İlgilenenler www.ims-turkiye.org adresinden konuyla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşabilir.
Bu Enstitü’de yoğun bir bilgi var
30 yıla yaklaşan bir süredir Asma Germe Sistemler konusunda faaliyet gösteren bir kuruluşun sahibi olan Mufit Eribol, kuruluşunu geliştirmek için Dünya’da bu konuda uzman birimlerle temasa geçmiş, bu çabaları sonucunda da Asma Germe Sistemler alanında Dünya’nın önde gelen kuruluşu Almanya’nın IMS Enstitüsü’yle tanışmış. Kendisi ve ortağı Rana Dirin bu enstitüde eğitimlerini güçlendirmekle kalmamışlar, bu enstitünün Türkiye Temsilciliği’ni alarak bu alandaki yeni teknolojileri de Türkiye’ye taşımışlar. Geçen yıl ilki gerçekleştirilen eğitimlerin bu yıl ikincisi yapılıyor. Müfit Eribol bizlere Asma Germe Sistemlerle ilgili oldukça önemli bilgiler iletti, biz de paylaşalım istedik…
“Dünya’da da yeni”
Müfit Eribol: Asma Germe Sistemler Dünya’da da yeni bir tarz, çok eskilere dayanmıyor yani. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gelişmiş. Esas babası Alman Prof. Frei Paul Otto. Savaştan sonra yerle bir olmuş Almanya’da yıkılan ağır yapıları görmüş, madem yıkılacaktı neden bu kadar ağır yapılar olsun ki diye düşünmüş, daha hafif yapılar yapalım derken bu konuda çalışmalara başlamış ve bu konunun temellerini atmış. Sonra bundan öğrenenler ilerlemişler, onun talebeleri de talabeler yetiştirmiş, kendisi de halen hayatta ve artık mimari bir tarz olarak ortaya çıkmış Asma Germe Sistemler. Ama Avrupa’da bile bir standardı falan yok. Çelik Yapılarla ilgili standartlar var ama Asma Germe Sistemlerle ilgili bir standart için daha şu anda yeni çalışmalar yapılıyor. Dolayısıyla bu konuyu öğrenebileceğiniz çok ciddi bir kaynak da yok gibi, bunu yapabilmek için öncelikle doğru düzgün öğrenmek lazım. Teoriler nedir?, Malzeme özellikleri nedir?, Bunları nasıl hesaplamak lazım?, Rüzgar yükleri, kar yükleri, deplasmanları... Bunlar hakikaten arkasında matematik modeller olan karmaşık bir konu. Ama nispeten basitleştirilmiş bir takım programlar yardımıyla geliştirilmiş.
“Türkiye asma germe sistemlerde önemli bir yerde ama eksikleri çok”
Müfit Eribol: Gördük ki Türkiye’de yapılan asma germe uygulamalarında çok büyük yanlışlıklar var, bunun üzerine bu yanlışlıkları nasıl giderebilirize kafayı yormaya başladık. Sektörü doğru bir yere götürmek lazım diye düşündük. Çok büyük hatalar yapılıyor ve müşteriler de bilmediği için doğrunun ne olduğunu, yanlış yapılar ortaya çıkıyor, parçalanıyor, kopuyor, bir sürü sorun çıkıyor. Bu konuyu düzeltmek için ben üniversitelerde seminerler vermeye başladım. ODTU, ITÜ, Yıldız Teknik, Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Ege Üniversitesi gibi bir çok üniversitede seminerler yaptık, yani öğrendiğimiz doğruları aktarmaya çalıştık, fakat bununla da istediğimiz amaca ulaşamadık, çünkü bu anlattığımız kadarıyla sınırlı kaldı, hatalı uygulamalar devam etti. Onun üzerine IMS Enstitüsü’nün Temsilciliği’ni alıp, oradaki en yeni bilgileri
buraya taşıdık. Şu anda Dünya’nın en iyi membran firmaları Almanya’da. Bir kaç tane İngiltere’de var, bir tane falan İtalya’da, İsviçre’de var. Fransa’da doğru düzgün yok bile. Emin olun Almanya’nın peşinden biz geliyoruz, Türkiye olarak. Türkiye için de iyi bir pazar var çevremizde. Yunanistan’da yok, Rusya’da yok, pek çok yerde hiç yok bu işleri yapan firmalar. Biz bu konuda bayağı bir atılım yaptık Türkiye olarak. Türkiye membran konusunda ciddi bir yere geldi. Mesela Kazakistan’daki firma Almanlardan teklif alıyor bir de bizlerden teklif alıyor. Almanların hemen arkasındayız yani. Ayrıca bizim fiyatlarımız onlara göre daha ekonomik oluyor ve bizi tercih ediyorlar. Hele bir de biz bu sistem bilgisini tam yerleştirebilirsek, çok daha başarılı oluruz.
“Ya Almanya’da Ya da Türkiye’de”
Müfit Eribol: Uzun görüşmelerden sonra karşılıklı bir anlaşma imzaladık, biz onların Türkiye temsilcisiyiz ve Türkiye’de aynı isimle bu enstitüyü kurduk. İlk sertifika programımızı geçen yıl düzenledik, gayet de başarılı oldu. Öğrenci sayımız çok fazla değildi ama verilen eğitimden çok memnun kaldılar, samimi olarak söylemem gerekirse bir yandan kendimize de rakip yetiştiriyor pozisyonundayız ama bunu da önemsiyoruz ve sorulan her soruya elimizden geldiğince yanıt vermeye çalıştık. IMS Almanya’da 1999 yılında kurulmuş. 1999’dan bu yana bayağı bir eğitim verdiler tüm dünyaya, Çin’den ABD’den, Avrupa’dan bu konuya ilgi duyanlar buraya geliyorlar, uluslararası ve İngilizce eğitim veriliyor ve bu konudaki en önemli uzmanlar tarafından eğitim gerçekleşiyor. Bu eğitim kaynağından faydalanıyoruz biz ve aynı müfredatı uyguluyoruz. Onlar sıkıştırılmış kısa dönem eğitim veriyorlar bizse aynı programı sadece hafta sonları verdiğimiz için biraz daha uzun süre olarak veriyoruz. 8 hafta sonu boyunca tam günlük eğitim programımız var her hafta Almanya’daki enstitüden başka bir eğitimci geliyor. Onların yetiştirdiği sertifikalı eğitimciler yer alıyor bu kurslarda bir de sektörde en önde olan firmaların da konuşmacılarını davet ediyoruz. Onlara da neler yaptıklarını anlattırıyoruz. Nasıl üretim yapıyorlar? Nasıl kalite kontrol yöntemleri var, standartları nasıl sağlıyorlar? gibi konularda bilgilerini paylaşıyorlar. Nitelikli ve yoğun bir program veriyoruz yani. Bu ticari bir proje değil. Kendini ancak çeviren bir iş. Ticari bir yanı yok, ben bu bilgi Türkiye’ye gelsin, kalsın istiyorum, yerleşsin daha hızlı gelişir Türkiye o zaman.
“Çelik strüktürü de işin içine alıyoruz”
Müfit Elibol: Bizim burada fokusumuz çelik tasarımı değil ama çelik tasarımı da işin içerisine giriyor. Membranın taşıyıcı sistemi olarak çelik strüktürü işin içine alıyoruz, çünkü membranın analizleri yapılırken, kar yüküne karşı, rüzgar yüküne karşı analizleri yapılırken zaten çelikle birlikte membran inceleniyor. Şu yanlış bir uygulama ve bir çok kimse öyle yapmaya çalışıyor, önce membranı analiz yapıyor sonra bağlantı noktalarındaki yükleri SAP2000 programı ile ayrıca bir çelik analizi yapıyor. Bu mümkün tabii ama bu yaklaşımın sonucunda çok fazla emniyetli, gereksiz fazla emniyetli çelik ortaya çıkar, çünkü çeliğin tasarımını yaparken membrandaki defleksiyonları da göz önüne almak lazım. Halbuki çok önemli bir şeydir bu ve Türkiye’de atlanır çoğu zaman, membran ile çeliğin birlikte analiz edilmesi lazım. Her ikisi birlikte yapılınca oldukça narin çelikler elde edilebiliyor. Çeliğin ağırlığı düşüyor, çünkü çelik membran defleksiyon yaptığı zaman bağlantı noktalarındaki yükler düşüyor. yani şöyle söyleyeyim çok basit dört köşe bir direk var, ortasında da bir membran var membran rüzgarda pozisyonunu değiştirdiği zaman çeliklerin bazıları rahatlıyor, yani o rahatlamayı göz önüne almak lazım. Birinci konu bu ikinci konu Türkiye’de maalesef hala daha nonlineer analiz, nonlineer hesaplama yöntemleri oturmuş değil. Nonlineer analiz yöntemlerinde malzemenin defleksiyonu da işin içine girer halbuki. Proje firmalarının çoğu çeliği hesaplarken çeliğin defleksiyonlarını çok fazla göze almadan bir hesap çıkartır, yani lineer hesaplama yöntemlerini alır ama özellikle deformasyonu büyük olan sistemlerde ki membran sistemler böyle sistemlerdir, hafif ve yüksek deformasyonlu sistemlerdir, nonlineer analiz yöntemleri kaçınılmazdır. Biz bu sertifika programında nonlineer analiz yöntemlerini de öğretiyoruz. Nasıl yapılacağını yazılımların nasıl kullanılacağını öğretiyoruz yani burada kumaş konusunda teorik bilgiler, membran sistemlerin teorik bilgileri, çelikle birlikte nasıl bir hesaplama yapılıyor, hepsi öğretiliyor. Membranın formunun teorilere uygun olması lazım eğer teorilere uygun olmazsa o zaman membranın üzerinde belirli yerlerde stres konsantrasyonları oluşur. Bu stres konsantrasyonları da membranın daha çabuk parçalanmasına, kopmasına neden olur ve ömrünü kısaltır. Yani doğru bir yöntem değildir, o bakımdan membranın formuna doğru düzgün karar vermek lazım.
“Bilinmediği için denetimi de yapılamıyor”
Müfit Eribol: Bir noktada bunların denetimi de yapılamıyor Türkiye’de, bu da ayrı bir durum. TOKI stadyumlar yaptırıyor, stadyumların çatısı artık çoğunlukla membran oluyor, çeliğin üstünde membran, ne o çeliğin membranla olan uyumu, ne o membranın hesaplaması, imalatı ve montajı konusunda hiç bir bilgileri yok. Ee olmayınca kontrollük nasıl yapılabilir anlamış değilim açıkçası. Düz mühendis olmak bunu yapmaya yetmez, eğer siz pratisyen bir hekime kalp ameliyatı yaptırmıyorsanız, düz mühendise de asma germe membran sistemi kurma işini de yaptıramazsınız. Kontrollüğünü de yaptıramazsınız, yaptırırsanız da doğru olmaz yanlışlıklar çıkar. işte biz de bu eğitimi sağlamaya çalışıyoruz.