TR|EN
Güncel
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
E-Bülten Aboneliği
Tevfik Seno Arda Lisesi
Yayınlar > Çelik Yapılar
Sayı: 87 - Mart - Nisan 2024

Yapısal Çelik Günü


DEPREM BÖLGELERİNDEKİ ÇOK KATLI BİNALARDA UYGULANMASI GEREKEN DIŞ CEPHE SİSTEMLERİ

ENG Metal Yapı Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selami Gürel, 24. Yapısal Çelik Günü’nde yaptığı sunumda; gerçekleştirilen testler doğrultusunda dış cephe sistemlerinde uygulanması gereken yöntemlerin altını çizdi.

Grubumuzun adı Metal Yapı Holding. Metal Yapı, 40 – 50 yıldır dünyanın en iyi dış cephe firmalarından birisi. Son 13 senedir de benim ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Metal Yapı Engineering & Construction olarak çelik yapı, çelik cam yapı alanlarında hizmet veriyoruz. Konumuz deprem, hocalarımız depremi anlatmıştır diye düşünüyorum. Ben de depreme dayanıklı cephelerin nasıl yapılması gerektiği konusunda sizlere kısa bir bilgi vermek istiyorum.

Önce yüksek deprem riski olan çok katlı binalardan bahsedelim. Baku Tower, Bakü’deki Property Tower, Azerbaycan Merkez Bankası (şu an devam eden bir cephe işimiz var), Etiler tarafındaki İstanbul Tower, bunların hepsi çok katlı olması nedeniyle deprem riskine maruz cepheler. Dış cephelerin deprem testi şartnameleri var. AAMA 501 olarak belirlenen bir kod bulunmakta. Binanın depremdeki hareketlerine karşı dış cephenin kırılmaması, sökülmemesi, çatlamaması için yapılması gereken testleri belirtiyor. Eğer riskli bir bina işine giriyorsanız mutlaka bir cephe danışmanı kullanmanızı tavsiye ederim. Genç mimar ve mühendis arkadaşlara da bu konunun en önemli konulardan birisi olduğunu hatırlatmak istiyorum. Maalesef bizde, cephe mühendisliği diye bir mühendislik yok. Ama bu çok özel bir konudur.

Bu konuda FTI Europe isimli, bizim grubumuzda yıllar önce test laboratuvarı olarak işe başlamış bir şirket var. Şu anda bağımsız. “Inter - Story Drift” dediğimiz, üst kat ile alt kat arasındaki cephe yönündeki yatay hareket, depremde binanın karşılaştığı en riskli hareketlerden bir tanesidir. Laboratuvarda bu yatay hareketi, statikçinin verdiği değer ve frekansta sallayarak gerçekleştiriyorlar. Bu test, üstteki unitised panel alttaki unitesed panelden çıkmadan, fitillerinin ayrılmadığı, yani dış cephenin hava, su, ısı izolasyonu karakterlerini kaybetmeden deprem sonrasına geçebilmesi için yapılıyor.

Kötü cephe tasarımcıları, eğer iç içe geçen fitil yuvalarını kısa yaparlarsa söz konusu deprem hareketinde panelin yerinden çıktığını görürsünüz. Sonuçta cephe paneli aşağıya iner. Burada bütün derdimiz fabrika ortamında bunları üretmek ki ileride gökdelenin tepesinde işçi silikonu sıktı mı sıkmadı mı kavgasını yaşamamak. Fabrika ortamında modüller yapıyorsunuz, bu modülleri sahada birbirine -elbise asar gibi- döşemeye asarak devam ediyorsunuz.

Cephe Binanın Yaşayan Organlarından Birisidir
FTI Europa’nın Azerbaycan Merkez Bankasında gerçekleştirdiği dış cephe rüzgâr testinden bahsetmem istendi. Şiddetli rüzgâr, aşırı basınç kuvveti ya da emme kuvveti altında cephenin gerek alüminyum profillerinin gerek camın kendisinin nasıl balon gibi şiştiğini gösteren güzel bir testtir. Öğrencilerimize, özellikle mimarlık alanında eğitim alan öğrencilere bu testleri göstermek lazım diye düşünüyorum. Cephe binanın yaşayan organlarından birisidir. O yüzden iyi bilinmesi gerektiğine inanıyorum. Bir sürü gökdelenin su aldığını siz bilmezsiniz ama biz biliriz. Bize tamir için gelirler.

Şu ana kadar anlattıklarım yüksek katlı binalar içindi. Bu tür binalarda aslında pek bir sorun yaşanmaz. Çünkü yatırımcısı para sahibidir, bilinçlidir, mühendisi ve mimarı akıllıdır, bizim derdimiz bence etrafta gördüğümüz 6 – 7 katlı konutlar. Yani mimarı, mühendisi, müteahhidi, yatırımcısı belli olmayan, depremde yıkılabilen binalar. Deprem bölgesindeki bu binaların dış cephesinin sağlam durabilmesi için ne yapmak lazım? Dış cephe, genellikle inşaat alanında dökme betonarme kolon, kiriş, döşeme sistemi arasında uygulanan, hafif beton bloklardan oluşan bir sistem. Biz Rusya’da da bina yaptık, tuğla duvarların betonarmeye bağlanmadığını gördük. Niye? Betonarmenin hareketinden dolayı duvar çatlamasın diye. Türkiye’de böyle bir kural var ama uygulayan yok tabii. Duvarın dışına da “mantolama” denilen bir ısı izolasyonu, onun üzerine harç, sıva ve müteahhit biraz zenginse “kompakt lamine” denilen, ahşap desenli sistemler giydiriliyor. Bu sistemler, bence deprem bölgesi için doğru değil. Nedir olması gereken? Yine fabrika ortamında üretilen hafif çelikten modüler paneller. Paneli komple ısı, su, ses izolasyonu tamamlanmış olarak kaldırıp karkasa giydirmek. Benim önerim bu. Ama Türkiye’de hiç yok. Deprem bölgesinde, “Benim binam yıkılmadı ama duvarım çatladı.” lafını duymak istemiyorum. Yazık bu memlekete.

Bu arada, Gehry Partners’in Abu Dhabi’de Guggenheim Müzesi’ni yapıyoruz. 100m civarında bir yükseklik var yapıda. Ufak bir bina değil. Kum rengi olarak görülen cephelerin hepsi aslında Plaster. Mantolama sıvasının kalınlığı 2cm. Türkiye’de 3mm’dir o Neden 2cm? Sebebi; akustik izolasyon. Frank Gehry’nin tasarımı önümüze geldi. Tabii biz Türkler olarak bir sürü eleştiri yönelttik. Burada bir fitil vardı. “Bu fitille bu iş olmaz.” dedik. Üstteki ve alttaki panel bitmiş, cepheye monte edilmiş araya da bir şey sıkılmış. Türkiye için biz yine alüminyumdaki unitised panel sisteminin alt ve üst yatay profillerini, düşey profillerini devreye soktuk. Bu bizim tasarımımızdır.

Geçenlerde Litvanya Vilnius’ta bir cam gördüm. Halio Smart Glass ismi verilen bir cam. Dünyanın karbon emisyonunun %39’u binalardan kaynaklanıyor. “Bunu azaltmak için binaların dış cephe camıyla oynamak gerekli.” diyerek akıllı bir cam üretmişler. Abu Dhabi’de Zayed Nat’l Müzesi’ni de yapıyoruz. Foster’ın tasarımı. Bu binanın sergi alanlarındaki podlarda birtakım çatılar var. Bu tip cam kullanılmış. Nedeni sıfır enerji tüketimi. Soğutmayı yerden alıyor. Çok iddialı bir proje bu. Bu tip camlara “Dynamic Glass” veya “Electrochromic Glass” da deniliyor. ABD’deki gençler kovayla jel gibi bir şey satıyorlar. Bu jeli Tayvan’a gönderiyorlar. Tayvan’da jeli iki tane 0,4mm kalınlıktaki camın arasına lamine ediyorlar. Bu camın içerisinde elektrik kablosu var. Buraya elektrik verdiğiniz zaman camın gölgeme katsayısı değişiyor. Böylece klimanızı kullanmıyorsunuz. Gökdelenlerde özellikle içeri giren güneş enerjisi katkısına karşı klimayı açıyoruz. Bu olursa klimayı açmıyoruz. Bu yöntemle %22 tasarruf sağlanıyor.
© 2014 - Türk Yapısal Çelik Derneği