H. Yener Gür’eş
Türk Yapısal Çelik Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS)
Başkan Yardımcısı
O tarihe kadar Türkiye’nin temsil edilmediği Avrupa Yapısal Çelik Birliğinin (European Convention for Constructional Steelwork/ECCS) daveti üzerine İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Tevfik Seno Arda, 1988 yılından itibaren ECCS toplantılarına, sektörü temsilen katılmaya başladı.
Normal olarak ülkeler ECCS’te Milli Dernek Üyeler (NAM) tarafından temsil edilmektedir. Bu nedenle, Türkiye’de çalışmalara başlamış olan akademisyenler ve sanayiciler ülkemizdeki dernek kurma faaliyetleri hızlandırıldılar, 1989 yılında başlayan kuruluş çalışmaları 1992 yılında sona erdi ve Prof. Dr. Tevfik Seno Arda başkanlığında Yapısal Çelik Derneği kuruldu. Bu vesileyle aşağıdaki kurucularımızı şükranla ve ebediyete intikal edenleri rahmetle anıyoruz.
- Tevfik Seno Arda, T.C., İnşaat Yüksek Mühendisi (Vefat: 31.01.2004)
- Ömer Selçuk Özdil, T.C., Makina Yüksek Mühendisi
- Ömer Cabağ Cankat, T.C., İnşaat Mühendisi, (Vefat: 02.12.2018)
- Levent Can, T.C., İnşaat Yüksek Mühendisi
- Yaşar Marulyalı, T.C., Mimar Yüksek Mühendis
- İbrahim Tanju Sunbay, T.C., Mühendis
- Şükrü Danış, T.C., Makina Yüksek Mühendisi
- Necdet Mahinur Düvenci, T.C., İnşaat Mühendisi
- Selami Gürel, T.C., Makina Yüksek Mühendisi
- Ahmet Zeki Diker, T.C., Mimar
- Coşkun Evrensel, T.C., Makina Yüksek Mühendisi
- Hüseyin Melih Erdemir, T.C., İnşaat Yüksek Mühendisi
Kurucular arasında ismi yer almasa da derneğin kuruluşunda emeği geçen hocalarımızdan, Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, Prof. Dr. Erdoğan Uzgider, Prof. Dr. Gülay Altay, Prof. Dr. Cavidan Yorgun, Prof. Dr. Güliz Bayramoğlu’na teşekkürlerimizi sunuyor, 10 Ocak 2001’de 68 yaşında toprağa verdiğimiz Prof. Dr. Yalman Odabaşı’yı da minnetle ve rahmetle anıyoruz.
Derneğin kuruluşu; İstanbul'da Kadıköy Kaymakamlığı Dernekler Masası tarafından 34-57/106 kod numarası ile kaydedildi. Dernek Kuruluş Bildirimi belgesinde belirtilen kuruluş tarihi olan 20 Temmuz 1992 Türk Yapısal Çelik Derneğinin kuruluş tarihi olarak kabul edildi.
Ülke sathında yapısal çelik ve çelik yapı sektörünün oluşumuna önderlik yapmış olan Yapısal Çelik Derneğinin unvanının başına “Türk” kelimesinin gelmesi 2908 sayılı Dernekler Kanunu’nun 65’inci maddesine göre 26.02.2001 tarih ve 2001/2122 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile onandı ve derneğimizin unvanının Türk Yapısal Çelik Derneği olması kararlaştırıldı.
Yukarıda açıklanan süreç nedeniyle 2022 yılı Türk Yapısal Çelik Derneği’nin 30. Yılı olarak kabul edilmiştir.
Geçen 30 yılda dernek başkanlarımız aşağıda olduğu gibidir.
Prof. Dr. Tevfik Seno Arda, kuruluş safhasından 15 Aralık 2000 tarihinde Ankara Hilton Oteli’ndeki bölge toplantısında geçirdiği ciddi rahatsızlığa kadar başkanlık yapmıştır. Bu süre içinde her yıl ECCS toplantılarına katılmış ve 1999-2000 yıllarında ECCS Başkanlığı görevini yürütmüş, İstanbul’da yapılan ECCS Genel Kurulu ile eş zamanlı olarak “Steel Structures of the 2000s” uluslararası konferansı düzenlenmiştir.
Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, 2001 yılı başlarında görevi devralmış ve 12 Şubat 2016 tarihine kadar 15 yıl dernek başkanlığını yürütmüştür. Bu süre içinde; 2003 Bingöl Depremi sonrasındaki girişimleri sonucunda ECCS ile koordineli olarak 2005-2006 yıllarında İzmit’te Tevfik Seno Arda Lisesi binası bağışlarla yapılmış ve MEB’e teslim edilmiş 2009-2010 ve 2014-2015 yıllarında iki kez ECCS Başkanlığı yapmış, uluslararası etkinlikler kapsamında İstanbul’da “Steel Structures 2010: Culture & Sustainability” Uluslararası Sempozyumu, “Steel Road Summit 2011” Uluslararası Zirvesi ve “Steel Bridges 2015: Innovation & New Challenges” 8. Uluslararası Sempozyumu düzenlemiştir. ECCS tarafından Prof. Yardımcı’ya 18.09.2015’te Gümüş Onur Madalyası 16.04.2019’da da Charles Massonnet Bilim İnsanı Ödülü verilmiştir.
H. Yener Gür’eş, 12 Şubat 2016 tarihinde aldığı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir. 2012-2018 yılları arasında Tanıtım İcra Kurulu (PMB) Başkanlığı ve 2018-2019 yılları arasında ECCS Başkanlığı yapmış, halen ikinci tur ECCS Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir. Bu dönemdeki uluslararası etkinlikler kapsamında, 2019 yılında “Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2019)” Uluslararası Sempozyumu yapılmış, 2022 yılında ise “2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2022) (25-26 Mayıs 2022)” ile “10th International Symposium on Steel Bridges for a Green Planet (21-22 Eylül 2022)” gerçekleştirilecektir.
Geçen 30 yıl içinde Derneğin gerçekleştirdikleri, yaşananlar ve gelişim aşamaları yıl içinde yayımlanacak olan “TUCSA’nın 30 Yılı” kitabında yer alacaktır.
OLAĞANÜSTÜ MALİ GENEL KURUL YAPILDI
Ülke ekonomisinde meydana gelen değişiklikler sonucunda Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) Yönetim Kurulunun önerisi üzerine, üye aidatlarını gözden geçirmek, 2022 bütçesini revize etmek ve İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğünün 17 Nisan 2020 tarihli yazısı uyarınca gerekli tüzük değişikliklerini yapmak üzere planlanan Olağanüstü Mali Genel Kurul 16 Şubat 2022 tarihinde gerçekleştirildi.
Web sitemizde yayımlanan (https://tucsa.org/tr/haber_detay.aspx?haber=1119) haberin ekinde paylaşılan “TUCSA Olağanüstü Genel Kurul Tutanağı”nda da alındığı belirtilen kararlar ve Dernek Tüzüğü’nde ve İç Yönetmelik’te (https://tucsa.org/download/yonetmelik_prosedur/YN-ID-01_Ic_Yonetmelik_2022.pdf) yapılan değişikliklere ilişkin öne çıkan hususları şu üç maddede özetlemek mümkün;
- Bu yıl için ciro gruplamasında bir değişiklik yapılmamış,
- Tüzel kişi aidatlarına %40 mertebesinde artış ve düzenleme yapılmış,
- İstanbul Valiliği İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğünün belirttiği hususlar paralelinde özel kişi (bireysel) üyeler ile ilgili düzenleme ve diğer değişiklikler gerçekleştirilmiştir.
Dernekler Yönetmeliği’ne 21 Ekim 2021’de eklenen aşağıdaki ilave 15/A maddesinin ileride nasıl uygulanabileceğini görmek amacıyla, salonda gerçekleştirilen Genel Kurulun, üyeler tarafından internet üzerinden de izlemesine olanak sağlandı ve bu deneme başarıyla sonuçlandı.
Ek madde aşağıda bilgilerinize sunulmuştur:
Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Toplantılarının Elektronik Ortamda Yapılması
Madde 15/A – (Ek:RG-21/10/2021-31635)
Dernekler Kanunu’nun ek 2’nci maddesi uyarınca dernekler genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarını elektronik ortamda da yapabilirler.
Dernekler elektronik ortamda yapılacak genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarını İçişleri Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından uygun görülüp onaylanan elektronik sistemler üzerinden yapabilirler. Söz konusu sistemlere işlenecek veriler, 24/3/2016 tarihli ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun ilgili hükümlerine uygun olarak işlenir ve muhafaza edilir.
Genel kurul yapılmasına ilişkin alınan yönetim kurulu kararında ve genel kurul ilanında genel kurulun hangi yöntemle yapılacağı belirtilir. Elektronik ortamda alınacak yönetim kurulu kararları fiziksel ortamda tutulan yönetim kurulu karar defterinden ayrı olarak tarih ve sıra sayısı ile elektronik ortamda saklanır.
Dernekler Kanunu’nda, Türk Medeni Kanunu’nda, bu Yönetmelikte ve derneklerin kendi tüzüklerinde yer alan genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının fiziki ortamda gerçekleştirilmesine yönelik bütün usul ve esaslar elektronik ortamda yapılan toplantılar için de geçerlidir. Elektronik ortamda gerçekleştirilen toplantılara ilişkin her türlü bilgi belge ve kayıt dernek tarafından muhafaza edilir.
Elektronik ortamda yapılacak dernek genel kurul veya yönetim kurulu toplantılarına katılacak üyeler sisteme, güvenli elektronik imza veya iki faktörlü kimlik doğrulama sistemi kullanarak giriş yaparlar. Kullanılacak elektronik sistemlerin fiziki ortamda yapılan toplantılardaki divan oluşturma, oylama söz alma, önerge verebilme ve benzeri tüm işlemlerin elektronik ortamda da yapılabilmesini sağlayan tasarım, yedekleme ve mevzuata uygun arşivleme kapasitesine; yetkisiz erişimlere ve saldırılara karşı gerekli ağ ve sistem güvenliğine sahip olması gerekmektedir.
Fiziki ortamda gerçekleştirilen toplantıların mevzuata aykırı yapılması durumunda uygulanan yaptırımlar elektronik ortamda yapılan toplantılar için de geçerlidir.
CASP 2022
Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) tarafından Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) ile koordineli olarak düzenlenen “International Symposium on Corrosion and Surface Protection for Steel (CASP 2019)” uluslararası sempozyumunun ilk bölümü 22-23 Mayıs 2019 tarihlerinde LaresPark Hotel’de Sveti Stefan Kilisesi (Demir Kilise) restorasyonunu yerinde incelemek üzere yapılan teknik gezi kapsamındaki ikinci bölüm ise 24 Mayıs 2019 tarihinde gerçekleştirildi.
Başarıyla tamamlanan CASP 2019 sempozyumunu takiben bu uluslararası konferansın iki yılda bir düzenlenmesi kararlaştırıldı. CASP serisinin ikincisi olan
2. Çelik İçin Korozyon ve Yüzey Koruma Uluslararası Konferans ve Sergisi’nin (2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel) önce 27-29 Mayıs 2021’de İstanbul’da Swiss Otel’de yapılması planlandı. Ancak Covid-19 küresel salgını nedeniyle konferans 2022 yılına ertelendi. Aralık 2021’de yapılan değerlendirme sonucunda ise, Covid-19’un varyantı olan Omicron virüsünün bulaşıcılığı göz önüne alınarak CASP 2022’nin online olarak 25-26 Mayıs 2022 tarihlerinde yapılmasına karar verildi, CASP 2022’nin 2. Duyurusu (
https://tucsa.org/images/haber/1109/1109_2_3_322022132537.pdf) yayımlandı ve bildiri hazırlıkları takvimi aşağıdaki şekilde revize edildi:
22 Mart 2022 Bildiri özeti teslimi için son tarih
04 Nisan 2022 Bildiri Özetinin Kabulüne ilişkin bildirim
25 Nisan 2022 Bildirinin teslimi için son tarih
11 Mayıs 2022 Bildirinin nihai kabulü
Çelik sektörü için yaşamsal önemi haiz
korozyonun bilimsel ve mühendislik açısından bütün yönleri ve çelik ile diğer malzemelerin korozyondan korunması konuları CASP 2022 kapsamında ele alınmaktadır. Düzenlenen konferans ve sergi katılımcılara şu yararları sağlamaktadır:
1. Araştırmacılar ve Sunum Yapanlar İçin. CASP 2022 sektörün gelişimine yönelik olarak akademik araştırmaların endüstriyel yaratıcılıkların ve sanayideki heyecan verici gelişmelerin paylaşılması için mükemmel bir platformdur. CASP 2022 web sitesinde belirtilen konular (https://caspconferences.com/index.html#mainTopics) kapsamında araştırma ve uygulamalara yönelik sunum yapabilecekler için en son
Bildiri Özeti gönderme tarihi 22 Mart 2022’dir. Bildiriler TUCSA tarafından hazırlanacak
CASP 2022 Proceedings e-dokümanında herkese açık (open axess) şekilde yer alacak, ayrıca seçilen bildiriler aşağıdaki uluslararası hakemli dergilerde de yayımlanacaktır.
2. Dinleyiciler İçin. Dinleyicilerin, (https://caspconferences.com/index.html#register) linkten ücretsiz kayıt yaptırabileceği konferans ve sergide;
a. Sunulacak konular. Ülkemizde önemi yeterince bilinmeyen korozyon ve yüzey koruma alanında çok sayıda bildiri sunulacaktır.
b. Network oluşturulması. Beklenen katılım ile profesyonel ortamı ve atmosferi göz önüne alındığında Konferans; bilim insanları, akademisyenler, öğrenciler, araştırma kurumları ve sanayi temsilcileri için fevkalade etkin bir network olanağı sunmaktadır.
3. Ürün ve Hizmet Tanıtacaklar İçin. Sergi, son iki yıldır 21. ve 22. Yapısal Çelik Günlerinde yaptığımız gibi ve oradan edindiğimiz deneyimle CASP 2022 web sitesinde sanal ortamda gerçekleştirilecektir. Sponsorlar e-serginin avantajlarından yalnız konferans günlerinde değil, aynı zamanda sözleşme tarihinden itibaren konferansın bitimine kadar aşağıdaki hizmetleri alarak yararlanabilmektedir.
a. Sponsor tarafından temin edilecek tanıtım videoları katalog ve broşürler e-sergiye yüklenebilmektedir.
b. Potansiyel müşteriler, ayrıntılı bilgi veya teklif istemek için dolduracakları e-formlar veya internet ortamında yapılacak toplantılar vasıtasıyla sponsor ile temas kurabilmektedir.
c. Potansiyel müşteriler sponsor ile internet (zoom) toplantısı yapmak üzere randevu isteyebilirler. Söz konusu randevu süreci ve toplantı web yöneticisi tarafından organize edilmektedir.
d. Sponsorluk koşulları, web sayfasında açıklanmıştır. (
https://caspconferences.com/docs/CASPSponsorship.pdf)Korozyon ve yüzey korumayla ilgili tüm akademisyen, kamu ve özel sektör yetkilileri ve uzmanları 2. Uluslararası Çelik İçin Korozyon ve Yüzey Koruma Konferans ve Sergisi (CASP 2022) etkinliğimize davetlidir.
Ayrıntılı bilgiye
http://www.caspconferences.com web sitesinden ulaşılabilir.
ÇÖKEN ÇATILAR
Karlı günlerin ardından çöken çatılar yine gündeme geldi. Çelik yapılarda en çok çökme olayı kolon ve kirişlerden oluşan taşıyıcı sistemde değil, çatılarda görülüyor. Tarih sırasına göre birkaç örnek paylaşmak istiyorum burada:
- 14 Şubat 2004’de Moskova’da Transvaal-Park su eğlence merkezinin cam çatısı içeride 400 kişi varken çökmüş, facia 28 kişinin ölümü ve 110 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanmıştı. Yapılan inceleme sonucunda hatanın Türk inşaat firmasından değil tasarım hatasından kaynaklandığı belirlendi.
- 23 Şubat 2006’da Moskova’da bir marketin çatısının çökmesi sonucu en az 56 kişi hayatını kaybetti, 32 kişi de yaralandı. Çöken çatının altında yaklaşık 10 kişinin daha bulunduğu belirtildi.
- 21 Eylül 2006’da Antalya’da yaklaşık 3 saat süren etkili yağış ve fırtına nedeniyle bir alışveriş merkezinin uzay çatısı parapetlerin içinin su dolması sonucunda çöktü. 1 çocuk hayatını kaybetti 11 kişi de yaralandı.
- 28 Temmuz 2013’de Isparta Gökkubbe Ulusal Fuar ve Kongre Merkezi’nin 200 tonluk üst çatısı çöktü. İçinde kimse olmadığından kazada can kaybı olmadı, 2 iş makinası zarar gördü.
- 18 Aralık 2018’de Moskova'nın Nijniy Novgorod bölgesine bağlı Dzerjinsk kasabasında ağaç ve metal profil üretimi yapan bir fabrikanın deposunun çatısı çöktü. Hastaneye kaldırılan işçilerden 3'ü hayatını kaybetti. İşçilerden 2'sinin ise hastanede tedavilerinin devam ettiği ve durumlarının ağır olduğu öğrenildi.
- 2 Şubat 2020’de Rusya’nın St. Petersburg şehrinde dev stadyumun çatısı çöktü bir işçi hayatını kaybetti.
- 30 Kasım 2021’de şiddetli rüzgâr nedeniyle Zonguldak’ın Devrek ilçesindeki şehirlerarası terminal binasının çatısı çöktü.
- 24 Ocak 2022’de İstanbul Havalimanı’nda Turkish Cargo’ya hizmet sunan tesisin çatısı yoğun kar nedeniyle çöktü. Can kaybı olmadı.
- 26 Ocak 2022’de Amasya’nın Taşova ilçesinde yoğun kar yağışı nedeniyle biriken kar sonucunda Taşova Otogarı’nın çatısı çöktü, can kaybı olmadı.
- 3 Şubat 2022’de Isparta’da Davraz mahallesindeki Yeni Çarşamba Pazar Yeri’nin çatısı kardan dolayı çöktü, park yerindeki araçlar zarar gördü.
Çoğunluğu ocak ve şubat aylarında çöken bütün bu çatılar; çelik olduğu için değil, yanlış tasarım ve mühendislik, yanlış malzeme seçimi, yanlış imalat ve montaj, yapım safhasında denetimsizlik ile sonradan periyodik kontrollerin ve bakımların yapılmaması gibi nedenlerden dolayı çöküyor. Tabii buna bir faktörü daha eklemek gerekir: Küresel ısınma. İklim değişiklikleri sonucunda rüzgâr, yağmur ve kar gibi yüklerin değişiyor olması, artan sel ve çığ felaketleri, çökmeler tsunaminin örneklerinin ülkemizde de görülmeye başlanmış olması, yakın bir gelecekte mevcut standartlardaki yüklerin güncelliğini ve yeterliliğini kaybedeceğini gösteriyor. Daha önceki sayılarımızda da değindiğimiz gibi, bu konu üzerinde akademik çalışmalar yapılmasına ve standartların, 5, 10 yıl sonraki değişiklikleri ön görecek şekilde gözden geçirilmesine ihtiyaç olduğunu değerlendiriyoruz.
Çatılarla ilgili diğer bir sorun ise çatıların birçok binada basit görülüp mühendislik hizmeti almadan ve çıkma kalıp tahtaları gibi elde kalan malzemeyle yapılabiliyor olması. Çatıyı çok önemsiyoruz.
Bir dönem ÇATIDER ile de bu konuları değerlendirdik. Büyük yapıların çatılarında, geniş açıklıkların daha kolay geçilmesine olanak sağladığı için ve aydınlık olsun diye genellikle çelik kullanılıyor. Dünyanın her yerinde, çelik-cam kombinasyonu mimaride çok benimsenen bir uygulama. 1999 depreminde Ford fabrikasında hemen hemen bütün kolonlar kırılmış veya çatlamıştı. Eğer çatı çökseydi altında milyar dolarlık tezgahlar mahvolacaktı. Ama kırılan veya çatlayan kolonları çelik çatının tuttuğu bilgisini aldık. Dolayısıyla çelik yapıların böyle bir avantajı da var.
Deprem riski dolayısıyla yapıların ve özelikle çatıların olabildiğince hafifletilmesi gerektiğine ancak çatı taşıyıcı sisteminin hafife alınmaması gerektiğine inanıyoruz. Bunun için metal taşıyıcı sistemlerin avantajlarından daha fazla yararlanılmalı, soğuk şekil verilmiş galvanizli çelik profillerden veya açık (HE, IPE, UPE veya köşebent gibi) ve kapalı (kutu profil, boru gibi) profillerden yapılmış çelik taşıyıcılı çatıların mühendislik, imalat ve montajı ciddiye alınmalı, yapısal güvenliği ve mimari açıdan presizyonu sağlanmalıdır.
Bir de çatı yüksekliklerindeki sınırlamalara değinmek istiyorum. Çatı yükseklikleri sabitlendiği zaman, geniş taban alanına sahip çatılarda eğimler azalabilmekte, kar yüküne karşı daha hassas hale gelebilmektedir. Bu konuda da optimizasyon sağlanmalıdır. Ayrıca çatı eğimleri ayarlanırken, kuzeye bakan yüzeylerin daha fazla eğimli, güneye bakan yüzeylerin daha az eğimli olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu farklı eğim modelleri güneş panelleri döşenen çatılarda avantaj sağlayabilir.
Bir de çatı yüksekliklerinin ve eğimlerinin, çatı aralarını kullanışsız veya depo olarak kullanılan çatı boşlukları bırakmak yerine yaşam alanları haline dönüştürülecek şekilde planlanması, bir yandan iskân sorununa çözüm olurken, diğer taraftan tasarruf sağlayacaktır.
Buraya kadar çatılardan söz ettik, çelik ve alüminyumun cephelerde kullanımı da aynı derecede önemli bir konu. Cephe mühendisliği, yapı mühendisliğinin, çelik konstrüksiyonun bir parçası ama yapısal yangın güvenliği konuları ile de ilişkilendirilmesi gereken cephe mühendisliği özel önem gösterilmesi gereken bir konu.
ENERJİ SORUNU VE YENİLENEBİLİR ENERJİ
Eskilerin deyişiyle “Bir musibet bin nasihatten evladır” sözünü yaşıyoruz son aylarda. Enerji konusunda yurt dışına bağımlıyız. Şu veya bu nedenle İran’dan gelen doğalgazın kısıntıya uğraması, birçok yerde sanayiimizin üç gün aksamasına ve dolayısıyla ciddi bir millî gelir kaybına sebep oldu. Bu tatbikattan esinlenerek şunu düşünmeye başladık: Enerji veya enerji hammaddesi aldığımız ülkelerden biri Türkiye’ye savaş ilan etmek yerine doğalgazını, enerjisini keserse ne olur? Bu da bize, hammaddesine para ödemediğimiz, en azından binlerce yıl daha tükenme riski olmayan, bizi enerji konusunda dışa bağımlılıktan kurtaracak yenilenebilir enerjinin ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha anımsattı. Üstüne üstlük yenilenebilir enerji sera gazı salımının azaltılması ve Avrupa Yeşil Mutabakatının 2030 ve 2050 hedeflerine ulaşma açısından da bir zorunluluk.
Bizim kadar güneş görmeyen, rüzgâr almayan Almanya’daki gelişmelere göz atalım:
Sera gazı salımı. Almanya’nın 2050 İklim Eylem Planı’nda millî iklim değişikliği stratejisi sera gazı salımının azaltılması konusunda şu hedefleri öngörmektedir: 2020’ye kadar %50 2030’a kadar %65, 2040’a kadar %80, 2050’ye kadar %80-95 azaltım.
Enerji üretiminde yenilenebilir enerji oranı. Alman hükümeti toplam enerji üretiminde; rüzgâr, güneş, hidro, biyoyakıt ve atıktan elde edilen yenilenebilir enerji oranını 2000 yılında ulusal toplamda %6,3'ten, 2009 yılında %16,1'e yükselmiştir.
1997 yılında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Üretimi Talimatı'nın onaylanmasından bu yana, Almanya ile Avrupa Birliği'nin diğer ülkeleri, 2010 yılına kadar %12 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşmaya çalıştılar. Almanya, bu hedefi 2007 yılının başlarında elektrik tüketiminde yenilenebilir enerjinin oranı %14'e ulaştığında aşmış oldu.
Alman hükümeti toplam enerji üretiminde yenilenebilir enerji oranını; 2030’a kadar %50, 2040’a kadar %65, 2050’ye kadar %80 oranına getirmeyi planlamaktadır.
Almanya enerji politikası. 11 Mart 2011 tarihindeki Fukuşima nükleer santralındaki büyük kazadan hemen sonra Almanya nükleer enerjiden çıkış kararı aldı ve ülkedeki tüm nükleer güç santrallerini 2022 sonuna kadar kapatmayı planladı.
Dönüşümün nasıl gerçekleştirileceğine dair ayrıntılar Alman hükümetinin 2011 yılında kabul ettiği Enerji Dönüşümü (Energiewende) planında yer almaktadır. Bu kapsamda kömürden enerji elde edilmesini de 2038’e kadar kademeli olarak sıfırlaması hedefleniyor. Özellikle ısınma ve ulaşımda doğalgaz fazlaca kullanılmakta olup kullanılan doğalgazın %93’ü ithal edilmektedir. Bu nedenle doğalgaz (LNG) ithalatı Alman hükümeti için en önemli endişe kaynaklarından biridir.
Enerji verimliliği. Almanya ulusal elektrik tüketimini, 2050'ye kadar 2008 seviyesine oranla %50 azaltmayı hedeflemektedir.
Almanya’daki enerji kaynaklarının kullanımının 1990 ile 2020 rakamları aşağıda paylaşılmıştır.
Kaynak:
https://www.iea.org ve
https://www.irena.org
Türkiye’de de son yıllarda rüzgâr enerji santralleri (RES) ve güneş enerjisinden yararlanma oranlarında memnuniyet verici bir artış olmakla birlikte, Türkiye’nin de 2050 yılına kadar enerji geçiş planında yenilenebilir enerjiye geçişi Almanya’dan dahi daha hızlı yapacak şekilde planlama yapmasının şart olduğuna inanıyoruz.
Bu kapsamda, Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneğinin (
https://yenader.org) aşağıdaki manifestosuna da katıldığımızı belirtmek isteriz.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması ve geliştirilmesine katkı sağlamak,
- Enerji verimliliği hakkında bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirmek,
- Doğal çevrenin korunması, yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli, yaygın kullanımı ve ülke ekonomisine katkısı konusunda kamuoyu oluşturmak.
Güneş enerjisi ile ilgili olarak şu hususu tekrar vurgulamak istiyoruz: Ekili alanlara güneş enerji panelleri döşeyeceğimize neden sanayi tesislerinin çatılarını kullanmıyoruz. Burada sanayicilerimize fikir vermesi açısından birkaç noktaya temas etmek istiyorum:
- 2019 verilerine göre bina alanları şu şekilde verilmektedir: Konutlar 2,4 milyar m2, Sanayi kamu ve ticari binalar 416 milyon m2, eğitim otel sağlık AVM vb. binalar 87 milyon m2’dir.
- Bu durumda fabrika, depo vb. sanayi tesislerinin bugün için 400 milyon m2 olduğunu ve bunun 1/2’sinin güneş enerji panelleriyle kaplanabileceğini kabul edersek güneş enerji paneli kaplanabilecek alan yaklaşık 200 milyon m2 olarak tahmin edilebilir.
- Gelişen teknoloji göz önüne alındığında bugün için yaklaşık 7.500 m2’ye döşenmiş güneş panelleriyle 1 MW kurulu güç elde edilebildiğini kabul edersek, 200 milyon m2’ye 30.000 MW kurulu güç tesis edilebileceği değerlendirilir.
- Tesisin kurulduğu yere bağlı olarak elde edilecek elektrik enerjisi değişkenlik arz etmekle beraber Türkiye için ortalama olarak 1 MW kurulu güçten 1.400.000 KWh elde edilirse, hesapladığımız sanayi tesisleri toplam çatısından da 42 milyon KWh enerji elde edilebilir.
- Bunun sonucu olarak, sanayiciler ihtiyaç duydukları enerjinin önemli bir bölümünü kendi çatılarına kurdukları güneş enerji sistemlerinden karşılayabilecek, ekilebilir tarım arazilerinin önemli bir kısmı kurtarılacak, sera gazı salımının Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşması ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının getireceği yüklerden kurtulma olanağı sağlanmış olacaktır.
Devletin bu konudaki olumlu çalışmaları devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde, ürettiği enerjiyi kendi tesisinde kullanacak sanayiciler için %30 vergiden indirme avantajının getirilmesi beklenmektedir.
Çelik üreticilerinin önemli bir kısmı şu anda güneş enerji sistemlerini yatırım planlarına almış, hatta uygulamaktadırlar. Genelde bazı tesislerin çatılarının taşıma kapasitesinin yeterli olmadığı öğrenilmektedir. Mevcut tesislerin önemli bir kısmı için çelikle güçlendirmeler yapılmaktadır. Ancak yeni yapılacak sanayi tesisleri için; sonradan güneş panellerinin monte edilebilmesine olarak sağlamak üzere kar yükü dışında yaklaşık 25 kg/m2 panel yükünün zorunlu hale getirilmesinin incelenmesinde ve değerlendirilmesinde, çatı formlarının gözden geçirilmesinde, OSB’lerin yerleşim planları hazırlanırken güneş enerjisinden azami yararı sağlayacak yerleşimlerin göz önünde bulundurulmasında yarar olabilir.
Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından ilkbahar döneminde “Sanayi Tesislerimizde Yenilenebilir Enerji” konulu online panel yapılması düşünülmektedir.
Not: Yenilenebilir Enerji bölümünün hazırlanmasında Kaynak olarak Ecofys, İstanbul Aydın Üniversitesi ve İzoder 2018 ile SHURA hesaplamalarından yararlanılmıştır. Ayrıca, bu bölümün hazırlanmasında yardımcı olan GÜNDER (Uluslararası Güneş Enerji Topluluğu Türkiye Bölümü) Yönetim Kurulu Üyesi Sayın M. Nazım Yavuz ve PWC (Pricewaterhouse Coopers) Türkiye Direktörü Mehmet Özenbaş'a teşekkür ederim.
SEKTÖR DEĞERLENDİRMESİ
Sektörden
Çelik sektörü, Çin’in de etkisiyle dünyada talebin artması ve bazı ülkelerde üretimin azalması nedeniyle Türkiye ihracat konusunda rekordan rekora koşuyor. Bunun önde gelen bazı çelik üreticisi ülkelerin sera gazı salımını azaltmak için almakta oldukları önlemler ve yatırımlar tamamlandığında da devam etmesi en içten dileğimizdir.
Diğer taraftan, çelik yapıların tasarım ve mühendislik, imalat ve montaj ile taahhüt işlerini yapan firmalardan yurt dışına çalışan firmalarımız nispeten faaliyetlerini sürdürürken, yurt içine çalışan ve sınırlı kapasitesi olan firmalar beklenen düzeyde çalışamıyorlar, iş bulamıyorlar. Tabii bu koşullarda rekabet de acımasız fakat aynı zamanda kontrolsüz boyutlara ulaşabiliyor. Haksız rekabetin önlenmesi için Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından 2003 yılından beri yetkin firmalara TUCSAmark Yeterlilik Belgeleri verilmekte, ancak yatırımcılar bu ve benzeri belgelere yeterince itibar etmediklerinden yukarıda ÇÖKEN ÇATILAR başlığı altında verdiğimiz örnekler yaşanmaya devam ediyor. Yetkinlik ve denetim sorunu çözümlendiğinde bizim yapılarımız da güvenli hale gelecektir.
Ekonomik Göstergeler
Gerçi geçen aydan bu aya ekonomide çok şey değişti ama yine de geçen ay yayımladığımız değerlendirmeleri tekrarlamayacağız. Bu ay sadece enflasyon rakamlarını verip sonunda bir cümlemizi tekrarlayacağız.
TÜİK istatistiklerine göre, aralık ayında %36,08 olan 2021 yılı TÜFE değeri / yıllık enflasyon, ocak ayında %11,10 artış ile yıllık bazda %48,69'a yükseldi.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) aralık ayı enflasyon rakamlarını %82,81 oranında olduğunu duyurmuştu. ENAG'a göre, Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) ocak ayında %15,52 artış ile son 12 aylık artışı ise %114,87 olarak gerçekleşti.
Bu artışlar kapsamında en fazla artış elektrik ve yakıt ürünlerinde oldu. ENAG-özellikli ürün grubu enflasyon hesaplamasına göre, en fazla yükseliş görülen grup ise %73,82 ile Elektrik Yakıt ürün grubu.
Elektrik ve yakıttaki fiyat artışlarının en çok sanayii ve tarımı vurduğu bilinen bir gerçek. Çocukluğumda, dünya üzerinde kendi kendine yeterli olan sayılı ülkelerden biriydik. Tabii ki o günden bugüne köprünün altından çok sular geçti ülkemizdeki yerli ve bilhassa yabancı nüfus arttı, dünya üzerindeki dengeler ve mücadele yöntemleri değişti, Soğuk Savaş dönemi bitti yerine kriz yönetimi (bir bölgede kriz çıkarıp o bölgenin kontrolünü ele geçirme gibi) dönemi geldi, küresel ısınma ve virüs sorunları ortaya çıktı.
Koronavirüs
Virüs sorunları deyince şu rakamları da paylaşmak istiyorum:
- Bugüne kadar Covid-19 ve varyantları nedeniyle Türkiye’de resmi rakamlara göre 93 bin,
- Dünyada yaklaşık 6 milyon insan öldü.
- Birinci Dünya Savaşı’nda 17 milyon,
- İkinci Dünya Savaşı’nda 50 milyon,
- Hiroşima ve Nagazaki’de toplam 210.000 (Japon kaynaklarına göre 500.000),
- 1915-1916 Çanakkale Savaşlarında 200.000’in üzerinde insan öldü.
“Geçti, geçiyor” derken tüm dünyada Covid ölümleri artarak devam ediyor. Korkarım Koronavirüs Türkiye’de Çanakkale savaşlarında verdiğimiz şehit sayısını, Dünya’da da Birinci Dünya Savaşı kayıplarını yakalamaya çalışıyor. Bütün bunları niye söyledim? Ne kadar süreceği kestirilemeyen Koronavirüs ile yaşamaya alışmak ve bunu kabullenmek zorundayız ama bu onu yok saymak anlamına gelmemeli. Lütfen önlemlerimizi gevşetmeyelim, edinilen deneyimlerden de yararlanarak, bilinçli bir şekilde kendimizi ve çevremizdekileri korumaya devam edelim. Böylece virüs savaşlarının, ekonomi savaşlarının bir unsuru olmasına izin vermeyelim.
Bu ülke hepimizin
Daha önce de söylediğimiz gibi enflasyon ya da stagflasyondan kurtulmanın yolunun üretim olduğuna inanıyoruz. Eğer üretim olmazsa, sorunu inşaat ya da ticaret hatta para manüpilasyonları ile gidermek veya azaltmak mümkün ya da sürdürülebilir olmayabilir. Burada bizlere düşen, çelik sektörünün öncülüğünü yaptığı gibi yatırımların istihdamın ve ihracatın arttırılması için sektörümüze sahip çıkıp sen-ben ayırımına düşmeden, her şeyi devletten beklemeden, birlik ve dayanışma içinde ortak akılla kendi çözümlerimizi kendimizin üretmesi ve bu alanda devlet ile iş birliğinin daha da sıkılaştırılmasıdır. TUCSA bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazırdır.
2022’DE BUNLARI KAÇIRMAYIN
2021’de neler yaptığımızı geçen sayımızda özetlemiştik. Ayrıca ayrıntıları, TUCSA web sitesinde “TUCSA Olağanüstü Mali Genel Kurulu Gerçekleştirdi” haber sayfasındaki 2020-2021 Faaliyet Raporunda da bulabilirsiniz.
(
https://tucsa.org/tr/haber_detay.aspx?haber=1119)
Kongreler
CASP 2022. İlk gerçekleştireceğimiz uluslararası etkinlik ayrıntılarını yukarıda paylaştığımız ve 25-26 Mayıs 2022 tarihlerinde gerçekleştireceğimiz CASP 2022 (2nd International Conference and Exhibition on Corrosion and Surface Protection for Steel). Akademisyen ve sanayici olarak söyleyecek sözü olanlar, sektördeki yenilikleri takip etmek isteyenler, ilişki ağını (network) genişletmeyi ve tanıtım yapmayı arzu edenler için kaçırılmaması gereken bir organizasyon.
10th International Symposium on Steel Bridges for A Green Planet. Prof. Dr. Nesrin Yardımcı’nın TUCSA ve ECCS Başkanlığı sırasında 8. Uluslararası Çelik Köprü Sempozyumunu 2015 yılında Üçüncü Boğaz Köprüsü’nün inşaatıyla (2013-2016) eş zamanlı olarak İstanbul’da yapmıştık. Üyesi olduğumuz ECCS’in önerisi üzerine 10. Uluslararası Çelik Köprü Sempozyumunu da 21-22 Eylül 2022’de İstanbul’da gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Türkiye, üçü İstanbul Boğazı’nda, biri İzmit Körfezi’nde ve biri de Çanakkale Boğazı’nda olmak üzere 5 geniş açıklıklı asma köprüye ve yurt içinde de Kömürhan Köprüsü gibi birçok asma ve geniş açıklıklı çelik köprüye sahip. Bu demektir ki her ne kadar söz konusu geniş açıklıklı 5 köprünün yükleniciliğini kredi getiren yabancı firmalar yaptıysa da Türk mimar ve mühendisleri de dünya ölçeğinde fevkalade deneyime sahip olmuş, yerkürenin her yerinde benzeri dev köprüleri yapabileceklerini kanıtlamışlardır ve yapmaktadırlar.
Türkiye’nin bu olanağını ve yeteneğini dünyaya tanıtmak üzere Çelik Yapılar dergisinin 77. (Temmuz-Ağustos) sayısının Çanakkale Köprüsü'ne tahsis edilmesi veya Sempozyum sırasında dağıtılmak üzere ek bir özel sayı (Türkçe ve İngilizce) hazırlanması için ön çalışmalara başlanmıştır. Eğer kamu izin ve desteği alınabilirse derginin Yapı Merkezi ile koordineli olarak hazırlanması ve dünya üzerindeki tüm ticaret müsteşarlıklarımıza da gönderilmesi arzu edilmektedir.
23. Yapısal Çelik Günü. 30 Yıl vurgusu ile düzenlenecek
23. Yapısal Çelik Günü 23-24 Kasım 2022 tarihinde gerçekleştirilecek. Etkinliğin otelde mi online mı yapılacağına COVID-19 küresel salgının gelişmesine bağlı olarak daha sonra karar verilecektir.
Yarışmalar
Geçen sayımızda da paylaştığımız gibi, 2022 yılında üç yarışma planlanmıştır.
19. Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması (SteelPRO 2022). Türkiye’de öğrencilere yönelik en uzun soluklu yarışma olan SteelPRO 2022 yarışmasının şartnamesinin Mart 2022 ayı içinde yayımlanması planlanmaktadır. Bu yıl da tüm üniversitelerin 2021-2022 döneminde öğrencilikleri devam eden mimarlık ve inşaat mühendisliği öğrencilerine yönelik bilgilendirme ve eğitimi seminerleri planlanacaktır. Yarışmayla ilgili bilgilere http://www.steelpro.org, http://www.tucsa.org ve http://www.yacem.com.tr/gencel web sitelerinden ulaşılabilecektir. Geçen yıl uyguladığımız tanıtım, inşaat mühendisliği, yangın güvenliği, mimarlık seminerlerine benzer seminerlerin çevrimiçi olarak bu yıl da haziran ayında yapılması düşünülmektedir. Ayrıca Yarışmalar Komitesinin aşağıdaki tarihler üzerinde de çalışmaları devam etmektedir.
Soru Sorma Son Tarihi : 23 Eylül 2022, Cuma
Soruların Yanıtlanması : 30 Eylül 2022, Cuma
Kayıt İçin Son Başvuru Tarihi : 21 Ekim 2022, Cuma
Proje Son Teslim Tarihi : 02 Kasım 2022, Çarşamba
Ödül Töreni : 23/24 Kasım 2022,
Çarşamba / Perşembe
13. Ulusal Çelik Yapı Ödülleri 2022. 1997 yılından beri iki yılda bir çeşitli formlarda düzenlenmiş olan Ulusal Çelik Yapı Ödüllerinin 13’üncüsü 2022 yılında düzenlenecektir. Bu yıl üstyapı ve altyapı projeleri başvuruda bulunabilecektir.
ECCS European Steel Bridges Awards (ESBA) 2022. Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) tarafından 2008 yılından beri iki yılda bir düzenlenen Avrupa Çelik Köprü Ödülleri yarışması bu yıl bir kez daha düzenlenecektir. Yarışmaya katılacak projeler, TUCSA tarafından ECCS’e iletilecektir. Bu yıl başta 1915 Çanakkale Köprüsü olmak üzere tamamlanmış köprülerin yarışmaya katılması beklenmektedir. 10. Uluslararası Çelik Köprü Sempozyumu Türkiye’de yüz yüze yapıldığı takdirde, ESBA 2022 Yarışmasının Ödül Töreni de İstanbul’da yapılabilir.