Açıklamaya göre, ağustosta Türkiye'nin ham çelik üretimi geçen yılın aynı ayına göre %21 azalarak 2,8 milyon tona geriledi. Ham çelik üretimi, yılın sekiz ayında %8,8 düşüşle 24,4 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Ocak – ağustos döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat miktar olarak %12,4 azalışla 11,1 milyon ton, değer olarak %8,8 artışla 10,5 milyar dolar oldu. Ağustos ayında çelik ürünleri ithalatı, geçen yılının aynı ayına göre miktar yönünden %7,1 düşüşle 1,1 milyon ton değer yönünden %7,9 azalışla 1,3 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bu yılın sekiz ayında ithalat, geçen yılın aynı dönemine göre, miktar yönünden %5,6 azalışla 10,2 milyon ton değer yönünden ise %20,7 yükselişle 11,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Çelik ürünleri tüketimi içindeki ithalat payı %31,8 olarak gerçekleşirken, yassı ürün tüketimi içindeki ithalâtın payı %49'a ulaştı. Toplam ithalat içindeki Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yapılan ithalatın payı %65,3 oldu.
Geçen yılın ocak-ağustos döneminde %104,2 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, bu yılın aynı döneminde %93,9 seviyesine geriledi.
“Çelik Sektörü Açısından Tahribat Yaratacak”
Türkiye Çelik Üreticileri Derneğinden yapılan değerlendirmeye göre, yıl başından bu yana ham çelik üretiminde gözlenen düşüşün, yılın ikinci yarısı itibariyle hız kazanarak devam ettiği, haziranda %13,1, temmuzda %20,7, ağustosta ise %21 seviyesine ulaştığı belirtildi.
Son üç ayda, üretimdeki aylık ortalamanın %18,3 ve ihracattaki %14,3 seviyesindeki düşüşlerin, elektrik enerjisi ve doğalgaz fiyatlarına 30 Ağustos'ta yapılan yüzde 50'lik zammın ve BOTAŞ tarafından 29 Eylül'de gerçekleştirilen yeni düzenlemenin olumsuz etkisini yansıtmadığı vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu durum, yılın son çeyreğinin, çelik sektörümüz açısından daha zor geçeceğini ortaya koymaktadır. Avrupa'da birçok çelik fabrikasının enerji krizi sebebiyle faaliyetlerini yavaşlattığı konjonktür, Türk çelik sektörü için Avrupa piyasasında oluşan geçici talep açığının giderilmesi açısından, başta fırsat olarak görülse de elektrik tarifelerine getirilen zamlar sebebiyle, oluşan fırsat koşulları ortadan kalkmış bulunmaktadır. Enerji maliyetlerindeki artışa ek olarak, Avrupa'nın çevre gerekçelerinin arkasına sığınarak, ticari mülahazalar ile hurda ihracatını sınırlama girişimlerinin, Türk çelik sektörü için temel girdi olan hurdaya erişimi engellemesinin, sektörün üretimini sekteye uğratmasından endişe duyulmaktadır. Korumacılığın giderek arttığı küresel çelik piyasalarında, hurdanın da sıfır karbon hedefi öne sürülerek korumacılığa dâhil edilmesi çelik sektörü açısından kaçınılmaz olarak ağır tahribata yol açacaktır. Söz konusu tahribatın engellenmesini teminen AB Komisyonu nezdinde çok yönlü girişimlerde bulunulması sektörümüz açısından hayati önem taşımaktadır."