Mimari Tasarım: Y. Mimar Mühendis Cengiz Bektaş, Bektaş Mimarlık
Yardımcı Mimarlar: Eda Erkan Altunbaş
Gülnaz Güzeloğlu, Emrah Demir
Statik Proje: İnönü Balıkçıoğlu, Arı Proje Mühendislik A.Ş.
Statik Danışmanı: Y. İnş Müh. Turan Acatay
Elektrik Proje: Bülent Cedetay, Cedetay Müh. Müş. Ltd. Şti.
Aydınlatma Araştırması: Prof. Müjgan Şerefhanoğlu Sözen
YTÜ Döner Sermaye İşletmesi Yapı Fiziği Bilim Dalı
Genel Yüklenici: M. Ragıp Aykutluğ, İnşaat Mühendisi
MRA Yapı Sanayi Ltd. Şti.
Şantiye Sorumlusu: Erol Zor, Y. Mimar
İşveren: Geyre Vakfı adına Talat Kutlukaya
Tasarım Tarihi: 2006
Yapım Yılı: 2007
Toplam İnşaat Alanı: 915 m2
Fotoğraflar: Cemal Emden
Yazı: Mimar Cengiz Bektaş
Denizli’nin Tavas ilçesinden (Eski Yarengüme) Aydın’ın Karacasu ilçesine giden yol üzerinde Karacasu’ya 13 km kala Geyre Köyü vardı. Geyre Köyü gene var ama eski yerinden 2-3 km Karacasu’ya daha yakın bir yerde. Yeni bir köy. "Eskisine ne oldu?"
Yeni yerine kaydırıldı. Neden? Çünkü altında Karya’nın Başkenti Afrodisyas vardı.
Kimselerin de bilgisi yoktu bundan.
1950’lerin sonunda bir gün Ara Güler oralarda yolunu yitirdi. Sonunda gece ulaştığı bir ışık Geyre Köyü’nün kahvesinin (Eski Deveciler Hanı) ışığıydı. Orada geceledi, çünkü masa yerine kullanılan birkaç eskil (antik) taştan ilginç bir yer olduğunu anlamıştı. Ertesi gün gördüklerinin coşkulu şaşkınlığı içinde bütün filmlerini bitirdi. Uluslararası dergilerde yayınlandı bu fotoğraflar.
New York’daki üniversiteden Prof. Dr. Kenan Erim yaşamının bundan sonra çizeceği yolu gördü bu fotoğraflarda. Bir çağlarda bilinen yeryüzünün sanat, kültür özelliğiydi Afrodisyas. Eski çağın en önemli yontu (heykel) okuluydu.
Kazılarla bana göre eskil çağın en önemli kentsel oylumlar kenti olan Afrodisyas usul usul ortaya çıkmaya başladı. İki agorası, tiyatrosu, odeonu, hamamı, bazilikaları, tapınağı, stadyumu ile… Kenan Erim’in en iki yapı yalnızca yontular için yapılmıştı Bir son kazıp ortaya çıkardığı bir başka önemli bakıma bir tapınaktı. Yer katından dükkan yapı da Sebastion’du. gibi oylumlar vardı. Üst katların birinde Bir yolun iki yanına yerleştirilmiş üçer katlı Roma İmparatorları’nın, ötekinde mitoloji konularının yontuyla anlatımları yer alıyordu.
Afrodisyas’da bundan 18 yıl önce bir müze yapılmıştı ama çok küçüktü. Daha sonra yapılacak büyük müzenin yerine, eskisine ek bir müze yapılması, burada Sebastion yontularının sergilenmesi kararlaştırılmıştı. Kültür Bakanlığı Anıtlar Kurulu onaylamıştı bu kararı.
Geyre Vakfı bu ek yapının tasarımını önce Cesar Pelli’den istedi. O yeni bir müze ama İtalyan Rönesans biçiminde bir yapı tasarlamış.
Oysa Afrodisyas’ın bilinebilinen 5000 yıllık geçmişinin ancak 2-3 yüz yıllık Roma döneminde geçmiş.
Cesar Pelli’nın tasarımından caymış Geyre Vakfı, sonrasında Londra’daki bir mimarlık takımından istemişler bir öneri. Ama onu da beğenmemişler. Vakıf sonra bu işin tasarımını benden istedi. Önce bakanlığın ilgili birimlerinin onayı ile yeri belirlendi yapının. Sonra o alanda arkeolojik kazı yapıldı. Çok önemli olmayan Roma, Bizans döneminden duvarlar bulundu.
Bunlar çizildi önce sonra ona göre çelik yapı tasarlandı. Yapı kazıklar üzerine oturtulacak biçimde düşünüldü. Kazıklar hiçbir duvar kalıntısına denk gelmeyecek hiçbir ağaca dokunmayacak biçimde yerleştirildi.
Sebastiona ve yontulara uygun olan 180 cm aralıklı çelik ayaklar, 5.40 metre açıklığı geçen çelik kirişlere oturtuldu. Böylece havada tutulan yapının altına girilip her şey görülebiliyor. Dış duvar yerli Çanakkale
Seramik’in bizim için ürettiği, özel ölçülerde üretilen klinker ardında sırasıyla hava boşluğu, ısı, nem yalıtımları, gene hava boşluğu, alçıpan olarak tasarlandı.
Yapının ışık dağılımı Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ilgili biriminde incelendi. Benim seçtiğim yol uygun bulundu. Tüm yapı 2007 yılının Ekim ayında, yani 7 ay içinde tamamlandı ve hizmete açıldı.