Gazeteci Hasan Tahsin’in 103 yıl önce 15 Mayıs 1919’da şehit edilişinden itibaren 3 yıl 4 ay süren Kurtuluş Savaşı fiilen 9 Eylül’de Türk Ordusunun İzmir’e girişi ile sona ermiş, 18 Eylül’e kadar sırasıyla işgale uğramış Batı Anadolu şehirleri kurtarılmış, ardından Trakya işgalden arındırılmıştır. Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, 23 Ağustos 1923'ten itibaren İtilaf Kuvvetleri İstanbul'dan ayrılmaya başlamış ve nihayet 99 yıl önce 6 Ekim 2023’te de İstanbul kurtarılmıştır.
İstanbul’un kurtuluşunun ardından 13 Ekim 1923’te “Türkiye Devleti’nin başkenti Ankara’dır” yasası kabul edilmiş, bundan sonra da 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir.
Atatürk’ün uyguladığı dahiyane siyaset ve diplomasi sonucunda, 2 Eylül 1938'de bağımsızlığına kavuşan Hatay Devleti 29 Haziran 1939’da Hatay Devleti Millet Meclisi kararı ile Türkiye Cumhuriyeti'ne katılmıştır.
Etnik kökeni, dini inancı, dili ve rengi ne olursa olsun tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına özgürlük ve bağımsızlık armağan eden, Osmanlı Hanedanı’nın küllerinden bir millet ve laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni yaratan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi bir kez daha minnetle ve saygıyla anıyoruz.
Bu dönem dini bayramlar açısından da çok zengindi. 9-12 Temmuz 2022’de kutlanan Kurban Bayramı’nın ardından Eylül ve Ekim aylarında Musevi inancına sahip vatandaşlarımız için de önemli dini günler yaşandı. 25-26 Eylül’de İbrani takvimine göre Yılbaşı ya da Roş Aşana, 4-5 Ekim’de Kefaret Günü de denilen Yom Kipur, ardından 9-16 Ekim 2022 tarihleri arasında 7 gün süren Çadır Festivali olarak da anılan Sukot Bayramı kutlandı.
10. ULUSLARARASI ÇELİK KÖPRÜLER SEMPOZYUMU BAŞARIYLA GERÇEKLEŞTİ
Köprüler, tarih boyunca sosyal olduğu kadar stratejik öneme de sahip olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, harap olmuş Avrupa’nın yeniden yapılandırılması safhasında 1955’de kurulan Avrupa Yapısal Çelik Birliği (European Convention for Constructional Steelwork-ECCS); köprü tasarımı ve yapımı konusuna daima önem vermiştir.
“International Symposium / Conference on Steel Bridges” 25 Şubat 1988 tarihinden beri ECCS şemsiyesi altında, üyeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) “8th International Symposium on Steel Bridges: Innovation and New Challenges” sempozyumunu 2015 yılında ECCS Yıllık Toplantılarıyla birlikte İstanbul’da düzenlemiş, bu etkinlik paralelinde özellikle yurt dışından gelen misafirler Yavuz Sultan Selim Köprüsü şantiyesini ziyaret etmişlerdi. TUCSA bu yıl da “10th International Symposium on Steel Bridges for A Green Planet” sempozyumuna 20-22 Eylül 2022 tarihlerinde, ECCS Yıllık Toplantılarıyla birlikte İstanbul’da ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadı. Sempozyum, ECCS adına TUCSA tarafından T.C. Karayolları Genel Müdürlüğü ve Yeditepe Üniversitesinin organizasyon destekleri ve sponsorlarımızın katkılarıyla İstanbul’da InterContinental Otelde gerçekleştirildi.
Türkiye, Avrupa ile Asya arasında doğal köprü oluşturmakla birlikte, 1973 yılından başlayarak gerçekleştirdiği beş asma köprü ile iki kıtayı fiziken de birbirine bağlamıştır. Bu köprülerden üçü İstanbul Boğazı’nın ve biri de İzmit Körfezi’nin üzerinde yer alırken, bu yıl Çanakkale Boğazı üzerinde hizmete giren ve 2.023 metre ile dünyanın en geniş orta açıklığına sahip olan 1915 Çanakkale Köprüsü Türkiye’de iki kıtayı birbirine bağlayan beşinci köprü olmuştur. Tabii bu sıralamayı yaparken iki kıtayı denizin altından birbirine bağlayan tünellerden söz etmedik. 29 Ekim 2013 tarihinde demiryolu ulaşımı için Marmaray Tüneli ve 20 Aralık 2016 tarihinde karayolu araçları için açılan Avrasya Tüneli iki kıtayı birbirine bağlayan önemli bağlantılar.
Her vesileyle ifade ettiğimiz gibi, yaklaşık 50 yılda dünyanın önde gelen geniş açıklıklı beş asma köprüsünü yapma vizyonuna ve becerisine sahip Türkiye bunların dışında da birçok özgün çelik köprünün tasarımını ve yapımını gerçekleştirmiştir. Yabancı firmalara ihale edilen önceki köprülerde yeterince deneyim kazanma fırsatı verilmeyen Türk mühendisleri ve mimarları, söz konusu dört asma köprüden elde ettikleri sınırlı deneyime ilave olarak yurt içinde ve yurt dışında yapmış oldukları köprülerden o güne kadar elde etmiş oldukları bilgi birikimi ve deneyimlerini özellikle 1915 Çanakkale Köprüsü’nde mükemmel bir şekilde kullanmış ve geliştirmişlerdir. Bu sayede Türkiye; dünyanın çeşitli ülkelerinde ve kıtalarında çok sayıda köprü yapmış, dünyanın köprü üretim ve yapım merkezlerinden biri haline gelmiştir. Son olarak gerçekleştirdiği 1915 Çanakkale Köprüsü, Türkiye’nin dünyanın her köşesinde en büyük köprüleri yapabileceğini kanıtlamıştır.
İstanbul’da ikinci kez gerçekleştirilmiş olan 10. Uluslararası Çelik Köprü Sempozyumu; mimarlar, yapı mühendisleri ve tasarımcıları, çelik yapı imalatçıları ve yüklenicileri ile birlikte çevre psikologları, şehir planlamacıları ve çevrecilere de çelik köprülere ilişkin yenilikleri ve yeni ufukları tartışma ve değerlendirme olanağı sunmuştur. Dünyanın köprü üretim ve yapım merkezlerinden biri haline gelmiş olan Türkiye’nin bu yeteneğini dünyaya tanıtması için yapılması gereken çok işler vardır.
20-23 Eylül 2022 haftası içinde Sempozyum ile birlikte aşağıdaki etkinlikler de yapılmıştır.
20 Eylül 2022 1915 Çanakkale Köprüsü’ne Teknik Gezi
21-22 Eylül 2022 10th International Symposium on Steel Bridges for A Green Planet (InterContinental Otel)
21 Eylül 2022 6th European Steel Bridges Awards Ödül Töreni (InterContinental Otel)
21 Eylül 2022 Gala Dinner ve TUCSA’nın 30. Kuruluş Yıldönümü Yemeği
22 Eylül 2022 ECCS Yıllık Toplantıları - yalnız ECCS üyeleri için.
22 Eylül 2022 ECCS Başkanlar ve Direktörler Yemeği (Boğazda tekne gezisi) - yalnız ECCS üyeleri için.
Bu sempozyumda sunulan tebliğlerden izin verilenler, Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Tiryakioğlu başkanlığında Dr. Özgür Köylüoğlu, Dr. Özden Saygılı ve Yeşim Gür’eş tarafından hazırlanan SBIS 2022 Proceedings (ISBN 978-975-92461-7-4) tebliğler kitabında yer almıştır.
280 katılımcının izlediği sempozyum etkinliklerinde yapılan sunumlar dinleyicilere teknolojideki ve uygulamalardaki yenilikleri aktarırken, katılımcıların iletişim ağlarını (network) geliştirmelerine olanak sağlamıştır.
Sempozyumu destekleyen aşağıdaki kuruluşlar da InterContinental Otelde sektör paydaşlarıyla buluşmuşlardır;
- Platin sponsorlar: Çanakkale Otoyol ve Köprüsü İnşaat Yatırım ve İşletme A.Ş. (ÇOK A.Ş.), MİM Mühendislik İnşaat Çelik End. San. Tic. A.Ş. ve TİS Teknolojik İzolatör Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.
- Gümüş sponsorlar: Computer Engineering, ArcelorMittal RZK Çelik Servis Merkezi Sanayi ve Ticaret A.Ş.
ESBA 2022 Yarışması
ECCS tarafından iki yılda bir düzenlenen 6. Avrupa Çelik Köprü Ödülleri (6th European Steel Bridges Awards-ESBA 2022) için başvuran projeleri değerlendirmek üzere, Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Tiryakioğlu ve Y. Mimar Mühendis Ahmet Alataş’ın da katıldıkları uluslararası jüri tarafından 31 Mayıs 2022 tarihinde Brüksel’de yapılan değerlendirme toplantısında üç projeye ödül verilmesi kararlaştırılmıştı.
- KARAYOLU ve DEMİRYOLU KÖPRÜLERİ Kategorisinde 1915 Çanakkale Köprüsü, Türkiye
- BİSİKLET ve YAYA KÖPRÜLERİ Kategorisinde Bridge De Lille Langebro, Danimarka
- Modular Bridge JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ olarak Erection of 148 Metallic Modular Bridges for Peruvian Government, Peru.
Bu yıl 21 Eylül’de İstanbul’da düzenlenen ECCS European Steel Bridges Awards 2022 yarışmasının üç köprüden ikisinde Türkiye’den ödüle değer bulunan proje paydaşlarının ödüllerini almak üzere podyumu doldurmaları ülkemiz adına kıvanç kaynağı oldu. Bu kapsamda; “1915 Çanakkale Köprüsü” projesini gerçekleştiren T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) ve onun adına Kamu Özel Sektör Ortaklığı Bölge Müdürlüğü idaresinde DL E&C, Limak, SK ecoplant ve Yapı Merkezi ortaklığı olan Çanakkale Otoyol ve Köprüsü İnşaat Yatırım ve İşletme A.Ş. (ÇOK A.Ş.) ve ÇOK A.Ş. adına çelik imalat ve montajını yapan ÇİMTAŞ A.Ş. 21 Eylül 2022 öğleden sonra İstanbul InterContinental Otelde gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldılar. Aynı ödül töreninde Portekiz BERD (Projecto, Investigaçao e Engenharia de Pontes S.A) tarafından yarışmaya önerilmiş olan “148 Adet Peru Modüler Köprüleri” projesinin tüm çelik işlerini yapmış olan MİM Mühendislik İnşaat Çelik End. San. Tic. A.Ş. de ödülünü aldı. Tüm yarışmacılar, aynı günün akşamında Moda Deniz Kulübünde düzenlenen geleneksel Gala Dinner yemeğinde buluştular.
Türkiye ECCS Başkanlığını Hollanda’ya Devretti
Geçen yıl ikinci kez ECCS Başkanlığına seçilmiş olan TUCSA Yönetim Kurulu Başkanı H. Yener Gür’eş ECCS Başkanlığı görevini 22 Eylül 2022 tarihinde İstanbul’da yapılan ECCS Genel Kurulu’nda seçilen Hollanda Yapısal Çelik Derneği (Bouwen Met Staal) Direktörü Bayan Annamarie Hagoort’a devretti. Böylece, TUCSA resmen 1992’de üyesi olduğu ECCS’te 30 yılda aşağıdaki dönemleri kapsayacak şekilde beş kez ECCS Başkanlığı görevini tamamlamış oldu;
17 Eylül 1999 - 15 Eylül 2000 Prof. Dr. Tevfik Seno Arda
18 Eylül 2009 - 24 Eylül 2010 Prof. Dr. Nesrin Yardımcı
09 Eylül 2014 - 17 Eylül 2015 Prof. Dr. Nesrin Yardımcı
12 Eylül 2018 - 15 Ekim 2019 H. Yener Gür’eş
7 Eylül 2021 - 22 Eylül 2022 H. Yener Gür’eş
TUCSA’NIN ÖNÜMÜZDEKİ KONFERANS VE ETKİNLİKLERİ
Bu yıl 25-26 Mayıs 2022 tarihlerinde başarıyla gerçekleştirilen 2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2022) uluslararası konferansımızdan, 20-22 Eylül 2022 tarihlerinde yapılan 10th International Symposium on Steel Bridges for A Green Planet etkinlikleri, 6th European Steel Bridges Awards Ödül Töreni ve ECCS AGM Yıllık Toplantılarından sonra aşağıdaki ulusal ve uluslararası etkinliklerimiz ile yarışmalarımızdan bahsedeceğiz:
23. Yapısal Çelik Günü
1992 yılında kurulmuş ve 30. yılını tamamlamış olan Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) tarafından 2000 yılında başlatılan Yapısal Çelik Günleri geçen 22 yıl içinde 7.000 kadar sektör paydaşını Yapısal Çelik Günlerinde buluşturdu. Yıllar içinde kapsamı değişen ve gelişen Yapısal Çelik Günlerinde, konularında uzman yaklaşık 600 kadar konuşmacıdan;
• Çok sayıda uzmanın yorumları dinlendi,
• Çelik yapı projelerinin detayları ve teknolojideki gelişmeler izlendi,
• Kritik konular panellerde masaya yatırıldı,
• Üyelerin Tanıtım Alanlarında tanıtımlar yapıldı, iş ilişkileri geliştirildi,
• Ödül törenleri ile sektöre hizmeti geçenler ödüllendirildi.
Yapısal Çelik Günleri sektör paydaşlarına, sektöre ilişkin yeniliklerin paylaşılmasının yanında, iletişim ağı (networking) ve tanıtım konusunda da önemli fırsatlar sağladı. Covid-19 salgını nedeniyle geçen iki yıl online olarak gerçekleştirildikten sonra, 23. Yapısal Çelik Günü, bu yıl 6 Aralık 2022 tarihlerinde tekrar yüz yüze olarak Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecektir. Salonda gerçekleştirilecek olan 23. Yapısal Çelik Günü’ne panelistlerden o tarihlerde ABD’de bulunacak olan ArcelorMittal Genel Müdürü İgal Zakuto’nun, günün şartlarına uygun olarak internet ortamında görüntülü (virtual) olarak katılması planlanmaktadır. Yapısal Çelik Günü’nün dili Türkçedir.
Katılım Artıyor
2020 yılı öncesinde salonda yapılan Yapısal Çelik Günlerinde katılımcı / ziyaretçi sayısı yaklaşık 350 mertebesinde olurken bazı yıllar 400’ün üzerine çıkmıştır. 2020 ve 2021 yıllarında yapılan online toplantılarda 1.000 kişiye kadar dinleyici online olarak bağlanırken, bunun üzerindeki dinleyiciler Youtube üzerinden programı canlı olarak izleme imkânı bulabilmişlerdi. Bu yıl akademisyen ve öğrencilerin daha fazla katılım imkânı bulabilecekleri toplantında katılımcı sayısının daha da artıracağı değerlendirilmektedir.
İçerik
Bu yıl bir tam gün süreli olacak 23. Yapısal Çelik Günü’nde https://yapisalcelikgunu.org web sitesinde yer alan programa göre; Karbonsuzlaşma ve döngüsel ekonomi gibi konuları da içeren “Sürdürülebilirlik” ile Endüstri 4.0 paralelinde inşaat sektöründe teknolojinin yoğun kullanımını içeren “Dijitalleşme” temalarına ağırlık verilecek, sektörün teknolojik / modüler yapılara evrilmesini kapsayan bir panel, daha önceki yıllarda olduğu gibi projelerden seçkiler, teknik sunumlar, ödül törenleri yer almaya devam edecektir.
Firmaların Tanıtım Olanakları
Bu yıl yüz yüze gerçekleştirilecek olan 23. Yapısal Çelik Günü süresince gerçek tanıtım noktaları fuayede yer alacaktır. Bu sergide yalnız ürün ve firma tanıtımı yapılmayacak, aynı zamanda öğrenciler için düzenlenen kariyer günü ile öğrencilerin sektör hakkında daha fazla bilgi almaları da sağlanacaktır.
Bununla ilgili Sponsorluk sayfası www.tucsa.org/tr ve www.yapisalcelikgunu.org web sitelerinde de yayımlanacaktır. Bu konuda yesimgures@tucsaevents.org adresinden ve/veya 0542 288 9677 numaralı WhatsApp’tan daha fazla bilgi talep edilebilir.
Geleneksel Yapısal Çelik Günlerimizin 23’üncüsüne tüm ilgili mimar, mühendis, akademisyen, öğrenci, yatırımcı, yüklenici, teknik personel, kamu ve yerel yönetim yetkilileri davetlidir.
YARIŞMALAR
SteelPRO 2022 Öğrenci Yarışması
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Kulübü tarafından 2002 ve 2003 yıllarında Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Tiryakioğlu koordinasyonunda gerçekleştirilen Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması 2004 yılında gerçekleştirilmeyince, aynı zamanda TUCSA Yönetim Kurulu Başkanı olan Prof. Dr. Nesrin Yardımcı Tiryakioğlu’nun planlaması üzerine 2004 yılında Prof. Dr. Görün Arun koordinasyonunda ilk Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmasını (PROÇEL 2004) gerçekleştirildi. Böylece Türkiye’nin en uzun soluklu ve en prestijli öğrenci yarışması olarak bilinen Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması bu yıl 19. yılını tamamlıyor.
Bu yıl, 19. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2022) Ahmet Alataş Workshop Ana Sponsorluğunda gerçekleşmektedir. Bu yarışmada kazananlar arasından TUCSA tarafından seçilen projeler, iki yılda bir ECCS tarafından düzenlenen European Steel Design Student Awards yarışmasına gönderilmektedir.
İklim değişikliği, nedenleri ve etkileri açısından çağın en önemli küresel sorunu olarak değerlendirildiğinden, bu yıl yarışmanın konusu: İklim değişikliklerinden kaynaklı sorunlara yaratıcı yapısal çözümler olarak belirlendi. Bu yıl yarışmanın konusu seçilirken, öğrencileri standart bir yapı tipi ile sınırlamayıp, öğrencilerin yapay zekâ (AI), sanal gerçeklik (VR), artırılmış gerçeklik (AR), yapı bilgi modellemesi (BIM) vb. gelişen teknolojilerden de yararlanarak yaratıcılıklarının önünü açmak ve ileride uygulama ya da ARGE projeleri haline evrilebilecek fikirleri geliştirmelerine olanak sağlamak hedeflenmiştir.
SteelPRO Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmalarının daha yararlı hale gelmesi için geçen yıl başlattığımız SteelPRO Tanıtım Toplantısı ve Seminerleri ikinci kez düzenlendi. Eğitim amaçlı bu toplantılara SteelPRO 2022 Yarışmasına katılıp katılmayacağına bakmaksızın tüm mimarlık ve inşaat mühendisliği öğrencileri davet edilmiştir. Bu toplantıların amacı sadece yarışma değil, öğrencilerin meslek yaşamları boyunca yararlanabilecekleri bilgilerin de paylaşılması, genç mimar ve mühendislerin kafalarındaki sorulara yanıt aranmasıdır.
Küresel ısınmaya bağlı birçok meteorolojik değişiklikler karşısında; yapı tasarımları için standartlarda belirtilen yükler değişiyor ve değişecek. Bu durumda, yapılarımızı, hatta yapı tekniklerimizi, standartlarımızı, şehir planlamalarımızı ve altyapılarımızı gözden geçirmemizi gerektirmiyor mu sizce?
Üstelik hoyratça ve bencilce kullandığımız doğayı tahrip etmeye devam ettiğimiz takdirde, bu sorunlar ve değişiklikler daha da artacak. Zaman zaman akademik çevrelerin ve kamunun dikkatini çekmeye çalıştığımız şu konuyu tekrarlamak istiyorum: Doğa olaylarındaki bu değişim bilimsel yöntemlerle izlenmeye, nasıl ve ne yönde gelişeceği belirlenmeye çalışılmalı, yakın bir gelecekte standartlarımızda ve yönetmeliklerimizde yer alan yüklerin ve önlemlerin yetersiz kalacağı göz önüne alınarak gerekli değişiklikler üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.
SteelPRO 2022 için son proje teslim tarihi 02 Kasım 2022, Jüri Değerlendirme tarihi: 10-12 Kasım 2022 olarak belirlenmiş olup, Kolokyum ve Ödül Töreni 6 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilecektir.
13. Ulusal Çelik Yapı Ödülleri 2022
Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından, Türk mimar ve mühendislerinin gerçekleştirdikleri çelik yapı tasarım ve uygulamalarını daha geniş anlamda değerlendirmek ve ödüllendirebilmek üzere 1997 yılından bu yana iki yılda bir çeşitli formlarda çelik yapı tasarım ödülleri düzenlenmektedir. Yarışmanın amacı; Çeliğin mimari, inşaat, üretim, sürdürülebilirlik ve ekonomi kriterleri açısından avantajlarını ortaya çıkaran çelik yapı tasarım ve uygulamalarını ödüllendirmek, yapısal çelik endüstrisini daha rekabetçi ve bilinir hale getirerek yatırımcı, mimar ve mühendislerin çeliğin avantajlarından daha çok yararlanmalarına olanak sağlamaktır. Çelik Yapılar (bitmiş yapılar için) ve Tasarım (mimari ve mühendislik tasarımı tamamlanmış ancak inşaatı gerçekleşmemiş yapılar için) iki kategoride düzenlenen yarışmanın son proje teslim tarihi 31 Ekim 2022, Jüri Değerlendirme tarihi: 10-12 Kasım 2022 olarak belirlenmiş olup, Ödül Töreni 6 Aralık 2022 tarihinde gerçekleştirilecektir.
ESDA 2023 Yarışması
ECCS tarafından tek yıllarda gerçekleştirilen European Steel Design Awards 2023 (ESDA 2023) Yarışması şartnamesinin Aralık 2023’te yayımlanması beklenmektedir.
TUCSA tarafından düzenlenen “Ulusal Çelik Yapı Ödülleri” ile ECCS tarafından düzenlenen “Avrupa Çelik Yapı Tasarımı Ödülleri” arasında doğrudan bir ilişki olmamakla beraber, Yapı Ödülü kategorisinde seçilmiş projelerden ve/veya TUCSA tarafından belirlenecek olanlar, Avrupa Yapısal Çelik Birliğinin (ECCS) düzenleyeceği European Steel Design Awards 2023 ödülleri için aday gösterilecektir. ECCS yarışmasına aday gösterilecek projeler için muhtemel kriterler şunlar olabilir;
1. 31 Mayıs 2020 - 31 Mayıs 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş ve hizmete girmiş,
2. Dünyanın herhangi bir yerinde inşa edilmiş ancak tasarımının, çelik imalatının veya montajının ECCS tam üyesi ülke (Türkiye gibi) Firmaları tarafından yapılmış olması.
ESDA 2023 ödüllerinin, EUROSTEEL Konferansı ile eş zamanlı olarak, 12-14 Eylül 2023 tarihleri arasında Amsterdam’da gerçekleştirilecek törenle verileceği değerlendirilmektedir.
TUCSA 2024 ETKİNLİKLERİNİ PLANLANIYOR
CASP 2024 Uluslararası Konferansı
Türk Yapısal Çelik Derneğinin (TUCSA) önerisi ve Avrupa Yapısal Çelik Birliğinin (ECCS) desteği ile korozyon ve yüzey koruma konusunda periyodik konferanslar yapılması için 2018 yılında karar verildi. Bu kapsamda ilk olarak, TUCSA tarafından ECCS ile koordineli olarak düzenlenen “International Symposium on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2019)” uluslararası sempozyumu 22-24 Mayıs 2019 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi.
İki yılda bir yapılmasını düşündüğümüz CASP serisi konferansların 2021 yılında yapılması planlanan ikincisi olan 2. Çelik İçin Korozyon ve Yüzey Koruma Uluslararası Konferans ve Sergisi (2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel) Covid-19 küresel salgını göz önüne alınarak ertelendi ve 25-26 Mayıs 2022 tarihlerinde online olarak başarıyla gerçekleşti. Böylece markalaşan Uluslararası Korozyon ve Yüzey Koruma Konferansı serisinin üçüncüsü olacak 3rd International Conference on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2024) 22-24 Mayıs 2024 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. CASP 2024 uluslararası konferansının ayrıntıları Ocak 2023 ayında https://tucsaevents.org web sayfasında yayımlanacaktır.
International Symposium on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP) serisinin ilkinde şu değerlendirmeyi yapmıştık: Yıllarca “yapısal çeliğin ve çelik yapıların tanıtımı ve yaygınlaştırılması” çalışmalarının önüne aşağıdaki üç engel çıkarılmıştır.
1. Korozyon,
2. Yangın riski,
3. Pahalılık (Değer mühendisliği ve ekonomiklik değerlendirilmeden).
Korozyonun dünya ekonomisi açısından yılda 2,5 trilyon $, ülkemiz açısından 50 milyar $ kayba sebep olduğu gerçeğinden ve bu konuda üretilecek çözümlerin bir yandan tasarruf sağlarken diğer taraftan çelik kullanımını artıracağın görüşünden yola çıkmıştık. Ancak bu yılki
2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2022) konferansında bir önemli husus daha ortaya çıktı: Çeliğin korozyonda korunması ve kullanım ömrünün uzatılması CO
2 salımının önlenmesi açısından da önemli. Dolayısıyla CASP 2024 konferansında konu küresel ısınma ve iklim değişikliği açısından daha fazla irdelenecek.
KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Doğanın şaşmaz bir düzeni var. Galiba onu tek bozan, tahrip eden bizleriz. Önce “ozon tabakası yırtıldı, yırtılıyor” dediler. Umursamadık. Şimdi de küresel iklim değişikliğine neden olan sera gazı salımını azaltalım diyorlar. Acaba bu gerçek mi, değil mi derken ülkemizde daha önceden hiç görmediğimiz hortumları, tsunamileri görmeye başladık, o usul usul yağan İstanbul’un “Nisan Yağmurları” Ankara’nın “Kırk İkindileri” yerini sağanak yağmurlara ya da kuraklıklara bıraktı. Doğal kaynakları hoyratça tüketirken, onların bir süre sonra bitebileceğini hiç düşünmüyoruz galiba. Doğa kendini yeniler, ama bir yere kadar.
2021 yılındaki kadar büyük olmasa da bu yıl yaşadığımız orman yangınları, sel felaketleri ve nefesini ensemizde hissettiğimiz deprem olmadan yaşadığımız her gün için de şükrediyoruz. Ayrıca 2020 Mart ayından itibaren yaşadığımız COVID-19 küresel virüs tehdidi de ayrı bir küresel sorun. Son iki yıl içinde meydana gelen orman yangınları, Konya Ovası’nda yer altı su seviyesinin 80 santimden metrelerce aşağı inmesi ve kuraklık afetinin kapımızı çalıyor olması hep tesadüf mü?
Üstüne üstlük, ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi, geçen yıl 15 Ağustos'ta Grönland’da 3216 metre yüksekliğindeki bir bölgeye birkaç saat boyunca yağmur yağdığını duyurdu. Sıcaklığın donma noktasının altına nadiren indiği bölgede, bunun kayıtlara geçen ilk yağmur olduğu belirtildi. Yağmur, bölgedeki buzul örtüsünün en son büyük “erime olayına” denk geldi. Bölgede temmuz ayı içinde iki büyük erime yaşandığını bildiren bilim insanları, yağmurun yağdığı gece 872 bin kilometrekare alanda erime yaşandığını belirtti.
Bilim insanları, küresel ısınma nedeniyle kutup bölgesinin dünyanın geri kalanından iki kat fazla ısındığını belirtiyor. Küresel ısınma, dünyada sıcaklıkları ortalama 1 derece yükseltirken, kutuplarda sıcaklık iki derece arttı. Isınma nedeniyle buzulların erimesi deniz seviyesinin yükselmesine neden olarak kıyılardaki yerleşimleri tehdit ediyor. Burada, 12.000 yıl önce buzulların erimesi sonucunda okyanusların 150 metre yükseldiğine ilişkin bilgiler, Akdeniz sularının Karadeniz’e hücum etmesi ve tufan efsaneleri geliyor aklımıza.
Bütün bunlar gösteriyor ki, önümüzdeki yıllarda yağışlar da susuzluk da rüzgâr ve tsunami gibi etkileri de bugüne kadar olanlardan çok farklı olabilir. Bu konuların bilimsel olarak incelenmesi, daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi yapı tasarımında alınacak yükler de dâhil olmak üzere olası değişikliklere karşı önlemlerin ve yeni yüklerin belirlenmesi gerekli görülmektedir.
Daha önce de yaptığımız gibi bu köşede, yaşanan afetleri ele almamızın amacı suçlamak ya da suçlu aramak değil, bundan sonrası için alınabilecek önlemleri, bir daha aynı şeylerin yaşanmaması için yapılabilecekleri konuşmak. Bu kapsamda, doğa olaylarını önemsemek, deprem ve orman yangınlarıyla birlikte her fırsatta belirttiğimiz gibi küresel iklim değişiklikleri nedeniyle ülkemizde de yaşanmaya başlanan tsunami, hortum gibi olaylara, artan sel olaylarına, virüsün küresel tehdit haline dönüşmesine dikkat çekmek de amaçlarımız arasında.
Aynı nedenle, bu yıl 19. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2022) kapsamında da yarışmanın konusu: İklim değişikliklerinden kaynaklı sorunlara yaratıcı yapısal çözümler olarak belirlendi. Amacımız bir yandan öğrencilerin kalıpların dışına çıkarak geliştirecekleri yaratıcılıklarının önünü açmak, diğer taraftan küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin yapılaşmaya etkilerine dikkat çekmekti.
Yangınlar
Orman yangınları ve Türk Yapısal Çelik Derneğinin bu konudaki çalışmaları ile kamu kurum ve kuruluşlarına sunduğu önerilere geçen yıl 71. (Temmuz-Ağustos) sayımızda yer vermiştik.
Yangın Güvenliği Grubumuzun yangınlar konusundaki değerlendirmeyi yaparken yararlandığı kaynaklardan biri de İngiltere’de 14 Haziran 2017 gece yarısını takiben yaşanan Grenfell Tower Yangını ile ilgili olarak İngiltere’de Yüksek Yargıç Sir Martin Moore-Bick başkanlığında Ekim 2019’da hazırlanan Kamu Soruşturma Raporu (https://www.grenfelltowerinquiry.org.uk/) oldu. Çeşitli dillerde yayımlanan Raporun Türkçe Yönetici Özeti
1 de yayımlanmıştır.
Seller
2021 yılında 28 Temmuz ve 11 Ağustos tarihlerinde Van, Bartın, Kastamonu ve Sinop şehirlerinde meydana gelen ve çok sayıda insanın yaşamını kaybetmesine, milli servetin yok olmasına neden olan sel ve su baskınları de ders alınması gereken diğer hususlar. O dönemde Meteoroloji yağış miktarının anormal olduğunu söyledi. Peki anormal yağış miktarlarına göre öngörülerimiz yok mu? Küresel iklim değişikliklerine paralel olarak; şiddetli yağmurların olası miktarları, bölgelere göre rüzgâr yükünün nerelere kadar tırmanabileceği, nerelerde tsunami yaşanabileceği gibi konularda bilimsel çalışmalarımız yok mu? Değişen bu yüklere göre yapı tasarımında kullanılan yükleri de değiştirecek miyiz? Ne kadar? Ülke genelinde, dere yataklarında yapılaşmaya ilişkin kurallar yeterli mi? Sık sık sele maruz kalan İzmir, Bodrum, Antalya gibi sahil şehirlerimiz için alınan önlemler bilimsel olarak yeterli mi?
Sel doğal olay, ancak selin yarattığı hasar tekrar tekrar yaşanıyorsa bu doğal değil, bizlerin ihmal veya basiretsizliği olabilir. Dileriz bütün bu sorunlar sadece idari mekanizmaların gayretleriyle değil, üniversitelerin ve tüm ilgili tarafların da katkısıyla, ortak akılla, bir daha tekrarlanmayacak şekilde çözümlenir.
Özellik Arz Eden Binaların Tasarım Gözetimi ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Yönetmelik
Yapı güvenliği için gerekli denetim çalışmaları gereksinimlerini, Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) tarafından Yüksek Fen Kurulu Başkanlığı için hazırlanan ve 24 Nisan 2007 tarihinde yayımlanan Yapı Çeliği İşleri Teknik Şartnamesi ile başlamış ve daha sonra 2014 yılından itibaren TUCSA Yangın Güvenliği Komitesi tarafından sürdürülmüştür. Bu konuda yetkin meslek tanımları ile ilgili çalışmalar Türkiye İMSAD ile koordineli olarak Mesleki Yeterlilik Kurumuna da bildirilmiştir.
Bu çalışmaların da gereksinimlerini büyük ölçüde karşılayan Özellik Arz Eden Binaların Tasarım Gözetim ve Kontrolü Hizmetlerine Dair Yönetmelik Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 28 Eylül 2022 tarih 31967 sayılı Resmi Gazete’de (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/09/20220928-1.htm) yayımlanmıştır.
Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM). Doğa olaylarındaki birçok değişikliğin nedeni olduğunu bildiğimiz küresel ısınma ve iklim değişikliğinin temel nedenlerinden olan sera gazı salımının kontrol altına alınabilmesi için AB Komisyonu; 1973 yılında kabul ettiği Çevre Eylem Programı (Environmental Action Programme) ile başlattığı çalışmaların sonucu olarak, Avrupa’yı 2050 yılında ilk karbon nötr bir kıta haline getirmeyi hedef alan Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) belgesini 11 Aralık 2019 tarihinde yayımlandı. Bu belge, Avrupa’da sera gazı [başlıcaları su buharı (H
2O), karbondioksit (CO
2), nitröz oksit (N
2O), metan (CH
4) ve ozon (O
3)] salımının 2030 yılına kadar 1990 yılına oranla %55 oranında azaltılmasını ve 2050 yılına kadar sera gazı salımının sıfırlanmasını hedef almaktadır. Hedeflenen bu tarihlerin öne çekilmesi yönündeki çalışmalar da devam ediyor.
Kyoto Protokolü’nün 2020 yılında sona erecek olması nedeniyle 2015 yılında yapılan ve Türkiye’nin de taraf olduğu Paris Anlaşması’na göre Türkiye 2021-2030 yılları arasında sera gazı emisyonunu %18 ilâ %21 arasında azaltmayı planlamaktadır.
3
Türkiye’nin de taraf olduğu bu konudaki çalışmalar muhtelif bakanlıklar tarafından sürdürülürken, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Metal Sanayi Daire Başkanlığı koordinasyonundaki, üyesi olduğumuz METAL-TEK Komitesi’nin 23 Mart 2021 tarihli toplantısında AYM (EU Green Deal) paralelinde yürütülmesi gereken çalışmalar görüşüldü. Bu kapsamda, “2030 Çelik Stratejisi” hazırlanması konusunda çalışmak üzere Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) ve TUCSA’nın da içinde olacağı bir Çelik Çalışma Grubu kurulmasına karar verildi.
TUCSA bu paralelde karbon salımının azaltılması için bir yandan çelik üretiminde, diğer taraftan çelik kullanımında gerekli önlemlerin alınması amacıyla bünyesinde “AYM Çalışma Grubu” oluşturuldu ve Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği ile koordineli olarak 30 Eylül 2021 tarihinde İstanbul’da AYM Çalıştayı gerçekleştirildi.
Resmi Gazetenin 16 Temmuz 2021 tarih ve 31543 sayılı nüshasında yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi (2021/15) (https://ticaret.gov.tr/data/60f1200013b876eb28421b23/MUTABAKAT%20YEŞİL.pdf) uyarınca “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” Ticaret Bakanlığı tarafından ilgili bakanlıklar ve kurumlarla koordineli olarak aynı tarihte hazırlanmış ve yayımlanmıştır (https://ticaret.gov.tr/haberler/yesil-mutabakat-eylem-plani-yayimlandi).
Eylem Planına uygun olarak;
• T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürlüğü tarafından “Çelik Sektörü İhtisas Çalışma Grubu”,
• T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı TÜBİTAK tarafından "Teknolojik Dönüşüm/ Gelişim İhtisas Çalışma Grubu" oluşturularak 6 pilot sektörde (Demir-Çelik, Alüminyum, Çimento, Plastikler, Kimyasallar ve Gübre), “Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası (TYH)" hazırlıklarının son aşamasına gelinmiştir.
Türk Yapısal Çelik Derneği her iki ihtisas çalışma grubuna da iştirak etmektedir. Çalışmalarda, CO
2 salımını azaltmak için yeşil çelik üretimi çok önemli olmakla birlikte, çelik kullanımının da göz önünde bulundurulması gerektiği mükerrer olarak aşağıdaki açıklamalarla vurgulanmıştır.
“CO
2 salımının azaltılmasında en büyük pay çelik imalatıyla ilgilidir. Ancak çelik kullanımından kaynaklanan CO
2 salımını da yok saymamak gerekir. Örneğin;
1. Kalite, optimizasyon ve diğer özelliklerden yararlanarak çelik kullanımı %10 oranında azaltılırsa, CO
2 salımı da yaklaşık %10 azalabilir.
2. Çeliğin kullanım ömrü uzatılırsa (çeliğin formülasyonunda yapılacak iyileştirmelerle ve/veya korozyona karşı koruma ve sürtünmeden kaynaklanan erozyona karşı direnç arttırmak suretiyle) CO
2 salımını da yaklaşık aynı oranda azaltılabilir.
3. Kullanım ömrü sonunda hurdanın değerlendirilmesi konusuna öncelik verilebilirse ve sürdürülebilirlik kapsamında, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından geçen yıl yayımlanan “Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik” içeriği; ISO 20887 (Sustainability in buildings and civil engineering works – Design for disassembly and adaptability – Principles, requirements and guidance) standardı göz önüne alınarak “Binaların Yıkılması ve Sökümü Hakkında Yönetmelik” şeklinde geliştirilirse CO
2 salımı azaltılabilir.”
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM). Avrupa Komisyonunun 14 Temmuz 2021’de Fit for 55
4 başlığı ile yayımladığı AB ekonomisi ve toplumunun iklim beklentilerine ulaşması için Komisyon önerileri kapsamında SKDM (Carbon Border Adjustment Mechanism – CBAM) esasları ve basın bülteni
5 ile konu daha da önem ve öncelik kazandı. Hâlâ yeterince açık olmayan bu düzenlemeye göre, çelik ihracatçılarına, ürettiği çeliğin karbon salım miktarına göre SKDM sertifikasını satın alma zorunluluğu getirilmektedir. Alınacak sertifika sayısı, bir SKDM sertifikasının 1 ton karbondioksit eşdeğerinde olduğuna göre hesaplanacaktır
6 . Ancak burada sertifika fiyatlarının borsa şeklinde haftalık olarak belirlenme işleminin SKDM tarafından hangi kriterlere göre yapılacağı, ihtiyaç halinde Avrupa’ya ithalatı engellemek üzere siyasi öngörülerle yükseltilip yükseltilemeyeceği konusunda henüz açıklık bulunmamaktadır. Ayrıca Avrupalı çelik üreticileri Avrupa’ya ihraç etmeyeceklerine göre, bu uygulama onları koruyacak mıdır?
SKDM sertifikası uygulamasından çelik yapı üreticileri önemli ölçüde etkilenecek. Karbon oranı düşük veya yeşil çelik ürettiği için SKDM sertifikası ödemeyen, karbon vergisi ödemeyen firmaların ürünleri, maliyetleri düşürmek için çelik yapı üreticileri ve otomotiv, gemi inşa, makina imalatçısı gibi diğer çelik kullanıcıları tarafından tercih edilecek. Bu düzenleme üreticileri yeşil veya az karbon salımı olan çelik üretmeye mecbur bırakacak. Burada tartışmaya açık olan kısım: Avrupa’da karbon salımını azaltmak mı, Türkiye gibi Avrupa’ya çelik ihraç eden firmaların ihracatına dolaylı sınırlama getirmek mi, yoksa her ikisi de mi?
Muhtemelen ikisi de olabilir. Bunun için konuyu iki bölümde ele almakta yarar var. Birincisi “2050’ye kadar Avrupa’nın karbon nötr olmasını sağlamaktır” ki dünyanın ve bizden sonraki nesillerin geleceği açısından bu yaşamsaldır. Bu yüzden, Türkiye de bu öneriye sahip çıkmış ve hazırlıklara başlamıştır.
İkinci konu ise “Türkiye gibi Avrupa’ya çelik ihraç eden firmaların ihracatına dolaylı sınırlama getirme” olasılığıdır. Bununla birlikte, Fit for 55 dokümanı şu ifadeyi kullanmaktadır: “Fit for 55 paketi, 2030 ve sonrasına adil, rekabetçi ve yeşil bir geçiş sağlama hedefine yönelik birbirine bağlı bir dizi tekliften oluşur”. İyi niyet ifade eden bu açıklamadan çok uygulanması önemlidir. Bu nedenle konunun derinlemesine irdelenmesi, boşlukların ve aleyhte olabilecek hususların saptanması ve görüşmeler yoluyla çözüm üretilmesi uygun bir yöntem olabilir.
Dipnotlar
1.
https://assets.grenfelltowerinquiry.org.uk/GTI%20-%20Phase%201%20report%20Executive%20Summary%20(Turkish).pdf
2.
https://ec.europa.eu/info/sites/default/files/european-green-deal-communication_en.pdf
3.
https://iklim.csb.gov.tr/paris-anlasmasi-i-98587
4.
https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:52021DC0550
5.
https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/IP_21_3541
6. Fikir vermesi için bir ton çelik üretimi için 2,1 ton CO
2, geri dönüşüm sırasında ise 0,6 ton CO
2 salımına neden olduğu kabul edilebilir.