İlk kez 22-24 Mayıs 2019 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen CASP serisi konferansların ikincisi olan 2. Çelik İçin Korozyon ve Yüzey Koruma Uluslararası Konferans ve Sergisi (2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel) Covid-19 küresel salgını nedeniyle 25-26 Mayıs 2022 tarihlerinde online olarak başarıyla yapıldı. CASP 2022 uluslararası konferansı kapsamında, Çelik sektörü için yaşamsal önemi haiz korozyonun bilimsel ve mühendislik açısından bütün yönleri ele alınırken çelik ile diğer malzemelerin korozyondan korunması konularındaki yenilikler de masaya yatırıldı.
Gerçekleştirilen CASP 2022 etkinliğine (https://www.caspconferences.com/) toplam 154 bilimsel makale geldi. Bunlardan 28’i sözlü sunum için kabul edildi. Bu makalelerden 15’i uluslararası akademi ve endüstri dünyasının önde gelen isimlerinden oluşan jüri tarafından belirlenerek, CASP Organizasyon Komitesinde kilit rol oynayan ve aynı zamanda JAST Misafir Editörü olan Prof. Dr. Hüsnü Gerengi tarafından Journal of Adhesion Science and Technology (JAST) Dergisi’ne yayınlanmak üzere gönderildi.
Hakem sürecinden sonra Journal tarafından 9 makale kabul edildi ve söz konusu yayının Recent advances on Surface Protection of Steel – Relevant contributions at 2nd International Conference on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2022)” konulu Özel Sayısı (Volume 37, 2023 20. sayı) olarak yayımlandı.
Özel Sayıda aşağıdaki makalelere yer verilmiştir.
*2781 Poly(N-vinyl carbazole)-TiO2 composite coating for protection of steel
Berrin Duran and Eda Şimşek
*2795 A comparative analysis of the corrosion characteristics of electro-galvanized steel coated with epoxy zinc-free and zinc-rich coatings in 5% NaCl
Husnu Gerengi, Moses M. Solomon, Muhammed Maraslı and Beni B. Kohen
*2807 Corrosion behavior of HDA (hot-dip aluminized) carbon steel C45 half immersed in molten salts (NaCl, Na2SO4) isothermally at 973 K
Hawkar J. Muhammed, Daniel Koncz-Horváth and Tamás I. Török
*2828 Development of corrosion resistance of reinforcement steel bars with nano-silver coatings
Ilker Bekir Topçu, Arda Uzunomeroğlu, Suat Pat and Tayfun Uygunoğlu
*2841 Real-time monitoring of residual strength in corroding steel reinforcement using ultrasonic-guided waves and multi-physics modelling
Shanmukha Shetty, Sauvik Banerjee, Siddharth Tallur and Yogesh M. Desai
*2861 Investigation of the economic and sustainability aspects of cathodic protection method for corrosion prevention in marine structures
Selçuk Iz and Ozgür S. Köylüoğlu
*2871 Comparison of 3%-Cr steel and carbon steel corrosion behavior as well tubing materials in CO2–H2S environment
Yudha Pratesa, Vika Rizkia, Nuringtyas Rahwinarni and Johny Wahyuadi Soedarsono
*2885 Corrosion protection on texturized steel moulds for polymeric products by sol–gel anti-adherent coatings
José I. Lozano, José I. Amor and Marcos Borro
*2896 Corrosion risk assessment in a ship unloader
Prishnee Queensy Upiah and B. Yashwansingh
Prof. Gerengi, ön sözünde içerikle ilgili olarak aşağıdaki hususlara da değinmektedir:
“Özel Sayının açılış makalesinde Duran ve Şimşek, poli(N-vinil karbazol)-TiO2 kompozit kaplamalar (PNVC-TiO2) ile 304-SS’nin yüksek asidik korozif ortamda üstün korozyon korumasını gösterdi.
Ankraj elemanları ve ped kancaları modern binalarda giderek daha fazla kullanılıyor. Gerengi ve diğerleri, ikinci makalede çinko içermeyen ve çinko açısından zengin epoksi kaplamaların, Cam Elyaf Takviyeli Beton (GFRC) panellerde kullanılan elektro-galvanizli ped kancalarının korozyona karşı korunmasında etkili olduğu gösterilmiştir. Aynı doğrultuda Topçu ve beraberindeki diğer yazarlar da metalik kaplamaların beton yapıların dayanıklılığı üzerindeki etkisini incelediler. Yazarlar, termiyonik vakum arkı (TVA) sisteminin hasar oluşma süresini (ilk çatlak) uzattığını ve donatı yüzeyinde meydana gelen korozyon reaksiyonlarını azalttığını göstermişlerdir.
Muhammed ve beraberindeki yazarlar, erimiş tuz karışımına (1:3 oranında NaCl + Na2SO4) yarı daldırılmış, ağırlıkça %0,44 karbon içerikli alüminize karbon çeliği C45 numunelerinin üç farklı maruz kalma süresi boyunca 973 K’de korozyon davranışını araştırdı (8, 24, ve 72 saat). Yazarlar, Al, Fe ve C’nin dışarıya ve içeriye doğru difüzyonunun bir sonucu olarak çelik alt tabaka ile önceden oluşturulmuş intermetalik katmanlar arasındaki arayüzde oluşan yeni bir intermetalik katmanın (ortaya çıkan katman) varlığını ele aldılar.
Shetty ve beraberindeki diğer yazarlar korozyona uğrayan çeliğin mukavemet bozulmasını tahmin etmek için çoklu fizik modelleme ile ultrasonik kılavuzlu dalgaları kullanan, tahribatsız bir yapısal sağlık izleme (SHM) yaklaşımı sundu. Grup hızını ve bükülme dalgası modlarının genliğini güç azalmasıyla ilişkilendirmek amacıyla yönlendirilmiş dalgaları harekete geçirmek ve algılamak için yüzeye bağlı piezoelektrik levha dönüştürücüleri (PWT’ler) kullandılar. Yazarlar, yapısal performans ve mukavemete dayalı hizmet ömrü tahminindeki mevcut bozulma durumuna dikkat çekti.
İz ve Köylüoğlu, galvanik katodik koruma yönteminin deniz yapılarının kullanım ömrü boyunca sağladığı korozyon önlemenin ekonomik değere katkısını değerlendirdi. Bu kapsamda, sürdürülebilirlik konusu da ele alındı.
Pratesa ve beraberindeki diğer yazarlar korozyonu azaltmak için CO2–H2S ortamında karbon çeliği ve ağırlıkça %3-Cr çeliği üzerinde karşılaştırmalı bir çalışma yürüttüler.
Lozano ve diğer yazarlar yapışmayan kaplamalar için hibrit sol-jel teknolojisini araştırdılar. Çinko, titanyum, zirkonyum, florosilan ve organosilikonlarla katkılı silikadan oluşan hibrit kalıptan çıkarıcı sol-jel kaplamalar sentezlendi. Çelik yüzey üzerindeki ultra ince kaplamalar (∼0,15 mm film kalınlığı) mikro dokulu kalıpların korunması için uygundur.
Özel Sayı, Upiah ve Surnam’ın Port Louis, Mauritius limanındaki gemi boşaltıcısının korozyon risk değerlendirmesine ilişkin makalesiyle sona erdi. Yazarlar, diğer benzer yapıların yanı sıra gemi boşaltıcısının bakım maliyetini ve korozyon maliyetini azaltmak için bazı uygun çözümler önerdiler.”
Prof. Gerengi ön sözünü; sektörün sorunlarına çözüm arayan benzer çalışmaların artarak devam etmesini dileği ve tüm yazarlar ile ilgililere teşekkür ederek sonlandırmaktadır.