Depremin olduğu gün AFAD ve takip eden günlerde diğer kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve STK’lar ile temasa geçildi, derneğimizin sağlayabileceği destekler belirtildi. TAKOM’un diğer bir amacı da bu afetten çıkarılması gereken dersler konusunda ilgililerle koordineli çalışmalar yürütmekti.
Hasar Tespit Çalışmaları
Kurulduğu 1992 yılından itibaren ilk kez bu depremden sonra, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü (YİGM) tarafından 29 Mart 2023 tarihinde Türk Yapısal Çelik Derneğinden depremde hasar gören illerde görevlendirilmek üzere, çelik yapılar konusunda uzman kişilerden oluşacak hasar tespit ekiplerinin oluşturulması istendi. Bunun üzerine, dördü akademisyen 11 mühendisin gönüllü katılımlarıyla hasar tespit ekipleri oluşturuldu. YİGM’nin, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında koordinasyonunu yaptığı, Afet Hasar Tespit Hizmetleri çerçevesinde oluşturulan ve görevlendirilen bu ekipler, YİGM yetkililerinden ve bölgeden gelen talepler paralelinde 31 Mart’tan itibaren Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’deki hasarlı çelik yapılarda hasar tespit çalışmalarını gerçekleştirdiler.
Yapılan çalışmalarda, çelik yapıların çoğunun hasar almadığı, hasarlı olanların da hiçbirinin yıkılmadığı görüldü. Bu nedenle sayıca sınırlı olmakla birlikte, gelecek depremlere hazırlıklı olmak açısından önemli dersler çıkarıldı. Bunların en önemlilerini şu şekilde özetleyebiliriz;
● 1994 ve 1995 yılında meydana gelen Northridge ve Kobe depremlerinden sonra, sahada yapıldığı zaman yaşamsal hatalara sebep olan kaynakların o tarihten sonra fabrika koşullarında yapılması zorunluluğu getirildiği gibi ülkemizde de yapı elemanlarının şantiyede yapılmasının / dökülmesini yasaklanmasına, onun yerine fabrika koşullarında yapılmasına ihtiyaç vardır.
● İnsan ölümlerine neden olan alışkanlıklarımızı ve fanatik düşüncelerimizi bir kenara bırakıp, çeliğin süneklik, hafiflik ve homojenlik gibi avantajlarından yararlanılması sağlanmalı, bu husus yönetmeliklerle düzenlenmelidir.
● Bundan sonraki depremler için gerçekçi hazırlıklar ortak akılla belirlenmelidir.
TUCSA Deprem Bölgesi Ziyaretleri
Deprem bölgelerindeki durumu, yapılanları ve ihtiyaçları gözden geçirmek ve çalışmalarına yön vermek için Yönetim Kurulu Başkanı H. Yener Gür’eş, Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Kağan Yemez ve Aydın Kulaksız ile TUCSA üyelerinden ADYA Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı ve bölgedeki hasar tespit çalışmalarının koordinatörü Sedat Konuklu ve ArcelorMittal RZK Osmaniye Çelik Servis Merkezi Müdürü Mişel Behar ile Antakya bölgesindeki heyete katılan TUCSA Hasar Tespit Komisyonu Üyesi Erhan Özdemir’den oluşan TUCSA heyeti, 26-28 Nisan 2023 tarihleri arasında üç gün süreyle Kahramanmaraş, İskenderun, Antakya, Osmaniye, Adana bölgelerini ziyaret etti.
Kahramanmaraş Ziyareti. Yönetim Kurulu üyeleri 26 Nisan Çarşamba saat 08:35’te Adana’ya indikten sonra heyete katılan Sedat Konuklu tarafından durumu yerinde görmek üzere Kahramanmaraş’a götürüldü. Giderken yolda görülen eski bir çırçır fabrikası önünde duruldu ve içeri girildi.
Bölgedeki bazı çelik yapılar gibi muhtemelen herhangi bir mühendislik hizmeti alınmadan yapılmış izlenimi veren bu yapının da betonarme ve yığma yapı kısmıyla olan bağlantısı nedeniyle ağır hasar aldığı değerlendirildi. Başlangıçta bir kenarından kriko ile kaldırılan çatının köşebentlerden imal edilen bir kolon ile ayakta kalmasının sağlanmış olduğu görüldü. Bir an önce bu sundurma tipi yapıyı kullanacağını söyleyen yetkiliye bu yapılanların deprem yönetmeliğine göre projelendirilmesi gerektiği söylendi. Takiben, yapının bulunduğu yerden ayrılıp yola devam edildi.
Buradan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı adına bölgedeki deprem hasar tespitlerinin koordinasyonundan sorumlu YİGM İskân Daire Başkanı Altan Özmen ziyaret edildi. Yapılan görüşme sırasında, betonarme yapıların hasar tespit esaslarının ve kriterlerinin çelik yapılara uygun olmadığı yönündeki görüşlerimiz paylaşıldı, afet bölgelerinde ekonominin canlı kalabilmesi için çelik yapıların avantajlarından istifade edilmesi yönündeki görüşlerimiz sunuldu, konusuna hâkim ve deneyimli bir inşaat mühendisi olan Daire Başkanı’ndan çok olumlu yanıtlar ve bilgiler alındı. Bu konuşmalar sırasında, hasar tespit sonuçlarına uygun olarak inşaatların yönetmeliklere göre güçlendirilmesi konusunda herhangi bir yasaklama olmadığı ifade edildi. Buna rağmen, muhtemelen bünyesinde çelik yapılar konusunda uzman mühendis olmayan belediyeler tarafından ruhsat vermekte çekingen davranıldığı anlaşıldı. Bu koşullarda haklı olarak sorumluluk almaktan çekinen belediyelerin teknik destek ihtiyacı olabileceği, bunun için de TUCSA bünyesindeki Yapısal Çelik Eğitim ve Araştırma Merkezi İktisadi İşletmesi (YAÇEM) tarafından 2003 yılından itibaren gönüllülük esasına göre uygulanmakta olan TUCSAmark Yeterlilik Belgelendirme sistemi kapsamında YAÇEM’in danışmanlık ve proje kontrol hizmetlerinden (proof engineering) yararlanılabileceği belirtildi.
Sanayi tesislerine yapılan ziyaretlerde de benzer görüşmeler yapıldı, tesislerin bir an önce yasal yollardan ekonomik faaliyetlerine devam edebilmesi için standart ve yönetmeliklere uygun olarak yapılabilecekler hakkındaki talepler ile görüş ve öneriler paylaşıldı.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Serdar Şerbetçioğlu ziyaret edilerek, ilde hasar görmüş çelik yapıların listesinin hazırlanması konusundaki gayretlerinden dolayı teşekkür edildi ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi. Daha sonra bölgedeki sanayi tesisleri ile ilgili sorunlar ve alınabilecek önlemler görüşüldü.
Osmaniye Ziyareti. Kahramanmaraş’tan dönüşte Osmaniye’de ArcelorMittal RZK tesisine uğrandı ve oradan sonra İskenderun’da Anemon otelinde konaklandı.
İskenderun Ziyareti. 27 Nisan Perşembe sabahı İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı makamında ziyaret edilerek çalışmalara başlandı.
Mevcut durum hakkında özet bir bilgi alındıktan sonra İskenderun’dan göçler konuşuldu. Bu kapsamda Başkan Tosyalı depremin hemen ardından 20.000 kadar öğrencinin diğer şehirlere göç ettiğini, ancak okullar faaliyete başladıktan sonra 10.000 kadar öğrencinin velileriyle birlikte geri döndüğünü belirtti. Bunun üzerine, 2003 Bingöl depreminden sonra Türk Yapısal Çelik Derneği olarak Avrupa Yapısal Çelik Birliğinin (ECCS) de desteğiyle Kocaeli’nde yaptığımız Tevfik Seno Arda Anadolu Lisesi gibi bir çelik okulu, yeterli bağış bulunduğu takdirde bu bölgede de yapmayı düşündüğümüz ifade edildi. Bunun üzerine Başkan Tosyalı İlçe Millî Eğitim Müdürü’nden aldığı bilgiye istinaden 24 derslikli ilköğretim okuluna ihtiyaç olduğu ve bunun için tahsis edilebilecek iki arazinin hazır olduğunu belirtti. TUCSA heyeti tarafından potansiyel yerlerden biri ziyaret edildi.
Daha sonra, şehir turu yapıldı. Başta sahil bölgeleri olmak üzere çok sayıda binanın ayakta görünmesine rağmen ağır hasarlı olduğu ve en kısa zamanda yıkılacağı öğrenildi.
Alınan bilgilere göre; İskenderun’daki üyemiz TOSÇELİK ve İSDEMİR gibi büyük sanayi kuruluşları depremin yaralarını en kısa zamanda sarmayı ve faaliyeti başlatmayı başardılar. Ancak bölgedeki birçok sanayi tesisinde olduğu gibi en büyük sorun; fabrikalarda çalışan personelin bir kısmının enkaz altında hayatını kaybetmiş olması, büyük bir çoğunluğunun diğer şehirlere göç etmesi, kalanların da moral bozukluğu içinde olmaları nedeniyle ciddi bir iş gücü sorunu yaşanmasıdır.
Antakya Ziyareti. 27 Nisan Perşembe öğleden sonra, Antakya’da konuşlu TUCSA Hasar Tespit Komisyonu Üyesi İnş. Y. Müh. Erhan Özdemir de heyete katıldı ve Belen’deki Antakya Organize Sanayi Bölgesi ziyaret edildi. Yapıların çoğunun sağlam zemine oturmuş çelik yapı olduğu görüldü. Ancak burada da en büyük sorun; vefat ve göçler ile çalışan personelin konut sorunu yaşaması nedenleriyle burada da ciddi bir iş gücü kaybı yaşanmasıdır.
Bunun dışında tesislerde yaşanan iki sorunu da şöyle özetleyebiliriz. Birincisi, deprem sırasında meydana gelen çalkalanmadan dolayı galvaniz havuzundaki malzemenin taşması sonucunda tesisin yaklaşık 400.000 Euro zarar gördüğü belirtildi. Sigorta priminde muafiyet kapsamına giren bu miktar üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Ekonominin canlandırılması için bu ve benzeri konularda devlet desteği olup olmayacağı merak edilmektedir.
Diğeri ise iki yönlü yapısal sorundur. Yapıların hemen hepsinin çelik taşıyıcı sistemli olmasına karşılık, gerek yapıldığı yıldan sonra standart ve yönetmeliklerdeki değişiklikler nedeniyle mevcut yapının, gerek bazı tesislerde sonradan yapılan ilave sistemlerin güncel mühendislik hizmetleri açısından yetersiz olabileceği değerlendirilmektedir. Bu nedenle tüm sanayi tesislerinin belirli periyotlarla performans analizi yaptırmaları TUCSA tarafından önerilmektedir.
OSB’den sonra şehir içinde Küçük Sanayi Sitesi gezildi ve hemen hemen tüm yapıların / dükkânların yıkılmış veya ağır hasar almış oldukları görüldü. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkililerinin de belirttikleri gibi tüm sanayi yapılarının çelik olması tarafımızdan da teknik bir zorunluluk olarak görülmektedir.
Diğer hiçbir ilde olmadığı kadar tahrip olmuş şehrin içinde yapılmış prefabrik bir yapıda görevini sürdüren Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz ziyaret edildi. Şehrin sorunları dinlendikten sonra yapılan konuşmalarda barınma, ekonomi ve turizmin canlandırılması ile birlikte okul ihtiyacının da gerek normal yaşama dönülmesi, gerek kaybolan eğitim sürecinin tamamlanması, gerek göç edenlerin geri dönmesi açısından öncelikli olduğu vurgulandı.
Daha sonra mevcut durumunun görülmesi amacıyla şehir içinde gezildi. Şehirdeki enkazın önemli ölçüde kaldırılmış olduğu görüldü. Burada belirtilen endişelerden biri enkazın sıfır kotuna göre yapılmış olmasıydı. Diğer bir deyişle, yapılan süratli enkaz kaldırma faaliyetleri nedeniyle sıfır kotunun altında kalan ve üstü örtülen bodrum katlarının içinde cesetler kalmış olabileceğine ilişkin ifadelerle de karşılaşıldı. Fotoğraflarda görmüş olduğunuz betonarme ve yığma yapıların hemen hepsi ağır hasarlı olup, belirli bir sıra ile yıkımları yapılmaktadır.
Adeta yerle bir olan Antakya’nın çelik yapı açısından dikkat çeken iki görüntüsünü de burada paylaşacağız. Biri Asi nesri üzerindeki bir yaya köprüsü. Köprü yıkılmamış, ayakta. Sadece üzerindeki bazı kaplamalar düşmüş.
Diğer bir izlenim ise Çelik Apartmanlarına ait. Aynı sıra üzerindeki yan yana konut tipi binalardan ilk ikisinde çelik kolon ve kirişlerin kullanıldığı görüldü. Tabi heyetin projelere ulaşma imkânı olmadığından, tahminlere dayalı genel değerlendirme yapılabildi. Binanın orta aksında meydana gelen çökme; zeminde meydana gelen oturma veya sıvılaşmadan olabileceği gibi, bodrumda o hat üzerindeki kolonların burkulma sonucu çökmesinden de meydana gelmiş olabilir. Kayda değer bir deformasyon gözlenmeyen her iki kenardaki çelik kolon ve kirişlerin çekmeye çalışarak bu binanın tamamen çökmesini önlemiş ve binadakilerin sağ salim binayı terk etmelerine imkân sağlamış olabileceği değerlendirilmektedir.
En fazla yıkıma sahne olan İskenderun ve Antakya çelik yapıların dayanımını göstermesi açısından da örnek bir yer. Antakya’daki Müze otel ve İskenderun’daki üç çelik yapıdan oluşan Steel Towers deprem bölgelerinde neden çelik yapı yapılmalı sorusunun yanıtı gibi dimdik ayakta duruyorlar.
İskenderun’daki bu betonarme bina Steel Towers'ın tam karşısında ve Steel Towers’tan sonra yapılmış fakat depremde aldığı hasar nedeniyle şu anda kullanım dışı.
Antakya’dan çıkışta yer alan hurda arabalar parkındaki manzara da çok çarpıcıydı. Antakya’da depremde enkaz altında kalan araçları bu parka toplamışlar. Böylece hem araçların geri dönüşümü sağlanmış olacak, hem de sigorta ve devlet yardımı gibi desteklerden yararlanacaklar için somut deliller muhafaza edilmiş olacak. Bunun yanında bu araçlara bakıp Antakya’daki hasarın büyüklüğünü görmek mümkün.
Adana Ziyareti. Gezinin son gününde, depremden dolayı fazla bir hasar görülmeyen Adana’da yapılan şehir için gezi ve ziyaretleri takiben değerlendirme toplantısı yapıldı ve bu ziyaretlerin ileride depremin yarattığı sorunlar giderilene kadar periyodik olarak tekrarlanması, kamu ve yerel yöneticilere ilave olarak STK’lar ve kadim medeniyetlerin beşiği ve dinlerin buluştuğu Antakya’da Hristiyan ve Musevi cemaatlerinin temsilcileri ile de görüşmeler yapılması prensip olarak benimsendi. Ziyaret ve toplantıyı takiben 21:55 uçağına binmek üzere Adana Havaalanı’na intikal edildi.
SONUÇ olarak;
Türk Yapısal Çelik Derneği, her fırsatta ifade ettiği gibi Albert Einstein’ın deyişiyle deprem dirençli yapılar konusunda da “aynı şeyleri tekrarlayarak farklı sonuçlar beklemenin aşırı iyimserlik” olacağına inanmaktadır. Bu nedenle bütün kurum ve kuruluşların mevcut ve alışılagelmiş bilgilerin dışındaki bilgileri de araştırmalarını ve geliştirmelerini öngörmektedir.
TUCSA bu gezilerden Deprem Dirençli Yapılaşma konusunda ders çıkarmaktadır ve çıkarmaya devam edecektir.
Belediyeler ve Yapı Denetim Kuruluşları bünyesinde genellikle çelik yapılar konusunda uzman mühendis bulunmamaktadır. Bu durumda, TUCSA bünyesindeki Yapısal Çelik Eğitim ve Araştırma Merkezi İktisadi İşletmesi (YAÇEM) tarafından 2003 yılından itibaren gönüllülük esasına göre uygulanmakta olan TUCSAmark Yeterlilik Belgelendirme sistemi kapsamında YAÇEM’in danışmanlık, denetim ve proje kontrol hizmetlerinden (proof engineering) yararlanılabilir.