğrencilerimizin katılımlarını ve bilgilenmelerini kolaylaştırmak üzere bir yenilik düşünüldü: bir interaktif online tanıtım toplantısı ile mimarlık, inşaat mühendisliği ve yangın güvenliği konularında web seminerleri düzenlenecek. Böylece, yarışmaya katılsın veya katılmasın, ilgili tüm öğrenciler bu tanıtım ve bilgilendirme toplantılarından yararlanabileceklerdir.
Yarışmayla ilgili önemli tarihlerin aşağıdaki gibi olması planlanmaktadır:
Online Tanıtım Toplantısı : 08 Mayıs 2021, Cumartesi
Son Soru Sorma Tarihi : 10 Eylül 2021, Cuma
Proje Son Teslim Tarihi : 03 Kasım 2021, Çarşamba
Kolokyum ve Ödül Töreni : 24/25 Kasım 2021, Çarşamba / Perşembe
Daha fazla bilgi için: info@steelpro.org
Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021
Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından 1997 yılında başlatılan çelik yapı tasarım seçmeleri / yarışmaları, geçen 23 yıl içinde gelişerek Türkiye’nin en prestijli Ulusal Çelik Yapı Ödülleri haline geldi. Türkiye’de ve dünyanın dört bir köşesinde yaptığı çelik köprü inşaatlarıyla dünyanın dikkatini üzerine çeken ülkemizde 2019 yılından itibaren Ulusal Çelik Köprü Ödülleri yarışmaları düzenlenmeye başlandı.
Çelik köprü tasarlayan ve yapan tüm mimar ve mühendislerimiz, eser sahibi proje müellifleri, yapımcı ve yatırımcıları, yapısal çelik sektörümüzün çelik köprüler konusundaki yetenek ve yeterliliğini dünyaya duyurmayı da amaçlayan 2. Ulusal Çelik Köprü Ödülleri 2021’e katılmak üzere davetlidirler.
BU SALGIN NE ZAMAN BİTECEK?
Eğer içinde bulunduğumuz koşullar ne zaman sona erecek diye soruyorsak, “belki de hiçbir zaman” yanıtını verebiliriz. Bugün şu veya bu şekilde ortaya çıkmış olan virüs etkisini çeşitli isimler altında yıllarca sürdürebilir. Eğer virüsün 20. yüzyılın ilk yarısında yaşanan Dünya Savaşlarında kullanılan silahlar ve ardından gelen nükleer silahlar gibi bir savaş silahı olma olasılığını da eklersek daha uzun yıllar bu tehdit devam edebilir.
Salgının ve onun getirdiği günümüz koşullarının uzun süreli olabileceği düşüncesinden hareketle, bir an bu sürecin gerçekten beş yıl sürdüğünü düşünelim. Beş yıl boyunca;
· Üretimi durdurabilir misiniz?
· Hizmet sektörünü durdurabilir misiniz?
· Eğitimi durdurabilir misiniz?
· İşsiz insanlara “sabret” diyebilir misiniz?
· İnsanlara “beş yıl boyunca evden çıkma, sosyalleşme, tatile gitme” diyebilir misiniz?
Sonuç olarak önerimiz; kısa sürede toplumun korkularını giderecek, ancak uzun vadede yeni sorunlara yol açabilecek kısa vadeli çözümler yerine, bu salgın sanki en az beş yıl sürecekmiş gibi köklü çözümler üretilmesi, önlemler alınmasıdır. Öyleyse bir an önce, bu virüsle birlikte ya da virüse rağmen yaşamamızı sağlayacak önlemler geliştirmemiz şart. Bugün hayal ettiğimiz bu önlemler öylesine geliştirilmeli ki insanlar korkmadan yaşamlarını sürdürebilsinler. Bunun için bir yandan aşı gibi önleyici tedbirlere devam edelim ama diğer taraftan;
· Yaratıcı korunma önlemlerini,
· Uzaktan çalışma ve eğitim yöntemlerini,
· Yapay zekânın günlük yaşamımıza girmesini,
· Dijitalleşmeden hatta robotlardan daha fazla yararlanma olanaklarını,
· Eğitim, üretim, ulaşım hatta yaşam tarzlarımızın nasıl değişebileceğini
· Akıllı şehirlerin ve akıllı binaların günümüz koşullarına uyarlanmasını,
· Uluslararası ilişkilerin nasıl etkileneceğini,
tarafsızlıkla, samimiyetle, şeffaflıkla ve bilimsel yöntemlerle irdeleyelim; sabır ve sebatla izleyeceğimiz yolumuzu belirleyelim.
Yine bilelim ki “olmaz” dediğimiz bazı şeyleri deneyimledik, oldu ve yararlarını gördük. Onlar, salgın sona erse dahi hayatımızda kalmaya devam edecek muhtemelen, evden çalışma, internet ortamında toplantılar, web seminerleri vb. gibi.
Gündem konusu olarak “Modüler Yapıları” ele alacağımız bir sonraki sayıya kadar çelik gibi sağlam ve sağlıklı kalın.