TR|EN
Güncel
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
E-Bülten Aboneliği
Tevfik Seno Arda Lisesi
Yayınlar > Çelik Yapılar
Sayı: 49 - Ekim 2016

Projeler


Bir Fuksas Projesi BRATİSLAVA BORY MALL

İnş. Y. Müh. Selami Gürel METAL YAPI ENG & CONST

 Bory Mall projesi Slovakya’nın başkenti Bratislava’da yer alıyor. Bu alışveriş merkezinin yatırımcısı büyük bir gayrimenkul geliştirici. İki katlı bu alışveriş merkezi son derece yalın. Çarpıcı tarafı ise iç bahçe seperasyonu. İç Bahçeyi, Çatı katını, döşeme sıfır kotuna, hem çatı ışıklığı hem de cephe görevi gören bir seperatör duvarla ayırıyor mimar. Mimar da enteresan: Massimiliano & Doriana Fuksas. Kendisiyle ofisinde görüşmüştük ve bende çok iyi bir izlenim bırakmıştı. “Şuraları dik çıkalım.” dediğim zaman “Bizde hiçbir şey yatay ya da dikey olmaz. Her şey açılı olur.” demişti. Normal koşullarda birileri bu yapıyı çok basit cam kaplı düşey bir duvar ile levha kaplı eğimli bir çatı ile oluştururdu. Ama Fuksas, planda da kesitte de hiçbir elemanın yatay veya düşey olmadığı ve cam paneller dahil, tüm elemanların birbirinden ayrı ölçüde olduğu bir yapı istiyordu.
TASARIM... ÜRETİM... UYGULAMA...
Proje bize geldiğinde Studio Fuksas önce yapının 3 boyutlu şeklini gösterdi. Bu ‘free form’ bir şekildi. Geometride belirlenmiş şekiller vardır: örneğin, düzlem, silindir, koni ya da küre… ‘Defined form’ dediğimiz bu belirli şekillerin tümünü, dört kenarlı yamuk panellerle kaplayabilirsiniz. Oysa ‘free form’u dört kenarlı camlarla kaplayamazsınız. Düzlem bir yerde kırılmak ister çünkü, dört kenardan biri, aykırı düzlemde kalır. Bu nedenle ‘free form’ sistemlerin cam panelleri veya solid levha kaplamaları, üçgen panel şeklinde olmak zorunda. ‘Free form’un ana farkı bu. Üçgen şekilli altı tane cam yan yana gelince ortada altı kollu bir yıldız gibi bir bağlantı noktası oluşur. Bu bağlantı noktalarına ‘node’ diyoruz, yani düğüm noktası. Bu sistem, ‘node’ ve ‘member’lardan oluşuyor. Bay Fuksas’ın takımı bize brief ’i gönderdiğinde ‘member’ hatlarını ve düğüm noktalarını belirleyebilmemiz için çalışmamız gerekiyordu. Bu çalışmada ekonomik üretilebilen temperli cam ebatlarını dikkate aldık. Türkiye’de en büyük ebat 2,50 m ve 2,40 m. Çünkü camın temperleme işlemi için fırına girmesi lazım ve fırının genişliği ancak bu kadar. 2,40’ı geçmeyecek şekilde grid shell (wire frame) bölümlememizi oluşturduk. Bize gelen leke çalışmasında mimarın görmek istediği, bir kısmı cam kaplı, bir kısmı şeffaf olmayan levha kaplı, ayrıca 3 adet te bahçeye çıkış kapısı olan yapı kabuğuydu. Tel kafes sistemini kabuğun bu şekline göre hazır ladık ve mimarla da konuştuktan sonra son şeklini verdik. Ardından statik hesaba göre elemanları seçmeye başladık. Dünyada uygulanan en konvansiyonel model olan “blok node” dediğimiz modeli uyguladık. Fakat Fuksas, bizim bu konvansiyonel node’lardaki keskin köşeleri beğenmedi ve kendi alternatif modelini yolladı. Ek yerinin hiç belli olmadığı bir modeldi bu. Bizimki son derece sade bir model iken, onun modelinin her bir parçası adeta heykel parçası gibiydi. Bu da zaten zor olan üretimi iyice zorlaştırdı. Bütçe arttı haliyle. “Yapabilir miyiz, yapamaz mıyız?” diye düşündük. “Bu modeli yapalım.” dedik. Bir hafta uğraştık, Fuksas’a bir numune gönderdik ve olumlu yanıt aldık. Böylece Fuksas’ın arzusunu yerine getirerek dünyaya yeni bir ürün sunduk. Bu model dünyada ilk kez uygulandı ve kemiğe benzeyen, ek yeri belli olmayan organik yapısı sebebiyle ürünün ismini “Organik Node” olarak belirledik. Bory Mall’un node’ları organiktir, konvansiyonel değildir. Bugüne kadar bizi en çok zorlayan proje bu oldu. Bin ayrı heykel üretmek gibi bir şeydi bizim için. Normal bir çelik yapı değil, çelik bir heykel çıktı ortaya. Cam olmayan yerlerde özel üretimimiz olan içi ve dışı levha olan, arada da taşyünü ısı izolasyonu olan ısı bariyerli özel üçgen paneller tasarladık. Bunlar dış cephe elemanı olduğu için panelleri korozyona dayanıklı alüminyum levhadan yaptık. Bu free form yapının üç önemli fonksiyonu var: Birincisi  
 deprem gibi durumlara karşı dayanıklı ana taşıyıcı bir yapı. İkincisi su, ısı ve ses izolasyonu sağlayan bir dış cephe/çatı kaplaması. Üçüncüsü ise iç dekoratif eleman. Bu üç fonksiyon genellikle üç ayrı elemanla çözülürken, burada tek elemanla çözülmüş oldu.
MİMARİ YAKLAŞIMLAR... MÜHENDİSLİK ÇÖZÜMLERİ...
Tanıdığım mimarlar benim için “Dünyada bir mimar gibi düşünebilen en nadir mühendislerdensin.” der. Ben aslında bir makina mühendisiyim. Ama detaycılığı derin olan birisiyim. İyi mimara son derece saygılıyım. Ne çiziyorsa onu yapmaya çalışırım, hiç tartışmadan. Özellikle renk ve form konusunda asla tartışmam. Şunu görüyorum: Foster+Partners veya Studio Fuksas, zor bir projeyi tasarlamaya başlarken, daima güvendikleri iyi bir statikçi dostluna danışıyor. Eleman ebatlarını, yapının olması gereken şeklini, statikçileri ile birlikte belirliyorlar. Tabi statikçilerine de iyi bir bütçe ayırıyorlar. Çünkü onun ayakta kalmasını istiyor, çünkü amaç müşterek, çünkü hedefler büyük. Sonuçta çok zor bir yapı makul bütçeler içinde yapılmış oluyor. Bu müşterek başarının sonucunda da, o mimarın piyasa fiyatı yükselmeye başlıyor.
GELECEĞE DAİR...
Organik Node’lar kullanarak şimdi Londra’da free-form bir ışıklık yapıyoruz. Westfield Grubu’nun projesi. Hali hazırda var olan bir AVM’yi genişletiyorlar. Westfield Avustralyalı bir aile. Dünyanın en büyük AVM yatırımcı/işletmecilerinden biri. Bratislava’da Bory Mall’u gördüler. “Biz de bundan istiyoruz.” dediler. Bory Mall projesini görüp etkilenerek beni ziyarete gelen Çinli bir profesör dostumun bana anlattığını anlatarak bitireyim. Zaha Hadid’in projesine çalışırken, o çizgilerin hesaplarını yaparken, organik formun çok ince bir yaprak gibi kendi kendisini taşıdığını fark ettiğini söyledi. Çift yönlü kıvrımlı olduğu için ciddi doğal bir mukavemeti var. “Biz şu anda tüm gücümüzle fabrikamızda cam yünü takviyeli beton elemanlarla (GRC) ne çelik taşıyıcı, ne de beton taşıyıcı olmaksızın bina yapmaya çalışıyoruz” demişti. Gerçekleşirse, tüm ezberlerimizi bozan sonuçlar çıkar ortaya. Bence bizler de bu konuya daha fazla önem vermeli, GRC yi sadece dekoratif bir eleman olarak değil, aynı zamanda ana taşıyıcı olarak kullanmaya çalışmalıyız.
Çelik Yapılar - Sayı: 49 - Ekim 2016



© 2014 - Türk Yapısal Çelik Derneği