Nesrin Yardımcı Sempozyum Açış Konuşması
Sayın Konuklarımız,
Sizlere İstanbul’a hoş geldiniz demekten büyük bir onur duyuyorum. Bu tarihi şehir geçmişte, sırasıyla, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı olmak üç imparatorluğun başkenti olmuştur.
07.10.2010
Sayın Konuklarımız,
Sizlere İstanbul’a hoş geldiniz demekten büyük bir onur duyuyorum. Bu tarihi şehir geçmişte, sırasıyla, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı olmak üç imparatorluğun başkenti olmuştur. İki kıtaya yayılan kentin bugün nüfusu 12 milyonu geçmektedir. Geçmişte olduğu gibi, İstanbul bugün de Türkiye’nin ticari, finansal ve kültürel merkezidir.
Bir çok kültürün izlerini ve kalıntılarını taşıyan İstanbul, 2010 yılı için Avrupa Kültür Başkenti seçilmiştir. Bu nedenle, ECCS toplantılarıyla beraber özel bir etkinlikler programı düzenlemek istedik ve bu etkinlikler programına “Çelik Yapılar Haftası 2010” adını verdik.
Demir ve peşisıra çelik yaklaşık 3000 yıldır, ev eşyalarımızda, makinalarda, su ve enerji iletiminde, taşımacılıkta, insanlar ve malzeme için barınak yapımında kısacası heryerde hayatımızın içinde olagelmiştir. Günümüzün modern hayat tarzı çeliğin teknolojide kullanımıyla mümkün olmuştur.
Bu sempozyum süresince, çağdaş kültürle bağlantılı olarak çelik yapılarda yeni ufukları konuşup tartışacak ve Avrupa için daha iyi ve sürdürülebilir bir gelecek vizyonuna varmaya çalışacağız. Şehirleşmede sürdürülebilirlik oldukça yeni bir kavram olmakla beraber, sürdürülebilir sehirleşme, sürdürülebilir büyümenin ayrılmaz bir parçasıdır.
Üzerinde durmamız gereken önemli konular gelecek kuşaklara ne bırakabileceğimiz ve çeliği, insanların, çevrenin ve kültürün yararına nasıl sürdürülebilir olarak kullanabileceğimizdir.
Çelik sürdürülebilir yapılar için sürdürülebilir çözümler sunar. Bu nedenle, çelik yapılar konusunda eğitimli profesyoneller yetiştirmemiz sürdürülebilir büyüme için çok önemlidir. Hepimizin bildiği gibi, kültür ve sürdürülebilirlik çevrenin yararına çalışırlar ve çelik yapılar üretmek de gelecek için bu konuda en başarılı yollardan birisidir.
Bu nedenle sempozyuma “Çelik Yapılar: Kültür ve Sürdürülebilirlik 2010” adını koyduk.
“Çelik Yapılar 2010 Haftası”na dün akşam Sn. Alessando Zoppini’nin projelerinden oluşan bir sergiyle başladık.
Önümüzdeki üç gün süresince Uluslararası Sempozyum devam edecek ve yarın öğleden sonra, Avrupa Çelik Köprü Yarışmasında dereceye girenler sempozyum sırasında ödüllerini alacaklar.
Perşembe günü, 11. Çelik Günümüz var. Bu etkinlik, Türkiye’deki profesyonellerle tanışmak ve fikir alışverişi yapmak için iyi fırsatlar sunacaktır.
Cuma günü haftayı ECCS toplantılarıyla bitireceğiz.
Önümüzde yoğun bir çalışma programı var. Akşamları da renkli etkinliklerimiz olacak:
Bu akşam Sempozyum Yemeği sırasında Boğaz’daki tekne gezintisi umarım hepinizin hoşuna gidecektir.
Yine umuyoruz yarın akşamki Gala Yemeğine henüz kayıt yaptırmamış olanlar da kayıt olurlar. Etkinliğin yer alacağı yapı Esma Sultan’ın Boğaz kıyısındaki yalısıdır. Yarın akşam konuklarımız için planlanan bir de sürprizimiz olacak! Bu sürprizi yaşamak için mutlaka orada olmalısınız.
Organizasyon komitesi adına bizden cömert desteklerini esirgemeyen tüm sponsorlarımıza; davetli konuşmacılarımız İtalya’dan Sn. Alessandro Zoppini ve Lüksemburg’dan Prof. Jean-Baptist Schleich’a ve ayrıca bu haftanın planlanıp hazırlanmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ederiz.
Bir yapıyı tasarlayıp inşa etmek yeni bir hayatın da temellerini atmaktır. Hepimiz değişik kültürlerden geliyoruz, değişik düşüncelerimiz ve deneyimlerimiz var. Dolayısıyla birbirimizle paylaşacak ve birbirimizden öğreneceklerimiz çok. Bu etkinliğin, bizler, -çelik kadar sağlam- daha güvenli ve yaratıcı bir gelecek yaratmaya uğraşırken, aramızdaki sinerjiyi de artıracağına inanıyoruz.
En içten dileğim İstanbul’da verimli ve keyifli zaman geçirmenizdir.
Çok teşekkür ederim.