Modernleşme döneminin başlangıcında unutulan tarihi çevreler, 1970’li yıllarda eski-yeni ilişkisi üzerine yapılan çalışmalarla yeniden önem kazanmış ve sadece bir yapı stoku olarak değil kültürel, sosyal özellikleriyle, ekonomik ve hukuki yönleriyle bir bütün olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.
Tarihi çevreler, 1990’lı yıllarda küresel pazarda bir kez daha yoğun değişim ve dönüşümlere sahne olmuştur. Bir kentin mekan oluşturmasında ve kimliğini ortaya çıkarmada, yenilikçi tasarımlar ve projeler ile tarihi çevrelerin koruma eylemlerinden daha fazlasını hak ettiği anlaşılmaktadır.
Konferans, araştırmacıların ve uygulayıcıların tarihi bağlamlarda ve çevrelerinde yeni yapı / bina ve yerleşimlerin tasarlanması / inşa edilmesinin gerekliliğini, kavramını ve kriterlerini sunması ve tartışması için uluslararası ve disiplinler arası bir toplantı sağlayacaktır. Aynı zamanda tarihçileri, sanat tarihçilerini, arkeologları, mimarları, mühendisleri, bilim adamlarını, inşaat araştırmacılarını, şehir planlamacılarını ve diğer uzmanları, kentsel veya kırsal çevrenin korunmasına yönelik analitik, deneysel, tarihi ve yapısal deneyimlerini ve çalışmalarını paylaşmak üzere bir araya getirecektir.
Konferans detaylarına ve takvimine ekteki dosyadan veya
https://tucsa.org/images/haber/4641/4641_2_3_2712025121047.pdf adresinden ulaşabilirsiniz