TR|EN
Güncel
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
E-Bülten Aboneliği
Tevfik Seno Arda Lisesi
Yayınlar > Çelik Yapılar
Sayı: 87 - Mart - Nisan 2024

Yapısal Çelik Günü


DEPREM DİRENÇLİ YAPILAŞMADA ÇELİK YAPILAR

Hazama Ando Corporation Türkiye Genel Müdürü, Japon Deprem Uzmanı Yüksek Mimar ve İnşaat Mühendisi Yoshinori Moriwaki, 24. Yapısal Çelik Günü’nde gerçekleştirdiği sunumda Türkiye’deki deprem gerçeğini veriler eşliğinde değerlendirdi.

Değerli konuklar hoş geldiniz. 1990 yılında Türkiye’ye geldim. Türkiye’de nerelerde deprem olduğuna dair şunlar söylenebilir; Doğu Anadolu Fay Hattı, Elâzığ, Kahramanmaraş, Hatay, Kıbrıs’a doğru denizin içerisinde olabilir. Doğu Anadolu Fay Hattı’nda depremler domino taşı gibi olabiliyor. Bingöl, Karlıova, Bitlis ve Van’a kadar bu bölge etkileniyor.

İzmir’de iki sene önce deprem oldu. 17 tane bina çöktü, siz de biliyorsunuz. Binaların ne kadar kötü olduğunu gördük. Betonlar elde ufalanıyor. İçindeki donatılar düz donatıydı, nervürlü donatılar değildi. İçerisinde midye kabukları vardı. Deniz kumu kullanılmış. Kötü bina oldukları için yıkım oldu. İzmir’in fay hattı daha kurumadı. İzmir’den önce Manisa ve Muğla’da deprem oldu. Ege Bölgesi’nde sık sık depremler oluyor. Ancak 7 büyüklüğünün üzerinde bir deprem yok. 6-6,5 büyüklüğünde depremler görebiliriz.

Depremlerden Sonra Deniz Kenarında Durulmamalı
Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey tarafında tam denizin içerisinde depremler gerçekleşiyor. Bu da tsunamiye yol açabilir. Tsunamide dalgaların boyu genel olarak 1m olacak. Ama derin denizde kayma da olursa en kötü senaryo olarak 3m’yi söyleyebilirim. Tsunami için 3m’de deniz seviyesinden kaçılabiliyorsa sıkıntı yok. Depremden sonra deniz kenarında durulmamalı. 1999 Depremi’nde gördüm. İnsanlar deniz kenarında toplanıyordu. Ama bu sefer Marmara veya Akdeniz taraflarında olsun insanların deniz kenarında toplanmaması lazım.

Özellikle Marmara Bölgesi’ni herkes soruyor. Bu bölgede 7 ilâ 7,5 büyüklüğünde depremler 100-150 sene içerisinde gerçekleşiyor. 1939 yılında Erzincan’da bir deprem oldu. Doğudan batıya tam domino taşı gibi depremler geldi, 1999 Gölcük Depremi’ne kadar. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolu Adalar’ın güneyinden geçiyor ve Çanakkale’ye doğru gidiyor. Çanakkale tarafında 1912’de fay kırıldı. Burada 8 adet fay hattı var. Bir tanesi kırılıyorsa 6,8 büyüklüğünde, birkaç tanesi aynı anda kırılıyorsa 7 büyüklüğünde depremler yaratabilir. Çok az ihtimalle Gölcük tarafından 1912 yılında kırılan faya kadar olan alanda aynı anda kırılma olursa 7,9 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Türkiye’nin en büyük depremi olan Erzincan Depremi gibi bir deprem olabilir. Ancak bu düşük bir ihtimal.

Yumuşak Zemin ve Sıvılaşma Tehlikesi
İstanbul’da hem zemine hem de binaların durumuna baktık. Binanın durumu nedir, çok eski mi, 1998 yılından önce mi yapılmış? 1999 Depremi’nden sonra her yönüyle araştırıldı. Aşağıdaki görselde de görülebileceği gibi; kırmızı ve portakal rengi olan bölümlerde daha fazla binanın çökebileceği söyleniyor. Mavi ve yeşil olarak görülen bölgelerin zaten zemini çok iyi. Kırmızı ve portakal rengi ile işaretlenmiş alanlar yumuşak zemin. Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Avcılar tarafında sıvılaşma da oluyor. Hasarın çok büyük olacağı söyleniyor.

5,5 büyüklüğündeki depremleri orta dereceli depremler olarak niteliyoruz. Dünyada en büyük deprem 9,5 büyüklüğünde Güney Amerika’da Şili’de oldu. Şili, Güney Amerika, Kuzey Amerika, San Francisco, Los Angeles, Alaska, Japonya, Tayvan, Filipin, Malezya ve Endonezya’da 9 ilâ 9,5 büyüklüğünde çok büyük depremler olabilir. Hesap yaparsak az ihtimal ama 10 büyüklüğüne ulaşan depremler de yaşanabilir. Şu ana kadar dünyada 9’dan büyük 5 adet deprem oldu.

5,5 büyüklüğünde orta seviyedeki bir deprem bir ülkede senede kaç kere yaşanıyor? Bunu 1-2 sene değil, 20 senelik bir zaman içerisinde inceledik. En fazla Çin’de yaşanıyor. Japonya bu konuda dördüncü, Türkiye ise altıncı. Siz de özellikle son 3 senede bu depremleri sıkça hissediyorsunuz. Ama Çin çok büyük. Türkiye ise Japonya’dan iki kat büyük kara alanı olarak. Metrekare olarak böldüğümüzde Japonya altıncı Türkiye ise on yedinci sırada yer alıyor. Türkiye 1939’da Erzincan Depremi’ni yaşadı. En büyük deprem. Ben de kısa bir süre önce Erzincan’daydım. Erzincan’da 1992 yılında bir deprem daha oldu. Onun için yapılar yatay olarak inşa ediliyor. Artık Adapazarı olsun, Erzincan olsun, mutlaka Hatay’da, Kahramanmaraş’ta ova tarafındaysa yatay yapılara çalışmak lazım. TOKİ’nin binaları genel olarak yukarıda. Neden? Çünkü zemin bu bölgelerde iyi. Zemin çok önemli.

Türkiye’de 8,5 Büyüklüğünde Bir Deprem Olabilir
Türkiye’de en büyük depremin 7,9 büyüklüğünde olduğunu belirttim. Japonya’da ise en büyük deprem 9 büyüklüğünde 2011 yılında Fukushima’da oldu. Nükleer santralde yaşananları duydunuz. O depremden önce Japonya’da en fazla 8,5 idi. Biz 8,5 bekliyorduk. Ama 9,5’e kadar gelebilir. Burada ne anlatmak istiyorum? Türkiye’de hocalar 7,5 büyüklüğünü söylüyor Marmara Bölgesi için. Ama Türkiye’deki Kuzey Anadolu Fay Hattı, Himalayalar’dan, Çin’in üstündeki Nepal’den başlıyor. Afganistan, İran, Azerbaycan, Türkiye, Yunanistan, İtalya, İspanya’ya kadar ulaşan bir hat bu. Bu fay hattında en fazla 8,5 var. Şimdiye kadar 7,9 ama 8,5 büyüklüğünde olmaz diye bir şey yok. Japonya 8,5 bekliyorken 9 büyüklüğünde geldi.

Japonya’da depremlerden sonra tsunami oluyor. Dünyadaki en büyük deprem olan 9,5 büyüklüğündeki Şili depreminin ardından 23 saat sonra Japonya’ya 6 ila 7m büyüklüğünde tsunami geldi. Onun için biz de deniz kenarında 7m’lik duvar var. Tabii duvar dik değil, deniz kenarından yavaş yavaş yükseliyor, eğimli ve yukarıda yol var. Ama 2011’deki depremde 15m’lik dalga geldi. Depremin kendisinde nükleer santralde sıkıntı yoktu aslında. Ama sonraki tsunamide 7-8m dalga beklerken 15m gelince soğutma sistemini bozdu. Böyle bir sıkıntı yaşandı.

Can Kayıplarını Söylerken Üzülüp Utanıyorum
32 senedir Türkiye’de inşaat mühendisi, mimar olarak çalışıyorum. Depremde can kaybına bakınca Türkiye dünyada üçüncü sırada. Üzülüp, utanıyorum bunu söylerken. Türkiye bir deprem ülkesi ama çok büyük depremler sık sık olmuyor dünya ile kıyaslayınca. Ama can kaybı olarak bakıldığında sıkıntı var. Rahmetli Ahmet Mete Işıkara Hoca 1999 Depremi’nden sonra “Deprem öldürmez, bina öldürür.” dedi. Bunu siz de hatırlıyorsunuz. Şimdi bizim bunu çözmemiz lazım. Japonya’da ev sattım, Türkiye’de ev aldım. Sonuna kadar ben Türkiye’deyim. Meslektaşlarımızla beraber bunu çözmemiz lazım. Ben Japonya’da da inşaat mühendisi, mimar olarak çalışabilirim ama burada fayda sağlayabilirim. Beraber bir şeyler yapabilir, yürüyebiliriz.

Japonya’da deprem oluyor, bina çökmüyor, insan ölmüyor. Türkiye de bunu yapabilir. Hep beraber bunu yapabiliriz. Toyota’nın müdürü ile konuştum. Her sene kalite kontrol yapıyorlar. Türkiye Fransa’dan, İngiltere’den Güney Amerika’dan çok daha iyi. Japonya’ya çok yakın. İyi bir kalite standardı sağlayabilir. Otomobil fabrikadan çıktığında bir sıkıntı olabilir. Tekrar fabrikaya getiriyorlar ve 5 tane usta bunu düzeltiyor. İngiltere’de de aynı sıkıntı oldu. Oradaki ustalar yapamadılar. Türkiye’deki ustaları oraya götürdü Toyota. Sorunu çözdü. Türkiye yapabilir.

İmar Barışı Diye Bir Şeyin Olmaması Lazım

Türkiye’de 21 milyonu aşan yapı stoku varsa bu binaların %50’si kaçak. İmar affı, imar barışı diye bir şeyin olmaması lazım. Türkiye’de inşaat mühendisleri okuldan mezun olduktan sonra hemen imza yetkisine sahip oluyor. Biraz değişecekmiş diye duydum. Japonya’da ise inşaat mühendisi okuldan mezun olduktan sonra 2 sene çalışacak. Çalıştıktan sonra yine imza hakkı yok. Bir sınava girmek zorunda. Bu sınava girenlerin ancak %7’si başarılı oluyor. Ancak bu sınavı kazandıktan sonra imza hakkına sahip oluyorlar.

Yapı olarak Türkiye’de betonarme çok. Ama Japonya’da çelik yapı var. Konut olarak ahşap da çok kullanılıyor. İki kat, yatay mimari yapılmaya çalışıyor. Çelik depreme karşı en dirençli malzeme. Japonya’da güçlendirmede de çelik kullanılıyor.

Çocukların eğitimi de deprem konusunda çok önemli. Deprem nasıl oluşuyor? Depreme nasıl hazır olmak lazım, yaşam üçgeni nasıl kurulacak? Bunlar için ben bir kitap yazdım. Çizimlerini ise bir lise öğrencisi gerçekleştirdi. Japonya’da anaokulunda deprem eğitimi başlıyor. Bir oyun gibi yapılıyor bu eğitim. Bunu Türkiye’de başlattım. Anaokuluna gidiyorum. 1999 Depremi’nden sonra Rahmetli Ahmet Mete Işıkara Hoca’nın bir deprem çizgi filmi vardı. O gösteriliyor. Bak bu dolap sallanıyorsa babana söyle onu sabitlesin yoksa üzerine düşer. Oyun gibi öğretiliyor. Küçük yaştan eğitime başlamak lazım. Türkiye’de yılda sadece bir iki kez tatbikat yapılıyor. Japonya’da deprem bölgesinde ayda bir kere okulda ve mahallede, yani toplamda ayda iki kez tatbikat yapılıyor. Bu kadar sıkı olması lazım tatbikatların. Hepinize çok teşekkür ederim.
© 2014 - Türk Yapısal Çelik Derneği