6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş depreminin ardından OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın Bey’in 6 Mart 2023 tarihindeki daveti üzerine 11 Mart’ta OSTİM OSB’de geniş bir katılımla ilk koordinasyon toplantısı yapıldı. Somut önerilerin belirlenmesi için 31 Mart’ta OSTİM OSB’de ikinci bir toplantı daha yapıldı. Toplantıda özellikle Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek Bey tarafından yapılan “betonarme ve çelik yapılar mukayesesi” ile “modüler yapılar” konusundaki sunumlar fevkalade doyurucu bulundu. Alışkanlıklar ve malzeme seçiminden önce insan yaşamına öncelik veren herkesin bu gerçekleri izledikten ve dinledikten sonra “ülkemizde neden çelik yapılar önemlidir?” sorusuna yanıt bulacağı değerlendirildi ve bu bilgileri kamu, üniversiteler ve sektör ile paylaşmak üzere Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi düzenlenmesi kararlaştırıldı.
31 Mart 2023 tarihli toplantıda alınan kararlar paralelinde, TUCSA tarafından düzenlenecek ve OSTİM Teknik Üniversitesi, OSTİM OSB ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) ile koordineli olarak icra edilecek “Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi” hazırlıkları için ilk konsept ve planlama yazısı 13 Temmuz 2023 tarihinde OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na gönderildi. TUCSA Heyeti 26 Temmuz 2023’te Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü’nü ziyareti sırasında, Zirve’den kendilerine de bahsetti. OSTİM OSB ile OSTİM Teknik Üniversitesi arasındaki koordinasyonu takiben ilk koordinasyon toplantısı 23 Ağustos 2023 tarihinde OSB Yönetim Binası toplantı salonunda yapıldı. Böylece, hazırlıkları yürütmek üzere Planlama Grubu şu üyelerden oluşturuldu: TUCSA adına H. Yener Gür’eş, Ahmet Şuyun, Aydın Kulaksız, Belma Yılmazyiğit, OSTİM OSB adına Orhan Aydın ve İlhami Pektaş, OSTİM Üniversitesinden Prof. Dr. Sule Sahil, Dr. İlkay Dinç Uyaroğlu ile TÇÜD adına Hasan Akbulut.
Bir tam gün süreli olarak Ankara’da düzenlenmesi düşünülen Zirve’nin, önceliği ve zamanın önemi göz önüne alınarak 16 Ekim – 4 Kasım 2023 tarihleri arasında, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca da uygun görülecek bir zamanda ve gerekli onaylar alındığı takdirde OSTİM Teknik Üniversitesinde yapılmasına karar verildi.
Kamu kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin ve sektör paydaşlarının davet edileceği zirvede esas olarak bundan sonra meydana gelecek depremlerde insanların ölmemesi, çok büyük ekonomik kayıpların yaşanmaması, en kısa zamanda hayatın normale dönebilmesi için deprem dirençli yapılaşma konusundaki bilgi, deneyim ve önerilerin paylaşılması planlanmaktadır. Öğleden sora gerçekleştirilecek panelde de en üst düzey yetkililer tarafından “Deprem Dirençli Yapılaşmada Çelik Yapılar” konusundaki deneyimler ve öneriler konuşulacaktır.
1999 Depremi’nden sonra geçen 24 yılda ülkemizde kullanılan çelik yapı oranı (sanayi yapıları dâhil) belki de %4’lerden %5’lere veya biraz üzerine çıkmış olabilir. Buna karşılık ülkemizde mevcut yapı stokunun yaklaşık %95’inin betonarme ve yığma yapı olduğunu biliyoruz. Sektör olarak yine biliyoruz ki %95 ve %5 oranı ya da dengesizliği gelişmiş bir deprem ülkesi için kabul edilebilir değildir. Oysa Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından belirtildiği gibi, bir yandan kalite kontrol sisteminin temelindeki ahlaki ve meslek etiğine ilişkin değerleri tesis etmeye çalışırken yapılması gereken, ülkemizde de, belki İran’daki gibi %50 değil ama en az çimento üreticisi Fransa ve Almanya’daki gibi %70’e karşılık %30 çelik taşıyıcı sistemli yapı hedefine ulaşmak olmalıdır. Aksi takdirde, alışkanlıklarımıza dayalı davranışlarımızla gelecek depremlerde 100 binlerce can vermeye, 100 milyarlarca Euro ekonomik kayba uğramaya devam ederiz.