TR|EN
Güncel
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
E-Bülten Aboneliği
Tevfik Seno Arda Lisesi
Yayınlar > Çelik Yapılar
Sayı: 74 - Ocak / Şubat 2022

Yapısal Çelik Günü


İNŞAATTA DİJİTALLEŞME İNŞAAT ve TESİS YÖNETİMİNİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN BİLGİ MODELLEMESİ VE YÖNETİMİ

22. Yapısal Çelik Gününde sektör paydaşları ile buluşan ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünden Dr. Aslı Akçamete Güngör, yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen verilere dayanarak inşaat sektöründe dijitalleşmeyi ele aldı.

Dr. Aslı Akçamete Güngör, gelecek yıllarda inşaat sektöründe yaşanacak değişim süreci ile ilgili şunları söyledi:

“Öncelikle bu güzel etkinlik için Türk Yapısal Çelik Derneğine ve daveti için Sayın Yener Gür’eş’e çok teşekkür ederim. İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapım Mühendisliği ve Yönetimi dalında öğretim üyesiyim. ODTÜ mezunuyum lisans ve yüksek lisansımı burada aldıktan sonra doktora çalışmalarım için ABD’deki Carnegie Mellon Üniversitesinde bulundum. Burada Yapı Bilgi Modellemesinin (BIM) tesis yönetiminde kullanımı üzerine çalışmalar yaptım ve bu alanda doktoramı aldıktan sonra bölümüme dönerek öğretim üyesi olarak çalışmaya başladım.

Sunumumda, inşaat yönetimi, kısaca tasarım ve tesis yönetimine değineceğim. Ayrıca kendi çalışmalarım ve bazı örnek çalışmaların yanı sıra BIM ve diğer teknolojileri birleştiren çalışmalardan örnekler de vermek istiyorum.

Bildiğiniz gibi inşaat sektörü en az dijitalleşen sektörler arasında. Birçok sektörün bir arada değerlendirildiği ‘McKinsey Global Institute Industry Digitization Index’ isimli bir çalışma var. Bu çalışma dijitalleşmenin 10 farklı boyutuna bakıyor. Bir sektörün dijitalleşmeye yaptığı yatırım ve süreçlere entegre olma yeteneğini inceleniyor. Değerlendirmelerde, medya, finans, üretim, imalat sektörleri üst sıralarda çıkarken inşaat sektörü en alt sıralarda yer alıyor. Burada görüyoruz ki bizim aslında almamız gereken çok yol var. Çünkü biz teknolojinin sunduğu imkânlardan tam anlamıyla faydalanamıyoruz. Süreçlerimizin verimsiz olduğu, üretimimizin diğer sektörlere göre ne kadar geride kaldığı daha önceki konuşmalarda dile getirildi. Fakat biz son yıllarda görüyoruz ki dijital dönüşümün eşiğindeyiz. Aslında ne kadar yavaş geliyor olsak da o kadar da uzak değiliz. Sektör dijitalleşmenin öneminin farkında ancak uygulamada bazı zorluklar yaşanıyor. Biraz da iş yapma şeklimiz, parçalı yapımız, farklı disiplinlerden oluşuyor olmamız, çok farklı bölgelerde çalışmamız gibi bazı zorluklarımız var. Bunları aşma konusunda biraz zorlanıyoruz ama dijitalleşmenin başka bir alternatifi yok. Bütün sektör raporları gösteriyor ki inşaat sektörünün dönüşüme mutlaka yetişmesi gerekiyor. Bunun için bizim topyekûn bir dijital dönüşüm sürecine girmemiz gerekiyor.

Dijital dönüşümün 4 temel yönü göze çarpıyor. Dijital veri öncelikle verimizi mümkün olduğunca dijitalleştirmek ya da sayısallaştırmak diyebiliriz buna. Bu çok önemli çünkü bizim birçok verimiz dijital bir şekilde kayda alınmıyor. Dijital erişim de önemli bir süreç. İnternete ve dâhili ağlara mobil erişimlerin sağlanması gerekiyor. Nesnelerin interneti veya 5G teknolojileri burada önemli olabiliyor. Bağlanabilirlik önceden ayrı olan faaliyetlerin birbirine bağlanması, yani peş peşe gelen, kopuk, verimsizliğe ve bilginin kaybına yol açan bazı faaliyetlerin senkronize edilme olanakları. Son olarak otomasyon da bizim erişmek istediğimiz bir seviye. Her ne kadar insana dayalı çok fazla iş yaptığımız için biraz daha zor görünse de kendi kendini organize eden hatta kendini yöneten yapılar yapma niyetindeyiz. Bunun için otomasyonu mümkün olduğunca inşaat süreçlerine dâhil etme çabası içerisindeyiz. Bu dönüşümü gerçekleştirirken de bazı dijital teknolojiler öne çıkıyor. Bunlar farklı şekillerde kategorize edilebilir.

ESCO 2021 ‘Digitalisation in the Construction Sector’ isimli Avrupa Birliği raporunda üç farklı kategori dikkat çekiyor. Bunlar; veri toplama, süreçlerin otomasyonu, dijital bilgi ve analiz. Veri toplama bizim için çok önemli. Sahadan özellikle inşaat süreci ve daha sonra tesis yönetimi sürecinde yapılarımızdan veri toplamamız gerekiyor. Bunun için farklı sensörler, lazer tarama araçları kullanılabilir. Hatta ben buraya dronelar ve robotları da ekliyorum. Bunlar da bence veri toplamak için çok iyi kaynaklar olabiliyor. Süreçlerin otomasyonu sayesinde yine bizim çok verimsiz olan bazı süreçlerimizi BIM’in de desteğiyle otomatize etme şansımız ortaya çıkıyor. Tasarımdan başlayarak inşaatta da denenen robotik hatta 3 boyutlu baskı çok gündemde. Son olarak dijital bilgi ve analiz konusunda BIM çok önemli. Verilerimizi dijital olarak anlamlandıracak şekilde gösterebilmemiz, kayıt altına alabilmemiz lazım. Bunu başardıktan sonra da birçok analiz yapma imkânına kavuşuyoruz. Yine burada VR/AR, yapay zekâ, büyük veri teknolojilerinin, biraz daha şeffaflık ve verimliliği artıracak şekilde blok zincirlerin kullanılması ve dijital ikiz konusu çok gündemde. Yapılarımızın ve dijital kopyalarının yapılıp burada bazı analizler sayesinde kararlarımızın desteklenmesi öncelikli bir konu.

Yine bazı strateji raporlarında daha önce bahsettiğim teknolojilerin farklı fazlarda ve seviyelerde kullanılabileceği öngörülüyor. Tasarımdan başlayarak inşaat ve yapının yönetimi süreçlerinde birçok farklı rapora bakabiliriz. Öncelikli olarak bu raporlarda elimizdeki teknolojiler ve bunlardan fayda elde edebileceğimiz farklı fazlar öngörülüyor. Avrupa Komisyonunun Avrupa İnşaat Sektörü Gözlemevi de hangi politik müdahalelere odaklanılması gerektiğini sormuş farklı ülkelere. Burada da en önemli teknoloji olarak BIM göze çarpıyor. Bize en fazla fayda sağlayabilecek ve sektörün desteklenmesi gereken teknoloji olarak Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) raporlanmış. Bunun dışında da az önce bahsettiğim diğer teknolojilerin hepsi yine önemli olarak farklı öncelik sıralarına göre araştırmada yer alıyor.

BİLGİNİN SAYISALLAŞTIRILMASI VE YÖNETİLMESİ

Öncelikli konu bilginin sayısallaştırılması ve yönetilmesi. Burada Yapı Bilgi Modellemesinin (BIM) dijital dönüşümün omurgası olarak dikkate alınması gerektiği tüm strateji belgelerinde geçiyor. Bazen bütün bu dönüşüm BIM’e indirgeniyor gibi eleştiriler de yapılıyor. Bunu da anlıyorum. Aslında çok farklı boyutları olan farklı teknolojilerin bir araya gelmesi gereken bir çalışma veya dönüşüm bu. Ama bizim öncelikli olarak veriyi dijitalleştirmemiz ve bunu da sakladıktan sonra bilgiye dönüştürmemiz anlamlandırmamız gerekiyor. BIM öyle bir imkân sağladı ki bize artık bilgisayarların da anlayabileceği şekilde yapımızla ilgili her türlü bilgiyi saklayabiliyoruz. Diğer teknolojilerin de buraya bağlanarak veriyi aktarması sonucunda bir projenin bütün değer zinciri boyunca önemli iyileştirme potansiyeline sahip olması söz konusu. Bu bağlantılar sayesinde BIM’i gerçek bir koordinasyon metodolojisi olarak görüp akışın bunun üzerinden yapılabileceğine yönelik bazı öngörüler ve çalışmalar var.

Bahsettiğim tüm teknolojiler farklı fazlarda. İsmi BIM olmasa bile herkesin erişebileceği bir dijital bir veri tabanı kullanılabilir. Buraya bağlandıktan sonra güncel ve geçmiş proje verileri karşımıza çıkacak. Bunun sonucunda bilgisayarların bize sunduğu imkânlardan faydalanarak acaba projeyi daha anlamlı bir şekilde değerlendirip bir insanın öngöremeyeceği çıkarımlar yapabilir miyiz kararlarımızı destekleyebilir miyiz soruları üzerine çalışıyoruz.

Bahsettiğim dijital teknolojilerin farklı uygulama alanları var. Farklı fazlarda ve şekillerde deneniyor. Ben de burada önemli gördüğüm bazı alanları seçtim. Konuşmamın kalan kısmında da bunlardan örnekler vermeye çalışacağım. Daha çok hesaplamalı tasarım ve bazı analizlerin önden yapılabilmesi için bilginin modellenmesi ve yönetilmesi üzerinde durmak istiyorum. İnşaat için ise tabii ki üretim bizim için çok önemli. Acaba üretimde bilgiyi kullanarak bazı şeyleri otomatize edebilir miyiz konusu modüler inşaatta konuşuldu. Ama bunun dışında sahanın takibi ve oradan gelecek bilgiler de çok önemli. Bunun için biz de bazı araştırmalar yapıyoruz. Dünya’da bu verinin toplanması ve yönetilmesi konusunda önemli çalışmalar da var. Bu bilginin toplanması ve elde edebileceğimiz kazançlarla ilgili bazı örnekler vereceğim. Tesis yönetimi bizim için Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) açısından çok önemli bir veri tabanı oluşturuyor. Bununla bağlantılı olarak varlıkların bilgilerinin toplanması, bakım onarım verimlilik, akıllı binaların desteklenmesi sürdürülebilirlik için olmazsa olmaz konular.

TASARIM
Hesaplı tasarım ya da algoritmik tasarımın konusunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada özellikle bizim artık tasarlama sürecinde zor, karmaşık yapılarımız var. Karmaşık organik şekillerle ilgili çok farklı şekillerde kesitler veya elemanlar üretmemiz gerekiyor. Bu yapısal bir eleman olmasa bile sadece kaplama elemanı da olabilir. Bunu dijital bir araç kullanmadan tasarlamak veya üretmek pek mümkün değil. Kompleks yapılar için zaman tasarrufu optimum yapı ve tasarım parçalarının elde edilmesi bu tarz algoritmik tasarımlarla mümkün oluyor. Bir de biz bir tasarımın tek bir çözümü olmadığını biliyoruz. Çok sayıda potansiyel çözüm var. Tasarımcılar genelde zamanın kısıtlı olması sebebiyle belli sayıda çözümü araştırıp inceleyebiliyorlar. Ama biz bu farklı tasarım tekniklerini bir araya getirdiğimizde, kriterlerimizi belirleyip farklı tasarım olasılıklarını, alternatiflerini inceleyip bunlar arasında bir bize uygun tasarımları bulabiliyoruz.

Bizim sürdürülebilirlik gibi bir kaygımız var. Yapı malzemelerini azaltmak veya çevreci olmak önemli. Bu tarz kriterler de konulabilir, söz konusu kriterler bilgisayara tanımlandığı takdirde analizlerimizde kullanabiliyoruz. Yapıyı dijital olarak kriterler doğrultusunda analiz etmek önemli. Mühendislerin artık BIM araçlarını olduğu gibi kullanmak yerine üzerine kendi kodlarını geliştirip belli başlı kriter kısıtları içerisinde profilleri, elemanları modülleri, kendisinin otomatik üretebildiği bazen donatı yerleştirebildiği çalışmaları da görüyoruz.

Benzer şekilde bir yerleşim tasarımı örneği Autodesk’in Toronto Ofisi’nde karşımıza çıkıyor. Buradaki amaç çalışanların üretkenliğini artırmak veya onların daha fazla iş birliği yapmasını sağlamak için ofis yerleşimin nasıl olması gerektiğini bulmak. Bunları dijital olarak bilgisayara tanıtabilirseniz çok farklı yerleşim planlarını denemek ve bir insanın yapamayacağı kadar çok alternatifi gözden geçirmek mümkün. Gün ışığı alımı, ses dağıtımı farklı çalışma şekillerinin desteklenmesi gibi boyutların BIM ve algoritmik tasarım araçlarının birlikte kullanılması sayesinde ele alınabileceğini, daha önce düşünmediğimiz tasarım alternatiflerine ulaşabileceğimizi görüyoruz.

Kodlara Uyumluluğun Kontrolü
Bir diğer önemli konu da bence kodlara uyumluluğun otomatik kontrolü. Hem devletlerin hem kurumların hem de araştırmacıların gerçekleştirdiği bazı çalışmalar var. Ülkemizde ve Dünya’nın büyük bir çoğunluğunda pek yaygın değil. Ancak bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Burada biz binalarımızın sayısallaştırılmış, dijitalleştirilmiş bir şekilde tasarımlarını yapıyoruz. Bina kodlarını ve uymamız gereken diğer imar kodlarını da sayısallaştırmamız gerekiyor. Eğer bunları sayısallaştırabilirsek biz otomatik olarak uyumluluğunu kontrol edebiliriz. Böylece hem zaman tasarrufu sağlayabiliriz hem de burada yapılan hatalar, farklı kişilerin farklı yorumladığı veya gözden kaçırdığı olumsuzluklar önlenebilir. Burada işleyiş şu an kural tabanlı ilerlerken ileride makina öğrenmesi gibi yönlere doğru gidilmesi de bekleniyor.

Enerji Analizi

Önemli konulardan biri de enerji analizi. Sürdürülebilirlik konumuz olduğu için bu konuya da kısaca değinmek isterim. Model tabanlı analizler oldukça kolaylaştı. BIM ile modellediğimizde veriyi rahat bir şekilde enerji analizi araçlarına iletebiliyoruz. Yaşam döngüsü maliyet analizi yapabiliyoruz. Ne kadar enerji tüketeceğimizi modelleyebiliyoruz. Burada farklı modelleme araçlarını yine farklı kodlamalar yaparak entegre etmek ve optimizasyon sağlamak mümkün. Bulut tabanlı sistemler burada göze çarpıyor. Verinin farklı sistemlere aktarılması, raporlanması ve incelenmesi için burada Leed sertifikası gibi sertifikalar alınırken bu tarz analizlerin yapılması işimizi kolaylaştırıyor. Yaptığımız çalışmalarda optimizasyonu da deniyoruz. Modele insan eliyle belli sayıda müdahale yapabilecekken bilgisayara bunu tanıtıp hangi tasarım parçaları değiştirilecekse onları belli bir aralıkta değiştirerek nasıl bir etki yaptığını deniyoruz. Böylece tasarım alternatif alanı sonucunu elde edebiliyoruz. Pencereleri nasıl değiştirirsek veya yapısal sistemi, dış cepheyi nasıl değiştirirsek enerji verimliliği elde edebiliriz sorularına yanıt arıyoruz. Bir tasarımcı örnek olarak 20 tane alternatif deneyebilirken biz burada yüzlerce alternatifi deneyip tasarımcıları destekliyoruz.

İNŞAAT
İnşaat aşamasına gelirsek burada tabii yapılacak şeyler çok çeşitli. Öncelikle eklemeli üretim veya 3 boyutlu baskı teknolojilerinden bahsedebiliriz. Burada kritik bir örnek var; ARUP’un kritik yapısal çelik elemanlar için tasarım yöntemi sayesinde tasarımcıların üreteceği parçaları veya yapısal elemanların şekillerini farklı modelleyebiliyor ve üretebiliyoruz. Eskiden farklı şekiller üretemiyorduk ama 3 boyutlu çıktılar denilen teknolojilerle farklı şekilleri de üretebilir hale geldik. Yapılan testlerde bu yapısal elemanların çok daha hafif olduğunu görebiliyoruz. Böylece aslında daha az malzeme kullanmış ve sürdürülebilirliği desteklemiş ayrıca binamızın taşıyacağı yükü de azaltmış oluyoruz.

Bu tip çalışmaların uçaklarda iç parçalarda çokça yapıldığını da görüyoruz. Yakıt tüketimini azaltmak için uçağı hafifletmek onlar açısından önemli. Üç boyutlu baskı teknolojileri çok gelişti. Biz sadece laboratuvarlarda görüyorduk, küçük baskı cihazları vardı. Farklı modüler parçacıklar yapılıyordu ve bunlar sahada birleştiriliyordu. Şimdi artık betonarme tarzı diyebileceğimiz çelik donatısı olmayan yapılar, büyük printerlar sahaya götürülerek inşa edilmeye başladı. Robotik kollar bu alanda önemli. Çok farklı parçaların birleştirildiği farklı yapılar deneniyor. Bunların yapısal analizi değerli. Şu an çok yüksek yapılar olmasa da farklı modüler parçaların birleştirilerek, BIM temelli bir yapı planının bu cihazlar tarafından basılması gelecekte sıkça göreceğimiz, işleri kolaylaştıracak teknolojilerden biri. Ülkemizde de hem araştırmacılar hem de belediyeler gibi kurumların böyle çalışmaları olduğunu biliyoruz.

Saha dışı imalat çokça konuşuldu ve bu konuda çok önemli uzmanlarımız var. Konu benim uzmanlık alanım değil ama saha dışı imalat konusunu takip ediyorum uzun bir süredir. Burada gördüğüm şey BIM gibi dijital bir modelin olması sayesinde birçok disiplinin ayrı ayrı yapacağı işin saha dışında bir fabrika ortamında birlikte yapılabilmesi. Hangi borunun nereden geçeceği, neye bağlanacağı o kadar net bir şekilde tasarlanmış ve koordinasyon sorunları o kadar net çözülmüş oluyor ki büyük bir fayda söz konusu. Bu çok büyük bir katma değer hem işçi sağlığı güvenliği açısından birçok riski azaltıyor hem de süre olarak büyük kazanımlar sağlanıyor. Tekrarlı işler için planlama ve süreçlerin hızlandırılması bakımından çok büyük getirileri var.

Diğer bir hızlandırma ve verimlilik sağlama yöntemi ise robotik kullanımlar. Bu biraz daha seyrek. Özellikle saha dışı imalat konusunda ABD’de çok sayıda büyük hastane ve otel gibi projeleri görüyoruz. Fast Brick isimli bir firma robotik teknolojisi ile duvar yapıyor. Burada hızın çok arttığını görüyoruz. Normalde bir işçi 300 ilâ 500 tuğlayı bir günde örerken saatte 1000 tuğla ören aletler var. Çok yakın gelecekte olmasa da ileride bu tarz ilerleyen işlerin otomasyonunun sağlanabileceğini öngörüyoruz. İnsansı robotlar da deneniyor. İnsandan daha ağır yükleri taşımak ve bu yükleri monte etme üzerine insansı robotlarla ilgili çalışmalar var.

BIM sayesinde kullandığımız 4 boyutlu ve 5 boyutlu modellemenin inşaat süreçlerinde kullanılması önemli bizim için. Bu süreçler her ne kadar geleneksel süreçlerden çok daha iyi olsa da tekrarlı bazı aşamalar içeriyor. Bunları da otomatize etmek mümkün. Biz de bu tarz çalışmalar yapıyoruz. Sektörde de öncü firmalar kendi süreçlerini hızlandırmaya çalışıyor. BIM’deki verilerin kullanılarak tasarımın desteklenmesi, iki birimin ayrı çalışması yerine birbirleriyle konuşarak veriden faydalanarak planlamanın yapılması mümkün. Benzer şekilde metraj alımı, maliyet tahmini için bazı sıkıntılar olabiliyor. Bunlar da modele müdahale edebileceğiniz kodlama yaklaşımı sonucunda modellerin değiştirilmesiyle mümkün olabiliyor. Burada yine bizim için önemli olan dijital bir modelimiz olması ve bu ek çalışmaların nasıl yapılabileceğinin modellenmesi.

Bir diğer çok önemli gördüğüm konu sahadaki ilerlemenin otomatik takibi. Bunun için birçok yöntem var. Dronelar ve sensörler bu konularda kullanılabiliyor. Ayrıca lazer tarama da öne çıkıyor bu alanda. Tedarik zincirinin yönetimi malzemenin takibi, aynı zamanda işin ne kadar ilerlediğinin takibi burada önemli. Bir BIM modelimiz olduğunda sahadan fotoğraflar, dronelar veya lazer tarayıcılarla topladığımız verileri BIM’in üzerine oturtabiliyoruz. Bunları oturttuğumuz takdirde sahada ne durumda olduğumuzu görebiliyoruz. Yine barkodlar ve bazı etiketlemeleri kullandığımız takdirde BIM’le beraber görselleştirerek tedarik sağlanmış mı, monte edilmiş mi, yerinde mi değil mi gibi soruların görsel bir şekilde saha yöneticileri tarafından yanıtlanması kolaylaşıyor. Biz de BIM’den veriyi kullanarak robotla ilerlemenin takibi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Drone veya robotun kendi kendine sahada dolaşması için yapay zekâ teknolojileri kullanıyoruz. Bizler prototip tarzı robotlarla verinin toplanması ve dijitalleştirilmesinin ardından BIM’le ilişkilendirilerek inşaattaki ilerlemenin otomatik olarak anlamlandırılmasını, bunun raporlanmasını başarabiliyorsak gelecekte bu aşamaların çok daha büyük boyutlara ulaşabileceğini düşünüyorum.

İşçinin takibi için giyilebilir ve sabit sensörler kullanılması öngörülüyor. Bu bize sahadaki durumla ilgili çok büyük bir içgörü veriyor. Sahamızı takip edip nerelerde sorun var, malzeme depoladığımız yerler uygun mu, işçilerin nitelikleri farklı disiplinlere göre ne durumda gibi birçok soruyu inceleyebiliyoruz. Yine çok önemli bir konu da işçinin sağlığı. Burada da bilgisayarlı görü ve makina öğrenmesi kullanılarak yeterli güvenlik önlemi alınmış mı, herkes baretini takmış mı, kapatılması gereken yerler kapatılmış mı gibi sorular için otomatik uyarı sistemlerini kullanabiliyoruz. Yaptığımız bir çalışmada yüksekten düşme için giyilebilir sensörler kullandık. İşçinin üzerinde olan bir sensör ile bu işçinin düşmesi durumunda otomatik olarak sağlık birimlerine ve proje yöneticilerine haber verebiliyor muyuz, bu internet altyapısını da kullanarak giyilebilir sensörlerden faydalanabilir miyiz soruları için çalışmalar yaptık ve olumlu sonuçlar aldık.

TESİS YÖNETİMİ
Son olarak tesis yönetiminden çok kısaca bahsedip tamamlamak istiyorum sunumumu. Bütün bu bilginin toplanması ve bizim tasarım ile inşaat süreçlerimizin iyileştirilmesinden sonra geldiğimiz nokta tesis yönetimi. Aslında bilgiye dayalı verimsizliğin en çok yaşandığı yer bu süreç. Çünkü yapının yaşam döngüsünde en uzun zaman bu alanda. Çok fazla bilgiye ihtiyaç duyduğumuz ve bu bilginin de dijital olarak sağlanmasının en fazla fayda sağlayabileceği süreçlerden biri tesis yönetimi süreci. Burada BIM çok önemli bir veri tabanı sağlıyor. Bitmiş inşaatın son halinin yansıtıldığı bir BIM modelinin bulunması, bakım onarım kılavuzu gibi verilerin objelere bağlanmış olması, bir veri tabanında bu verilerin kaybolmadan kolayca ulaşılabilir olması çok önemli. Bunun dışında VR teknolojileri sayesinde sahada bir sorun olduğunda duvarların arkasındaki boruları görebilecek şekilde modelden faydalanmak veya kullanıcı konforunun, enerji verimliliğin takip edilmesi, bakım onarım çalışmalarının ve binanızdaki sensörlerin hepsinin verilerinin BIM gibi bir sistem ile dijital bir veri tabanıyla birleştirilmesi ve görselleştirilmesi, yine tesis yöneticilerine çok büyük bir avantajlar getiriyor.

Bakım onarım kararlarımızın daha anlamlı bir şekilde desteklenmesi, geçmiş verinin ve bina verisinin dijital olması sayesinde proaktif bakım planlaması yapılması, özellikle kritik yapılarda bir şey bozulana kadar beklemek yerine bozulmayı önceden görebilmek veya bakım onarım sırasında kök nedenleri tahmin ederek bazı çıkarımlarda, tavsiyelerde bulunmak yine bu süreçleri iyileştirecek çalışmalar.

Afet ve acil durumlarda böyle bir modelimizin olması insanların nerede olabileceğini bilmek açısından kritik. Kapatılması gereken sistemlerin nerede olduğunu da bilmemiz gerekiyor. Deprem sonrasında bina yıkılmadıysa alınan hasarın dijital modelle karşılaştırılması yine bize çok faydalı fikirler veriyor. BIM burada temel bir araç olarak göz önüne çıkıyor. Bilginin dijitalleştirilmesi en büyük önceliğe sahip konumuz. Daha sonra sensörler ve diğer teknolojilerle makina öğrenmesi ve yapay zekâ gibi veri analizi tekniklerinin birleştirilmesi de önem kazanıyor. Herkese teşekkür ediyorum.”
Çelik Yapılar - Sayı: 74 - Ocak / Şubat 2022

Projeler

BATUM STADYUMU

Kendimizi Sınayalım

74. SAYI SORUSU



© 2014 - Türk Yapısal Çelik Derneği