TR|EN
Güncel
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
E-Bülten Aboneliği
Tevfik Seno Arda Lisesi
Yayınlar > Çelik Yapılar
Sayı: 28 - Ağustos 2011

Seminer & Kurs


Mustafa ÇALIŞKAN - Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Yenilenebilir Enerji Kaynakları şube Müdürü

Genel Müdürlüğümüz yenilenebilir enerji kaynakları konusunda araştırma geliştirme, potansiyel belirleme, mevzuat hazırlıklarına katkıda bulunma gibi konularda çalışmalar yürütmektedir.

“RÜZGAR ÖLÇÜMLERİ YAPILDI, YERLER BELİRLENDİ”

Genel Müdürlüğümüz yenilenebilir enerji kaynakları konusunda araştırma geliştirme, potansiyel belirleme, mevzuat hazırlıklarına katkıda bulunma gibi konularda çalışmalar yürütmektedir.Dünyadaki gelişmiş ülkeler bu teknolojileri geliştiriyorlar ve bu teknolojileri hem kullanıyorlar hem de bu teknolojilerin satışını yapıyorlar.

Rüzgar enerjisi konusunda Türkiye’de eğer bir şeyler yapmak istiyor isek potansiyelimizi bilmemiz gerek. Bu bilgiye öncelikle ihtiyacımız vardı ve biz Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü olarak bu amaçla uzun zamandır ülkemizde araştırma çalışmaları ve ölçümler yapıyoruz. Böylece bir veri tabanı oldu elimizde, potansiyelimizi belirlemeye yönelik. Bu bilgileri ve meterolojik değerleri, modelleri kullanarak 2006 yılının sonunda Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyeli Atlası (REPA) hazırladık ve kamuoyuna sunduk. Bu çalışma ile ülkemizdeki 75 ve 100 metre yüksekliklerdeki rüzgar enerji hızlarını elde ettik. Aynı şekilde güç yoğunluğu değerleri, referans bir rüzgar enerjisi santralinin üreteceği enerjinin, 50 metredeki değerleri, kapasite faktörleri bütün bunlar elimizde mevcut hale geldi. Bu çalışma ile yüksek potansiyele sahip alanlarımız görünür hale geldi. Mesela yer seviyesinden 50 metre yükseklikteki rüzgar hız dağılımı ve güç yoğunluğu dağılımı, referans bir türbin için kapasite faktörü dağılımı yaptık. Bu değerler ülkemizin rüzgar potansiyeli hakkında çok önemli bilgiler veriyor. Özelikle Çanakkale, Ege Sahilleri, Balıkesir Bölgesi, Marmara Kıyıları, Vize, Pınarhisar, Mersin, Hatay, Kayseri’nin Yahyalı civarları ciddi anlamda yüksek rüzgar potansiyeli olduğunu tespit ettik. Fakat bu alanlarda potansiyeli tespit etmek yetmiyor, kullanılabilir olması lazım. Bazı alanlar oluyor çok güzel rüzgar potansiyeli var ama bir SİT alanı ya da yerleşim bölgesi olabiliyor. Dolayısıyla potansiyel olan yerlerde rüzgar santrallerinin kurulabileceği alanların da belirlenmesi gerekiyor idi, bu konuda çalışmalar yaptık. Yaklaşık arazi durumu, topoğrafya, yükseklik, yerleşim birimleri, göller, nehirler gibi 20 farklı değer açısında bu alanların değerlendirmelerini gerçekleştirdik ve bu çalışmanın sonucunda da bir harita elde ettik. Rakımı 1500 metreden yüksek yerler, yerleşim birimleri ya da Milli Park gibi alanlarda rüzgar santralleri kurulmasını önermediğimiz yerlerimizi tespit ettik. Bu yaptığımız atlas sayesinde ülkemizdeki herhangi bir noktanın eğer koordinatlarını biliyor iseniz o koordinat bazında rüzgar hızları nedir, pik yoğunluğu nedir, 1 MW lık referans rüzgar türbininin rüzgar enerji türbini burada ne kadar enerji üretir gibi bu tür bilgiler Genel Müdürlüğü’müzden temin edilebilir hale geldi. Eğer siz bu bilgilere sahipseniz hangi tür rüzgar türbini kullanmanız gerekiyor ve buradan yola çıkarak ne kadar enerji elde edebileceğimizi hesaplama şansınız oluyor.

Türkiye’de rüzgar enerjisinden yararlanabileceğimiz alanlar ve rüzgar hızlarının da 3 metre/saniyeden 10 metre/saniyeye kadar değiştiğini görüyoruz. Rüzgar enerjisine dayalı bir yatırım yapmak için de yer seviyesinden 50 metre yükseklikteki yıllık ortalama rüzgar hızının 7 metre/saniyenin üzerinde olmasını öneriyoruz. Eğer bunu ve kullanılabilir yerleri dikkate alır isek ve aynı zamanda bu kullanılabilir alanların her kilometrekaresine 5 MW lık bir santral kuracağımızdan bir hesaplama yaptık ve ülkemizin potansiyelini hesapladık. Bu hesaplama sonucuna göre ülkemizde karasal alanda yaklaşık 37.836 MW, deniz alanlarını kullanacak olursak 10.000 MW lık bir santral kurulabilir gibi bir sonuç elde ettik. Ama artık günümüzde rüzgar santrali teknolojileri de değişiyor, örneğin daha düşük rüzgar hızlarında yüksek enerji üretmeye başlayabiliyorlar. 5 metre / saniyede enerji üretimini durdurmuyor, türbinler yavaş yavaş duruyor. Dolayısıyla artık 6.5 metre/saniye daha ekonomik olacakmış gibi görünüyor. Eğer biz 6.5 metre /saniye üzerini dikkate alacak olursak az önce 48.000 MW dediğimiz potansiyel 131.000 kusur MW a çıkıyor. Bu da şu demek; bir anlamda Türkiye’nin rüzgar enerji potansiyeli çok güzel, yatırım yapılabilecek yerleri mevcut ve değerlendirebileceğimiz, dışa bağımlılığımızı azaltmaya yardımcı olabilecek bir kaynağımız var. Aynı zamanda memnuniyetle söyleyebiliriz ki ciddi anlamda bir yatırımcı isteği de var. Yaklaşık 126 tane projeye Enerji Piyasaları Düzenleme Kurulu’ndan üretim lisansı verilmiş. Bunların toplam güçleri 4548 MWt. Ben bu projeleri tek tek inceledim, yaklaşık 2726 tane türbin kullanılacak. Eğer bir değişiklik yapılamayacaksa bu türbinlerin kule yüksekliklerini hesapladım, 200.000 metrelik çelik kule çıktı. 200.000 metrelik yapısal çeliğe ihtiyacı var bu projelerin. Ege, Çanakkale, Mersin, Konya, Hatay gibi bölgelerde bu projeler hayata geçtiğinde rüzgar santrallerini daha çok göreceğiz. Tabii bu yetmiyor, bunlar lisanslandırılmış projeler, dediğimiz gibi ciddi bir yatırım isteği ve hevesi var. 1 Kasım 2007 tarihinde lisans başvurusu yapan 78.000 MW civarı yapılan başvurular var. Bunların bir kısmı geçen süre içinde proje başvurusunu geri çekti, kimisi iptal edildi, sonuçta 679 tane proje toplam güçleri 38.000 MW lık bir başvuru var.

Bir de gerçeğimiz var, bu kadar santral kurulacak ve bunlardan üretilen enerjiler TEİAS’a bağlanmak durumunda. Tabii TEİAS’ın da trafo merkezlerinin bu kapasiteyi bağlayabilir hale getirilmesi gerekiyor. Onların yaptığı da bir çalışma var, “Evet, potansiyelimiz 48.000 MW ama şu anda yapmış olduğumuz koşullarda bu 48.000 MW’a 2013 yılı sonuna kadar yaklaşık 11.200 MW’ını sisteme bağlayabilirim. 2023 Cumhuriyetimizin 100. Yılında da 20.000 olabilir” diye açıklama yaparak kamuoyu ile paylaştılar. Ama bunlar şu anki kapasiteler, sistemlerini güçlendirmeye, alt yapılarını yenilemeye çalışacaklarını duyuruyorlar.
şimdi bir 1 MW lık rüzgar türbini için bir takım hesaplamalar yaptım. Yaklaşık bir türbin maliyetinin %26.3’ü kule, % 22.2’si de kanatlar, yani en fazla kısmı kule tutuyor. Az önce söyledim TEİAS’ın projeksiyonunda 2012 için 12.000, 2023 için de 20.000 MW hedef var. 1 MW’lık bir santralin yaklaşık ilk yatırım maliyeti Türkiye şartlarında 1Milyon 200 Bin Euro civarında. Bu ne demektir, ilgili hedeflerin tutturulabilmesi için ve bu yatırımlar özel sektör marifeti ile gerçekleşeceğine göre sektörün 13.43 Milyar Euro’luk bir yatırım yapması gerekiyor, 2013 hedefi için. 2023 hedefi için de bu değer 24 Milyar Euro’ya çıkıyor. şimdi 1 MW’lık yani 1.200 Milyon Euro’luk yatırım yapıp, yatırımın bir kısmı da yani türbinin kendi maliyeti yaklaşık 1 MW’lık bir türbinin kendi maliyeti 800.000 Euro civarında, geri kalan 400.000’i mühendisliktir, inşaattır v.s. gibi. Bu ülke 2023 yılı için 16 Milyar Euro sadece türbine maliyet ödeyecek. Bu bahsettiğim 126 tane proje türbinlerin çok büyük bir kısmını ithal ediyor. Dolayısıyla hala 2013 ve 2023 hedefleri için de ithal etmeye devam edecek olursak Türkiye Cumhuriyeti’nin ödeyeceği paralar bunlar. Az önce bahsetmiştim, türbin maliyetinin yaklaşık % 23’ü kule idi. Yine 1 MW’lık türbin bazında bakarsak 2013 yılı hedefini tutturabilmek için sadece kuleye 2.35, 2023 hedefleri için de sadece kuleye 4.2 Milyar Euro para ödememiz gerekiyor. Bizler de bu yatırımların bu paraları karşılığı üretimlerin artık Türkiye’nin sanayisi tarafından üretilmesini istiyoruz. Bunun için de yenilenebilir enerji kanunlarında iyileştirmeler getirilmiştir. Bu iyileştirmelerin en başında yenilenebilir enerji kaynakları için devletin kaynak bazında bir alım garantisi vermesidir. Mesela rüzgar enerjisine dayalı bir üretim tesisi 7.3 Dolar Sent bir alım garantisi getirildi kanun ile. Bu kanunlarla evet diyor devlet ben 7.3 Dolar Sent’ten 1 Kilovat/saatini satın alacağım ama kuracağın tesiste kullanacağın aksamlar yerli imkanlarla üretiliyor ise ilave ödeme yapacağım. Mesela rüzgar enerjisi türbin kulesi, eğer kuleyi Türkiye’den yapıyor iseniz, yerli imalat sertifikası alıyor iseniz, 7.3 Dolar Sent’in üzerine 0.6 Dolar Sent daha vereceğim.

Eğer türbin kanatlarını Türkiye’de yapacaksanız 0.8 Dolar Sent veririm diyor. Bir de kanunlarımızda 500 kilovatın altında rüzgar türbini kullanılacak ise bunu kuracak kişi herhangi bir lisans almadan, şirket kurmadan bu yatırımı yapabiliyor, yalnız bu konuda da ciddi bir talebin olduğunu biliyoruz, ama bunlar az önce verdiğimiz ilave fiyatlardan yararlanamıyor.Şimdi rüzgar santrallerinin tarihsel gelişimine bir baktığımızda 1980’li yıllarda teknolojik olarak çok gelişmiş değildi. Ama günümüzde çok gelişmiş teknolojiler mümkün. Bizler de artık kendi türbinimizi hem iç piyasada hem de dünyaya pazarlayabilecek hale gelmemiz gerekmektedir.
Çelik Yapılar - Sayı: 28 - Ağustos 2011

Seminer & Kurs

RÜZGAR ENERJİSİ VE SANTRALLERİ SEMİNERİ
Prof. Dr. Nesrin Yardımcı - Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan SELEKT - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, Şube Müdürü
Mustafa ÇALIŞKAN - Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, Yenilenebilir Enerji Kaynakları şube Müdürü
Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar Marmara Üniversitesi Yeni Teknolojiler Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü EUROSOLAR-Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Başkan Yardımcısı ve Türkiye Bölümü Başkanı Dünya Rüzgar Enerjisi Birliği Başkan Yardımcısı
Prof. Dr. Milan VELJKOVIC
Patrick WAHLEN - Global Busines Director for Power Generation, Lincoln Electric, ABD
Anssi MAKELA - Sales Manager, PEMAMEK, Finlandiya
Önder DEMİRER - Demirer Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Koray ALTINKILIÇ - NORDEX Enerji A.Ş.
Hasan ŞEMSİ - Berdan Cıvata ve Somun Sanayi Genel Müdürü



© 2014 - Türk Yapısal Çelik Derneği