Dr. Veysel YAYAN
Demir Çelik Üreticileri Birliği Genel Sekreteri
Hammadde ve enerji kullanımı ile atık üretimi yoğun bir sektör olan demir çelik sektörümüzde, sürdürülebilir çelik üretimi için, gerekli tüm önlemlerin alınarak, çevresel etkilerin asgariye indirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizde, ham çelik üretiminin % 75'inin gerçekleştirildiği ve hurdanın % 100’ünün geri dönüştürüldüğü elektrik ark ocaklı tesisleri, çevre dostu tesisler olarak değerlendirmek mümkündür. Demir çelik üretim prosesinde açığa çıkan atıkların tesis içerisinde kullanımına ve birkaç firmanın bir araya gelerek oluşturacakları bölgesel tesislerde geri kazanıma yönelik çalışmalar devam etmektedir.
Entegre tesislerde baca tozlarının bir kısmı, sinter prosesinde tekrar hammadde olarak kullanılmaktadır. Kok fabrikasından, katran, benzol, amonyum sülfat gibi pazarlanabilir yan ürünler elde edilmekte, üretim prosesi sonucu çıkan cüruf, klinker üretiminde kullanılmak üzere, çimento fabrikalarına satılmaktadır. Kok gazı, yüksek fırın ve çelikhane gazı gibi yan ürün gazların da tesis içerisinde, yakıt olarak kullanılmasıyla, hem enerji tasarrufu yapılmakta, hem de bu gazların yaratacağı çevre kirliliği önlenmiş olmaktadır.
Ülkemizde, 1 ton ham çelik üretimi için, karbondioksit emisyonu, Bazik Oksijen Fırını (BOF) teknolojisi ile üretim yapan tesislerde 1700 kg, elektrik ark ocaklı (EAO) tesislerde ise, sadece 150 kg civarındadır. Ham çelik üretiminin %25’inin, BOF teknolojisi ile, % 75’inin ise, EAO tesislerinde gerçekleştiği Ülkemizde, 1 ton çelik üretimi için, 540 kg karbondioksit emisyonu gerçekleşmektedir. Dünya genelinde 1 ton ham çelik için, ortalama karbondioksit emisyonu ise, 1320 kg seviyesinde bulunmaktadır. Bu da, Türkiye’de 1 ton ham çelik üretimi için, ortalama karbondioksit emisyonunun, dünya ortalamasının, % 40’ı civarında olduğunu göstermektedir.
80’li yıllardan bu yana yürütülmekte olan enerji verimliliği çalışmaları kapsamında, ton çelik başına kullanılan enerji miktarında, ciddi oranlarda düşüş sağlanmıştır. Spesifik enerji tüketim (SET) değeri 0.203-0.227 ton eşdeğer petrol (TEP) olan ülkemizin çelik sektörünün, üretimin dağılımı açısından benzer olan ve SET değeri 0.238-0.257 TEP seviyesindeki İtalya ve İspanya gibi AB üyesi ülkelerin çelik sektörleri ile kıyaslama yapıldığında, enerjiyi, üretim teknolojisi açısından benzerlik gösteren AB üyesi ülkelere göre, daha etkin ve verimli kullandığı sonucuna varılmaktadır.
Bu açıklamaların ışığında; beyaz eşya, otomotiv, makine imalat sanayi, inşaat gibi çelik tüketicisi pek çok sektörün hammaddesini üreten ekonominin lokomotifi konumundaki demir çelik sektörümüzde, son yıllarda, ‘üretim odaklı işletme’ anlayışı yerine, ‘kurumsal sosyal sorumluluk sahibi kuruluş’ anlayışının benimsenerek, enerji verimliliğini arttırıcı, çevreyi en az kirleten teknolojilere ve projelere daha fazla odaklanıldığı görülmektedir.